Rose (Chaeyoung) İş ilanlarına bakıyordum. İş bulup çalışmalıyım çünkü bu para bana ancak biryere kadar yeterdi. Bana fazlası gerekiyordu. Sonunda bir ilan benim yapabileceğim bir işti. Garsonluk. Hemen odama gidip, üzerime bir kazak altımada dar bir pantolon giydim. Çantamı ve telefonumu da alıp dışarı çıktım. Geleli 1 hafta olmuştu ama ben hiçbir yeri gezmemiştim. Sarı saçlarım rüzgarda uçuşup durduğu için bileğimdeki lastikle at kuyruğu yaptım.
İlandaki adrese gelmiştim. Cafeyi şöyle bir süzünce gerçekten tatlı olduğunu düşündüm. İçeri girip sorumlu kişiyle görüştüm. Hemen yarın başlayabileceğimi söyledi. Teşekkür edip çarşıya geri döndüm. Mutluydum. Bu kadar çabuk iş bulabileceğim aklımdan geçmezdi. Ben bütün yaz ilanlarla uğraşırım diye düşünüyordum. Bu çok iyiydi.
Kıyafet alışverişi yapabilmek için bir mağazaya girdim. Kore'deki evden çok ama çok az şey almıştım. Bu yüzden neredeyse hiç kıyafetim yoktu. Girip büyük bir alışveriş yaptım. Yorgunluktan bittiğim için evime geri döndüm. Bütün kıyafetleri yeni aldığım için hepsini makineye attım. Sonuç olarak mağazada bir sürü insan deniyor. Temizlik takıntım olduğu için buna asla dayanamazdım. Dışarı da giydiğim kıyafeti de makineye attığım için dolapta son kalan t-hşörtü üzerime geçirdim. Sadece kalçama kadar kapatabilen beyaz, ince, düz bir t-hsört.
Aşağıya indim. Kendime bir kahve yapıp bahçeye çıktım. Bahçede ki çimlere oturup kahvemi yudumluyordum.
Bahçe duvarının üzerinde siyah bir silüet görünce korkuyla yerimden doğruldum. Bu Yoongi'ydi. Alayla "Yine elektriklerin mi kesildi?" Diye sordu. Duvardan atlayıp yanıma geldi. Geriye doğru bir adım atınca sıkıntıyla nefes verip "Korkuyor musun?" Diye sordu. Kafamı 'evet' manasında salladım. Derin bir nefes verip "Üzgünüm." Dedi. "Gitmeliyim." Diyip evime doğru yürüdüm. Ben içeri girdiğimde ne zaman geldiğini bilmeden o da evime girmişti. Sinirle yüzüne baktığımda "Birşey söylemeyecek misin?" Diye sordu. Şaşırarak "Ne söylemeliyim?" Diye sordum.
Bu sefer o sinirlenmişti. "Sana aşık olduğumu söyledim. Bununla ilgili birşey söylemeyecek misin?" Diye kızgınlıkla sordu. "Söylemeyeceğim." Dedim düz bir ifadeyle. Bu, onu daha fazla sinirlendirmişti.
"Sevmiyorsan bari sevmediğini söyle de bende boşuna seninle ilgilenmeyeyim." Dediğinde beni duvara sıkıştırmıştı. Seviyordum. Birşey demedim.
Daha fazla sinirlenmişti. Bende son kozum "Tanışalı 1 hafta olmuşken nerden bana aşık olmuş oluyorsun ki? Üstelik senin beni kullanmak istemediğini nerden bileyim. Seni sadece bir haftadır tanıyorum. Hakkında pek fazla birşey bilmiyorum. Bu yüzden OLMAZ!" Dedim.
Öfkesi harlıyordu. "Tanıtırız o zaman." Dedi. Öfkeyle gülümsüyordu. Aslında gerçekten onu ne tanıyordum ne de ona güveniyordum."Sorun sadece tanımak değil, güvenmek." Dedim. Gözlerine bakarak. Gözlerindeki öfke çok fazla büyüyordu. Elimden tutup beni kendi evine çekiştirdi. Sadece elimi kurtarmaya çalışıyordum. Bir şey demiyordum. Onu çok fena sinirlendirmiştim.
Beni kendi odasına getirmişti. Şu an onun ve kapının arasındaydım. Çıplak bacaklarımı okşayarak "Kendimi böyle mi tanıtayım yoksa yatakta tanıtmamı ister misin?" Diye sordu. Sinirliydi. Gözü dönmüştü. Bense titriyordum. Yanağını yanağıma sürtüp kalçamı okşuyordu. Korkudan ağlıyamıyordum bile...
Kulağıma "Eee ne diyorsun?" Diye fısıldadı. "Yoongi lütfen bırak." Diye fısıldadım. Artık gözyaşlarım dökülüyordu. "Yanlış cevap Chae." Dedi ve "Tamam ben karar verdim." Diye ekledi.
Beni odasındaki boydan aynanın karşısına sürükledi. Bir eli belimde beni sıkı sıkıya tutuyordu. Bende bir elimi onun belimdeki elinin üzerine koymuştum. Ellerinde ki zincirler eline bol geldiği için tam el yüzünün üzerindeydi ve ben zincirlerle birlikte elini sıkı sıkıya tutuyordum. Arkadan sırtımı göğsüne bastırıyordu. Diğer elini kızlığımın üzerine koymuştu. Kadınlığımı avucuyla, sıkıyordu. Benimse diğer elim onun diğer kolunu tutuyordu. Aynadan ikimizide görebiliyordum. Ben sessizce ağlıyordum. Oysa kulağıma "Şimdi beni tanıyacaksın." Dedi. Çok korkuyordum.
Korkuyla aynadaki yüzüne "Nolur yapma... Yoongi... yalvarırım." Diye ağlıyordum ama sanki o, beni duymuyordu. Hayır buna izin veremem...
Henüz içime girmemişti. Beklemediği bir anda hemen ona döndüm. Bu sefer iki elide belime düşmüştü. Şimdi de belimi iki eliyle sıkıyordu. Hemen onun boynuna sıkıca sarıldım. Kulağına "Yalvarırım yapma Yoongi... Lütfen... sana henüz herşeyi anlatmadım. Beni dinlemen gerekiyor. Bende seni çok seviyorum..." diye fısıldadım. Daha sonra hıçkırarak ağlamaya başladım. O da belimi sıkmayı bırakıp yavaşça bana sarılmaya başladı. Mecburen ona herşeyi anlatacaktım ama nasıl.?.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bu fotoğrafa bayılıyorum...)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün iki bölüm birden yolladım. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Öpüldünüz💘