13.Bölüm

1.4K 116 17
                                    

Rose (Chaeyoung)

Üzerimdeki kazağı tek hamleyle üzerimden çıkarıp, yere attı. Dantelli, siyah sütyenimden taşan memeleri izlemeye başlamıştı. Yaklaşıp boynumu kokladı.. gerdanımı öpüyordu ve ben titriyordum...

Bırakması için dua ettim. Çıplak belime elini koyup okşamaya başladı. Titriyordum ve o korktuğumu çok iyi biliyordu. Engel olmuyordum. Korkuyordum çünkü...

Engel olursam, işin sonu daha kötüye gidebilirdi. Başını boynumdan çıkarıp gözlerini gözlerime sabitledi. Gözlerimle yalvarıyordum. Durmuyordu. Elini yavaşça belimin üzerine götürüp eteğimin fermuarını buldu. Elini attığında titrek bir nefes aldım. Ağlamam şiddetlenmişti ama yine de sessizdi.

Elini fermuarımdan çekti. Bir eli belimdeydi. Diğerini yanağıma götürüp başımı kaldırdı. Şefkatle okşadı. "Korkuyorsun." Dedi. Başımı hafifçe salladım. "Bana geri dön Chae. Dayanamıyorum..." dediğinde ona olan bütün duygularım birden içime hucüm etti. Ona olan aşkım beynime akın ediyordu. Bende dayanamıyordum...

Cevap vermeyeceğimi düşünüp sıkıntıyla nefes aldı. Acı çekiyordu. Saklamaya çalışıyordu ama görüyordum. "Canını yakmayacağım Chae. Korkma..." dedi ve benden ayrıldı. Bir adım uzaklaştı ve başını öne eğdi.

"Sadece bilmeni isterim ki evet silah kullanıyorum ve tehlikeli bir adamım. 22 yaşındayım. Babam ölünce holdingin başına geçtim. Yaşım 22 olsada çocukluğumdan beridir özel öğretmenler tarafından yetiştirildiğim için 5 fakülte bitirdim. Mazimde sayısız insanı öldürdüm ama asla bir masumun canını yakmadım. Hepsi tehlikeli ve kötü insanlardı ve benim düşmanlarımdı. Ayrıca da bir sinir hastasıyım. Bilmen gerektiğini düşündüm ama daha önceden fark ettiğini biliyorum. Bu kadar işte, ben böyle bir adamım. Severken canını yakarım ama yine de çok severim. Deliler gibi sevdiğim tek şeysin Chae... bundan sonra hala benimle olmayacağını düşünüyorsan, söz veriyorum bir daha karşına çıkmam..." dedi. Bu konuşması çok içtendi. İçimde birşeyler kıpır kıpır olmuştu. Ona olan sevgim gözlerimden fışkıracaktı.

Yere eğdiği başını, iki elimide yanağına koyarak kaldırdım. O da belimi sarmıştı. Umut dolu gözlerle bana bakıyordu. "Sanırım sensiz yaşayamıyorum Yoongi..." diyip dudaklarına yapıştım. Nazikçe öpüşüyorduk. Ayrıldığımızda birbirimize sıkı sıkı sarıldık.




Sabah uyandığımda Yoongi'nin kucağındaydım. Sırtım, göğsündeydi. İki elide karnımın üzerindeydi, beni şefkatle sarmalamıştı. Benimde ellerim, onun ellerinin üzerindeydi.

Biraz kıpırdanıp arkamı döndüm. Elleri şimdi belimi sarmalamıştı. Hala uyuyordu. Elimle yüzünü okşadığımda gülümsedi. Sanırım uyumuyordu. "Günaydın meleğim..." dedi. Onun bu tatlı haline gülümseyerek yanıt verdim. "Günaydın bebeğim..."

"Böyle söyleme. beni çok tahrik ediyorsun Chae." Diyip üstüme çıktı. Onu yatağa itip hemen kalktım. Gülerek mutfağa gittim. Dolaptan su çıkarıp içtim. Birden Yoongi arkamda bitti. Belime arkadan sarılıp boynumu öpüyordu. Huylandığım için suyu ağzımın etrafına dökmüştüm.

Ben ağzımı silerken o kahkaha atıyordu. Ona ters bir bakış attığımda sustu ama hala gülümsüyordu. Ona dönüp boynuna sarıldım. Üzerimde Yoongi'nin gömleği vardı. Dün gece bir şey olmamıştı. Konuştuktan sonra terasa çıkmıştık. Yıldızları izlerken bana saçlarıma, yıldızların boncuk boncuk dizildiğini söyledi. Saçlarım pembeydi ve ben bu rengi çok seviyordum. Bu gece yanında kalmamı istediği için, dün gece onunla uyudum.

Sarıldıktan sonra ayrılıp "Artık gitmeliyim bugün okul var." Dediğimde yüzünü asmıştı. Sonra birden sinirli bir hal alıp "Şu Chanyeol, ne iş?" diye sordu. Düz bir şekilde "Arkadaşım." Dedim. "Cafenin sahibinin oğluymuş. Aslında sana o gözle bakmadığını biliyorum ama onunla yakın olman hoşuma gitmiyor Park Chaeyoung." Deyince gülmeye başladım.

'Neden gülüyorsun?' dermişçesine yüzüme bakıyordu. "Benim şirin ayıcığım beni kıskanırmıymış..." diyip onunla oynadım. Burnunu sıkıp kahkahalar atıyordum. Ellerimi havada tutunca sustum. "Bende seninle okula geliyorum sincap Chae." Dedi. Başımı olumlu anlamda, gülerek salladım.

Yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim. Yoongi'nin gömleğini yatağa bırakıp kendi kıyafetlerimi giydim. Tam kapıdan çıkıyordum, aklıma gelenle dönüp gömleği aldım. Aşağı indiğimde Yoongi kahve içiyordu. Yanına gidip "Bu bende kalabilir mi?" Diyip gömleği gösterdim. Başını olumlu anlamda sallayınca yanağını öpüp evden çıktım..



Bir önceki bölümün sonunda size şeyimsi sahnelerin olacağını söylemiştim ama bunun için erken olduğunu düşündüm. Ama son bölümlerime yaklaşırken öyle bir sahne yayımlayacağım..

Oylayalım lütfen...

Destek olan herkese çok teşekkür ederim...

Sağlıkla ve sevgiyle kalın aşklarım...


Sağlıkla ve sevgiyle kalın aşklarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hikayede Yoongi'nin saçı siyah🖤

Rose'nin saç rengi fotoğraftaki gibi💗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rose'nin saç rengi fotoğraftaki gibi💗








                                   💛

Star Haired// YoonroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin