22.Bölüm

1.1K 111 23
                                    

Rose (Chaeyoung)

Başımın zonklamasıyla ve güneş ışığının, gözlerime hücum etmesiyle uyandım. Başım, çok kötü ağrıyordu.

Yoongi'nin, yatağındaydım. Yorganı üzerimden atıp, ayağa kalktım. Biraz sendelesemde, dengede durabilmiştim.
Bir dakika ya, benim kıyafetlerim nerde?

Üzerimde, beyaz bir gömlek vardı. Yoongi'nin gömleği olmalı.. Off, o mu değiştirdi yoksa??

Odadan çıktığımda, koridorda Yoongi'nin, sesi yankılanıyordu. Çalışma odasından geliyordu sesler.

"İn'i, yakın gitsin. Orada bir işim kalmadı." dedi. Sonra telefonun kapanma sesini duydum. İn ne? Neyi yakıyor? Off kimi seviyorum ben böyle..

Telefonum nerde yaa? Eşyalarım? Yoongi'nin yanına gitmek istemiyordum. Bu yüzden aşağıya indim. Salonda da eşyalarımı bulamamıştım.

Mutfağa gidip, kendime su doldurdum. Yavaşça suyumu içtikten sonra bardağı tezgaha koydum. Birden tezgahın üzerinde iki el görmemle sıçramam bir olmuştu.

Arkadan kulağıma "Şşş sakin ol." diye fısıldadı. Yoongi'den korkuyorum ve ondan kaçmaya çalışıyorum ama sonuç; başarısız olup, kendimi yine onun yanında buluyorum.

Yavaşça arkamı döndüm. Korkuyla yüzüne bakıyordum. O yine soğuk ifadesiyle beni izliyordu. Ona dönmemle, ellerini belime sardı.

Beni kendine iyice bastırmıştı. Korkuyla yutkundum. "Ü-üzeri-mi
se-sen mi değiş-iştirdin?"

Kekelediğimin farkındaydım. Ne zaman korksam böyle olurdum. Dilim tutulurdu. Buna üzülemiyordum çünkü şu an konuşabilmem bile büyük başarıydı.

Kafasını salladı. Utançtan ağzımı kapattım. Sonra sinirle çırpındım.
"Off Yoongi yaa, nasıl yaparsın bunu?!"

Belimdeki elleriyle, beni iyice bastırınca durmuştum. Üzgünce ve sinirle yüzüne bakıyordum. "Bak, dün gece bayıldın. Bende doktor çağırdım, sana iğne yaptı. Doktor üzerini değiştirip, vücudunu soğutmamı söyledi. Bende yaptım."

Sıkıntıyla nefes verdim. O da iç çekti. "Nasıl soğuttun peki?" diye sordum. Alayla "Banyoya soktum." Dedi. Ağzım yine açık kalmıştı. Çırpınmaya başladım. "Fırsatçı ya. Kim bilir nerelerime dokundun?.."


Sinirle beni durdurdu. "Ben fırsatçı değilim. Ayrıca banyo felan da yaptırmadım. Soğuk su ve bezle yaptım. Sen uyurken sana hiçbir şey yapmam ben. Saçmalama." Dedi ve gitti.


Hala olduğum yerde ağzım açıktı. Sanırım onu kırmıştım ama ne yapayım? Çok korktum. Off...

Yavaş adımlarla yukarı çıktım. Çalışma odasına doğru ilerledim. Kapı aralıktı. Yavaşça girdim. Yoongi koltukta uzanmıştı. Erkeksi bir şekilde uyuyordu.

Bir kolu başının altında diğer kolu, düz bir şekilde kanepede duruyordu. Ayaklarını üst üste koymuştu. Bedeni kanepeye sığmadığı için ayakları, kanepenin kolunun, üzerindeydi.


Yine siyahlar içindeydi Yoongi... Odanın, penceresinin önünde simsiyah bir perde olduğu için odaya hiç ışık girmiyordu. Yerlerde bir sürü içki şişesi ve bitik sigara paketleri vardı. Oda, siyahlar içindeydi. Sadece kırmızı bir ışık yayan, lamba vardı. Siyahlar içindeki odada tek beyaz unsurdum.

Odadaki karanlık beni çok korkutuyordu. Ayrıca bu oda, evin sıcaklığına oranla baya soğuktu. Üşümeye başlamıştım.

Yoongi'nin yanına gidip, koltuğun kenarına oturdum. Elimi yanağına koydum. Gözlerinden uykusuz olduğunu biliyordum. Uyandırıcaktım ama vazgeçtim. Uyumazsa, hasta olabilirdi...


Biraz onu izledikten sonra ayağa kalktım. Üzerine eğilip, nazikçe yanağını öptüm. "Özür dilerim." diye fısıldadım. Tam kalkacağım sırada iki el tarafından çekildim.

Tam Yoongi'nin üzerindeydim. Başım, boynuna gömülmüştü. Kalçamın, nerdeyse belime kadar açıldığına yemin edebilirim. Başımı, boynundan çıkardım. Ağzım açık, yüzüne baktım.


Tehlikeli ifadesi yine yüzündeydi. Kalkmaya çalıştım ama izin vermedi. Korkak fısıltımla "Bıraksana." Dedim. İzin ister gibi çıkmıştı sesim.

'Hayır' anlamında işaret yaptı. Şu an üzerimin çıplaklığı bile beni ilgilendirmiyordu. Sadece karanlık olduğu için çok korkuyordum.
"Çok karanlık.." dedim fısıltıyla. Korkudan başımı, boynuna gömdüm.

Nefes verip, oturur pozisyona geldi. Şu an bacaklarının arasındaydım. Bir eli belimdeydi. Diğer elini, cebine attı. Küçük, siyah bir uzaktan kumandaydı. Kumandaya basmasıyla, perde otomatikman açılmıştı. İçeri ışık giriyordu. Işığı görmemle, sevinçle ona döndüm.


Hafifçe gülümsüyordu. Dudaklarımı, nazikçe dudaklarına değdirdim. "Teşekkür ederim.." dedim sevinçli fısıltımla..

Söyleyecek birşeyim yok. İyiki varsınız...

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

Star Haired// YoonroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin