son güne bir ay yirmi dört gün kala
"aşık."
"değil."
"aşık işte. deli gibi aşık."
"ya değil diyorum!"
"gözünden belli gözünden."
"of allahım ya."
"ne zaman sevgili olursunuz acaba?"
"ya esin!"
sesim fazla yüksek çıkmış olacak ki yan masalardan birkaç kafa bize döndü. yüzümü sıkıntıyla buruşturdum. esin ise pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. aaahhhhh.
"merhaba hanımlar."
al işte.
başımı kaldırıp sevdiğim beye gülümsedim. "merhaba. hoş geldin. otursana."
yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğu sırada esin iki elinin işaret parmaklarını birbirine bastırarak dudaklarını büzdü. masanın altından ayağına vurdum.
"n'aber? uzaktan tartışıyor gibi görünüyordunuz."
yalandan güldüm. "sevdiğim bir film serisi hakkında tartışıyorduk."
bana merakla baktı. "hangi film?"
yapma be adam. "alacakaranlık."
gülümsedi. "kız kardeşim de sever." tek kaşım havalandı. "kız kardeşin mi var? kaç yaşında?"
"ve birde erkek kardeşim var. ayrıca kız kardeşim on altı yaşında," deyip sırıttığında kaşlarımı çattım. ardından küçük bir kız çocuğu gibi kollarımı önümde bağlayıp dudak büktüm. "sen bana ne demeye çalışıyorsun?"
yanağımdan makas alınca kal geldi tabii. zorlukla yutkundum. kısa bir kahkaha attı. "ben de severim. hemen yanlış anlamayın küçük hanım."
anında fırından yeni çıkmış bir poğaçaya döndüm. ne yapacaktım ben bu adamla yahu?
esin iki elini çenesinin altında birleştirmiş hülyalı hülyalı bizi izliyordu. bora ona doğru döndü. "sen nasılsın esin?"
"iyiyim bora. teşekkür ederim. sen nasılsın?"
gülümsedi. "ben de iyiyim. teşekkür ederim." esin bana bakıp tekrar bora'ya döndü. "önümüzdeki hafta müsait misin bora?" hayır, hayır, hayır. kesin bunun altından bir iş çıkaracaktı esin. of allahım.
bora bir bana bakıp sonra esin'e döndü. "evet, neden?"
esin'e kaş göz işareti yaparak susmasını işaret ettim. dinler mi? elbette hayır. "ya haftaya olcay, ben ve belçim beraber kampa gidecektik. sen de gelsene."
asla öyle bir planımız yoktu. çöp çatanlar kraliçesiyle yakın arkadaştım. bu iyi miydi kötü müydü iki yıldır hala karar verememiştim.
bora yeniden bana bakınca duraksadım. niye susuyordum ben? "aa, evet. sen de gelsene. mangal yapacağız, çadır kurup göle gireceğiz. bir gün kalıp geri döneceğiz. eğlenceli olacak."
bana da yuh ama. beş saniyede önümüzdeki haftanın planını yapmıştım. neyse ki plana uyacak bir yer biliyordum. hem bu güzel bir plandı. onunla daha çok vakit geçirmiş olacaktım.
"aslında... harika olur." yüzündeki gülümsemeden cesaret alıp ellerimi çırptım. "harika!"
harika ya. harika tabii.
esin ve bora'nın aynı ortamda olması her an foyamın ortaya çıkması demekti ama yine de harikaydı işte. hadi hayırlısı.
xxx
![](https://img.wattpad.com/cover/195434081-288-k237522.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lütfen beni tut bora
ChickLit"ben yüzme bilmem." gülümsedi. "bir şey olmaz. su sığ. gel hadi." önüme düşen saçımı geriye ittim. çekingen gözlerle yüzüne bakıyordum. "şey, o zaman... lütfen beni tut bora." xxx İthaf: İleride aşık olacağım adama. xxx 280719 - 220919