Bölüm 17

124 10 1
                                    

Biz Açelya ile gözcülük yaparken öğretmenler odasının kapısı açıldı ve Ezgi dışarı çıktı.
Dışardan gelen öğretmen sesleri buraya geldiklerini gösteriyordu. Hızla diğer tarafa yönelip odanın önünden ayrıldık.
Bahçeye çıktığımızda ders zili çalmıştı.

"Teneffüste nereye gideceğimizi biliyorsunuz." dedi Ezgi.

Bizde Açelya ile 'biliyoruz' dedik ve ben onlardan ayrılarak sınıfıma çıktım.

Endişe ve heyecanla kaplı olan vücudum ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Heyecanlıyım çünkü kötü adamımızın yakında işi bitecek. Endişeliyim çünkü kötü adamımız bu işten sıyrılabilir. Bu iki duygu vücudumu ele geçirmiş beni sıkıştırıyordu. Öğretmen gelmeden cama yaklaşıp biraz nefes aldım.

Sınıfın uğultusunun birden kesilmesi öğretmenin geldiğini gösteriyordu. Hiç geçmeyen bir matematik dersinin ardından ben bunalmış bir şekilde sınıftan çıktım. Buluşma noktamız olan kantine ilerlerken bir zamanlar kızlarla konuştuğumu okuldaki kimsenin bilmesini istemiyordum. Peki ya şimdi? Şimdi birlikte planlar yapıyoruz. Okulda beraber zaman geçiriyoruz ve ben... Başkalarının ne dediğini ne düşündüğünü umursamıyorum. Zaten bir uyumsuz olarak eskiden de çok umursadığım söylenemezdi.

Kantinde beni bekleyen kızların yanına gittiğimde ikiside gülüyordu. Bugün bir şeyler yiyememiştik, Açelya'nın burnu kanamıştı. Kızları bilmem ama ben açtım.

Zaten yanlarına oturmamla birlikte
"Hakan bugün yemek yiyemedik." dedi Ezgi.

"Ve bu yüzden açız. Tabii sende açsındır." dedi Açelya.

"Doğrusu bende size aynı şeyi söyleyecektim. Hadi para verin de bir şeyler alayım."

"Hani sabah kantine geldiğimizde para almıyordun. Ne oldu?" dedi Açelya.

"Ne mi oldu?"

"Şaka yaptım kızma. Hadi bugün yemekler benden." dedi Açelya.

"Valla böyle yaşamak gayet güzel."
dedi Ezgi gülerek.

"Tabii güzel olur bizden geçiniyorsun." dedi Açelya.

"Hatırlattığın iyi oldu. Bize bir şeyler ısmarlarsın artık."

"Ismarlarım. Bir de şu plan güzel sonuçlansın. İşte o zaman size yemek ısmarlayacağım."

"Büyük söz verdin." dedi Açelya.

"Bunu duyduğumuz iyi oldu. Unutmayalım Açelya." dedim gülerek.

...

Cumartesi!

Operasyonun üzerinden dört gün geçmişti. Şu an Ezgi bizi bir restauranta getirdi. Verdiği sözü unutturmadık ona.
Yemeklerimiz geldiğinde herkes yemeği ile ilgileniyordu.
Aç karınlarımız doyduğunda sohbet zamanıydı.

"Teşekkürler Ezgi." dedi Açelya oldukça kibar bir şekilde.

"Rica ederim. Böylece sözümü tutmuş oldum ayrıca kutlama yemeği yapamamıştık onun telafisi gibi olur."

"Evet. Teşekkürler." dedim.

Aklıma o gün geldi. O gün, son operasyon günü, Bulut kanıtları aldı ve polise gitti okul çıkışı. Bizde adamımızı takip ettik. Öncelikle onu ilk takip ettiğimiz zaman gördüğümüz binaya geldi. Bulut'a haber verdik. Polisler gelene kadar binaya girmedik. Polisler geldiğinde arama yaptılar fakat adamımız kaçtı. Ezgi ve Bulut'un gördükleri on bir kişiden sadece beşi yakalandı. Zaten içerde toplam yedi kişilermiş. Üç kaçak arka taraftan kaçıyorlardı ve peşlerine düştük. Tahminlerimize göre depoya gitme ihtimalleri vardı. Onları takip ettik. Tahminimiz doğru çıktı. Ancak binaya baskın yapıldığı zaman depoya polisler baskın yapmıştı ve
adamlar oraya kaçtıklarında polislere yakalanmışlardı.
Polislerin kanıt bulamayıp yakalayamadıkları adamları biz yakalamıştık.

UYUMSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin