Bölüm 38

64 5 0
                                    

Oğuzhan o günden sonra özür dilemeyi aklına koymuştu. O aklına koymuş olsa bile bir türlü Ezgi ile konuşamıyordu. Ezgi yanımıza gelmek yerine Timuçin ile takılıyordu. Ezgi'yi bir tek Açelya ile sabahları okula gelirken görüyorduk. O zaman da pek konuşmuyorduk.
Bir sabah biz kantinde otururken içeri el ele tutuşan Ezgi ve Timuçin girdi. Biz bu çocuğun sadece adını biliyorduk.

Kantinden alacaklarını almış çıkarlarken
"Ezgi!" diye seslendi Açelya.

Arkasına dönen Ezgi bizi gördü. Timuçin'e bir şey dedi ve yanımıza gelmeye başladılar.

"Selam." dedi Ezgi.

"Selam." dedi Açelya. "Otursanıza."

Yan yana oturdukları zaman
"Sevgilin ile tanıştırmadın bizi." dedim.

Ezgi kırmızı renge bürünürken
"Ben Timuçin." dedi sevgilisi.

Bana doğru uzattığı eline bakarken Açelya koluma dirseğiyle vurdu.

Uzattığı eli tutarak
"Hakan." dedim.

"Ben Açelya."

"Memnun oldum."

Oğuzhan kendisini tanıtmamıştı.

"Oğuzhan. Hakan ile aynı sınıfta." dedi Ezgi eliyle işaret ederek.

Oğuzhan gözlerini dikmiş Ezgi'ye bakıyordu.

"Biz bahçeye çıkacaktık. Size iyi oturmalar." dedi Ezgi ve hızla oturduğu sandalyeden kalktı.

"Sonra görüşürüz." dedim kapıdan çıkan Ezgi ve sevgilisine el sallarken.

Açelya Oğuzhan'a döndü.

"Neden konuşmuyorsun Oğuzhan?"

"Efendim?"

"Bir şey mi oldu? Yanımıza oturduklarından beri konuşmuyorsun."

"Benden hala özür dilemediği aklıma geldi."

"Sen özür dilemekten..." derken cümlemi yarıda kesti.

"Vazgeçtim. Hem o benimle barışmak ister gibi değil. Büyük ihtimalle de benim yüzümden yanınızda durmak istemedi."

"Neden sen varsın diye gitmek istesin ki?" diye sordu meraklı gözlerle Açelya.

"Benden özür dilemesi gerektiğini biliyor. Bunu yapmak istemiyor çünkü boşuna benimle tartıştığı için utanıyor."

...

Okul çıkışında Açelya ile eve gidiyorduk. Ezgi yine yoktu.
Sessizce yolda yan yana yürürken Açelya'nın elini tutmak ile tutmamak arasında kaldım. Tutacağım sırada telefonu çaldı. Açtığı telefonla konuşmaya başlayınca onu dinledim.

"Efendim anne?"

"..."

"Geliyoruz."

"..."

"Merak etme."

"..."

"Ben hallederim."

"..."

"Görüşürüz."

Telefonu kapattığı zaman ona baktım. Gülümsedi.

"Annem."

"Ne diyor? Kötü bir şey yok değil mi?"

"Hayır. Akşam için yemek hazırla diyor. Dışarıdaki işi uzun sürermiş."

UYUMSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin