fakülteden çıkıp yüzme havuzuna doğru ilerledim. birkaç gündür kurs çıkışlarında havuza gidip kendi kendime yüzmeyi öğrenmeye çalışıyordum. ancak pek başarılı olduğum söylenemezdi.
yine de pes etmeyecektim. bora'nın beni tutmasına gerek kalmadan yüzebilmek ve ona göstermek istiyordum. ayrıca hala bozuk olan aramızı bu ufak şeyle biraz olsun düzeltebilirdim belki.
esin'in 'neredesin' diye sorduğu mesajına 'havuz' diye kısa bir mesaj attım. akşam beraber film gecesi yapacaktık. 'tamam, geç kalma', yazdığı mesajını okuyup gülümsedim. canım arkadaşım. asla bana kızgın kalamazdı.
havuza girmeden önce cam kapının ardından içeriye baktım. kimse yoktu. muhtemelen on dakika kadar önce ders bitmişti. kapıyı itip içeri girdim. soyunma odasında mayomu giydikten sonra eşyalarımı görebileceğim bir yere koydum. o sırada banklardan birinde bir çantanın olduğunu gördüm. kim çantasını havuzda unuturdu ki?
bu duruma kendi kendime gülerken havuza yaklaştım ve merdivenlere tutundum. benim girdiğim yer bir metre elli santimlikti. havuzun içinde ilerledikçe üç metreye kadar çıkıyordu derinlik.
suya girdikten sonra kendime zaman tanıdım ve havuzun kenarını tutunup kendimi serbest bıraktım. kenara tutununca böyle durabiliyordum ve bu beni epey şaşırtıyordu. birkaç ay öncesine kadar suya adım atamazken, bora bu korkumu yenmeme yardımcı olmuştu. gülümsedim. acaba şu an ne yapıyordu?
suyun içinde ayakta dikilip havuzun kenarını bıraktım. havuzun iç kısmına doğru yürüdüm. su boynuma kadar gelince durdum. kalbim hızlanmıştı. suyun içinde ayakta durabiliyordum. bora'yı düşündüm. burada olduğunu ve bana sarıldığını düşündüm. ardından dün sevim'le burada olduğunu hatırladım. ve bu düşünce beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramadı.
ardından kafamda sevim'in kıvrımlı vücudu ve suyun içinde hareket edişi canlandı. dişlerimi sıktım ve hırsla kollarımı ileri doğru uzattım.
bacaklarımı hızlı hızlı çırpmaya başladığımda en başta yüzüyorum sandım. ama suyun içinde azıcık ilerleyip batmaya başlamıştım. bu beni şaşkına uğrattı ve panikle çırpınmaya başladım. suyun altında açtığım gözlerimle iki yana hızla bakıyordum. bağırmaya çalıştım ancak çıkan tek ses hızlı hareketlerim yüzünden dalgalanan suyun sesiydi.
birkaç saniye sonra nefesimi tutamamaya başladım ve bir anlık içime su çektim. gözlerim kararıyordu. sudan kurtulmaya çalışırken başımı yukarı kaldırıyordum. ama gücüm kalmamıştı.
ölüyor olduğumu düşündüm. bora ne yapardı? esin? annem? babam? ne hissederlerdi?
çığlık atmak istedim. yüzüm acıyla buruştu ve suyun altında ağlamaya başladığım sırada belime bir kol dolandı. bilincim kapanmak üzereydi.
temiz hava yüzüme çarptığında korkunç öksürüklerle ağzımdan ve burnumdan su çıkarmaya başladım. tüm vücudum titriyordu ve gözlerim sonuna kadar açılmıştı.
bulanık sesler duyuyordum. beni tutan bedene yapışmıştım ve ağladığımı çok geç fark ettim. sudan çıkmıştık ve havuzdan uzak bir köşeye oturtulmuştum. muhtemelen şok geçiriyordum ve duyduğum sesler algılarıma ulaşmıyordu ve başımdaki kişinin ne dediğini anlayamıyordum.
beş dakika kadar sonra karşımdaki kişinin bora olduğunu gördüm. kızarmış gözlerle yüzüme bakıyordu.
"bora?" kupkuru çıkan sesimin ardından bora sertçe beni kucağına çekti.
"seni aptal!"
kollarımı boynuna sardım. o yüzünü boynuma gömmüş kollarını sımsıkı belime sarmıştı.
"aklından ne geçiyordu? ölmek mi istiyorsun? neden tek başına suya giriyorsun?" yüksek sesle bana sorduğu sorulara cevap bulamadım. hala tam anlamıyla kendime gelememiştim.
"ben... yüzmeyi öğrenmeye çalışıyordum."
yüzünü boynumdan çekti ve o an suratının halini gördüm. ağlıyordu. ağlıyor muydu? gözlerim bu halini görünce anında dolmuştu.
"sana yüzmeyi öğren diyen kim? ben hep yanında değil miyim zaten?"
"ama... aramız bozuktu."
"sikerim bozuğu! ölüyorsun sandım! korkudan ne yapacağımı bilemedim. ya ölseydin? neden düşünmüyorsun?"
ilk kez küfür edişi, bağırırken birden düşen sesi ve sol gözünden akan yaş beni sarsılarak ağlamaya itti ve ona yeniden sarıldım.
"özür dilerim. her şey için. salak gibi davrandım." hıçkırıklarımın arasında kesik kesik kurduğum cümlelerin ardından saçlarımı okşadığını hissettim.
"şşşh. tamam. ağlama. bir şey yok. iyisin. seni tuttum."
göz yaşlarımın arasında güldüm. "beni tuttun."
"hep tutacağımı biliyorsun."
"biliyorum."
"o zaman bir daha düşeceğini bildiğin yerde seni tutmama izin ver."
başımı geriye çektim ve kızarmış gözlerine baktım. "lütfen beni tut bora. hep."
alnıma uzandı ve gözlerimi kapatmama, iliklerime kadar titrememe neden olacak bir öpücük bıraktı.
"daima. söz."
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lütfen beni tut bora
ChickLit"ben yüzme bilmem." gülümsedi. "bir şey olmaz. su sığ. gel hadi." önüme düşen saçımı geriye ittim. çekingen gözlerle yüzüne bakıyordum. "şey, o zaman... lütfen beni tut bora." xxx İthaf: İleride aşık olacağım adama. xxx 280719 - 220919