Rose (Chaeyoung)
Duş alabilecek vaktim olmadığı için direkt kıyafetlerimi değiştirdim. Yoongi rahatsız olacağı için kısa ve açık giymedim. Üzerime bol beyaz bir kazak altıma dar bir siyah pantolon giydim.
Çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım. Yoongi beni bekliyordu. Dünki çantasını takmıştı yine. Siyah bol sweat, siyah askeri biçimi pantolon, siyah askeri biçimi botlarla Yoongi, her zamanki gibiydi. Tek fark bugün çok mutluydu. Bana gülümseyerek bakıyordu. Ben de ona gülümseyerek bakıyordum.Yanına gittiğimde üzerimi süzüp, tatmin olmuşçasına bir şeyler mırıldandı. Ellerimizi kenetleyip yürümeye başladık. Arabayla gitmek istemiyordum. Hem daha cafeye uğrayıp Chanyeol'u almamız gerekiyordu.
"Cafeye uğrayacağız." Dediğimde Yoongi 'Neden?' dermişçesine yüzüme baktı. "Chanyeol'da bizimle gelecek." Dediğimde suratı gerildi. Kızacağını biliyordum ama o, benim arkadaşım ve o da bizimle okula gelecek.
Elimi kenetlediğim, zincirli elini sıktım. Diğer elimide aynı elinin üzerine götürüp anlayışla okşadım. Sonra elimi yukarı çıkartıp, kolunu tuttum. Nazik sesimle "Sadece arkadaşım Yoongi. Sorun yok. Ben seni seviyorum.." dediğimde yüzü yumuşamıştı.
Gülümseyerek "Beni tahrik ediyorsun." Dedi. Hemen korkuyla ellerimi ondan ayırdım. Hala gülüyordu
"Ahh Chae Ahh." Diyip kolunu omuzuma attı. Bende onunla birlikte gülmeye başladım.Sarmaş dolaş cafeye vardığımızda, beklemeden Yoongi'yi içeri soktum.
Bayan Yeon Joo gülümseyerek "Hoşgeldiniz." Dedi. Sanırım Yoongi'nin sevgilim olduğunu bildiği için hiç şaşırma belirtisi göstermedi.Bayan Yeon Joo "Chanyeol.. birazdan gelir." Dedi kaygıyla. Anlaşılan yine uyuyakalmıştı. Biz Yoongi ile bir masaya yerleştikten hemen sonra içeri Chanyeol girdi. Uykulu gözleri hala kapalıydı. Omuzunu duvara çarpınca acıyla ve sinirle "Ahh! Bu duvarı buraya koyanın ben.." dedi ve gözlerini açtı.
Gözlerini açınca bizi gördü. Şaşırmadan, düz bir ifadeyle "Selam." diyip, tezgahın önündeki annesine döndü "Anne çorabımın teki yok." Diye bağırınca, gözlerim ayaklarına kaydı.
Bir ayağında, gökkuşağının tüm renklerini barındıran, çizgili bir çorap vardı. Diğer ayağı çıplaktı. Bunu farkedince Yoongi ile birlikte birbirimize baktık, sonra dayanamayıp kahkahayı bastık.
Chanyeol mızmızlanarak "Gülmeyin yaa." Diye bağırınca sustuk ama Yoongi hala hafiften sırıtıyordu. Annesi Chanyeol'u kolundan tutup çekiştirerek odaya soktu.
Uzun bir bekleyişten sonra Chanyeol, odasından çıkıp yanımıza geldi. Artık eskisi gibi neşeli haline dönmüştü. Gülümseyerek "Hadi gidelim." Dedi.
Ben ortada, Chanyeol solumda, Yoongi sağımda sokakta öylece yürüyorduk. Biz arada aklımıza geldiği için Yoongi ile gülüyorduk.
Chanyeol istifini bozmadan "Bazen en mükemmel yakışıklılar bile böyle aksiliklerle karşılaşabilir. Abartmayın." Dedi.
Gülmemiz bittikten sonra yürümeye devam ettik. Artık Yoongi'de, Chanyeol'a ısınmıştı ve yanımda olmasını sorun etmiyordu. Ben demiştim ona, 'Öyle birşey olmaz' diye.
Ben birinin bana, hangi gözle bakacağını bilebilen bir insanım. Öyle her aşk hikayesindeki saf kızlardan değilim. Gayette aklım var ve Yoongi'de bunu kabul edip, bana güven duymaya başlayacak.
Sıralarımıza yerleştiğimizde yine Chanyeol solumda, Yoongi sağımdaydı. Ders boyu Chanyeol, tüfekli bir oyun oynuyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ve oldukçada saçmaydı. Yoongi, ders boyu yine beni izliyordu. Bende her zaman ki gibi hayvanca not alıyordum.
Yoongi elini bacağıma götürdüğünde ürkmüştüm. Ne yani bunu, burada, insanların içinde mi yapıcaktı? Bende buna izin mi verecektim? Yok öyle yağma...
Elini sıkıca tuttum ama durdurmaya gücüm yetmemişti. Bacağımı okşuyordu. Eli arada bacak aramada kayıyordu ve ben korkmaya başlamıştım.
Kulağına "Yoongi, burda mı?" Diye fısıldadım. Gülümseyerek başını salladı. Ahh cidden ama...
"Yapma!" Diye fısıldadım kulağına.Yüzü gülmeyi bırakıp, normal haline döndü. Hınzır ifadesiyle
"Yiyorsa durdur..." Dedi.Oy verelim çiçeklerim...
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star Haired// Yoonrose
FanficMin Yoongi & Park Chaeyoung Her aşk toz pembe değildir sevgilim, ben seni karanlığın ortasında sevdim... ⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️