Saat 18.30'du. Açelya ile aldıklarımızın parasını ödeyip Ezgi ve Bulut'un yanına gitmiştik. Onlar bizden önce alışverişlerini bitirmişler ve bizi beklemişlerdi. Alışveriş sonrasında dördümüz de evlerimize gittik. Elimdeki poşetleri kapıdan girdiğim zaman odamın kapısının yanına koydum. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim çıktığımda annem poşettekileri çıkarmış ne almış olduğuma bakıyordu. Lacivert gömleği ve kot pantolonu benim üzerime tutup
''Aferin güzel kıyafetler almışsın.''
''Ne yani aldığım kıyafetler kötü müydü?''
''Sayılır. Hepsi beyaz, siyah, gri, kahverengi tişörtlerdi. Pantolonlarını da siyah alıyordun.''
''Gömleklerim de var.''
''Evet bayramda aldığımız bordo rengindeki gömlek senin tek renkli gömleğin olabilir.''
''Siyah ve beyaz renk değil mi yani?''
''Hakan bunları sen seçmedin değil mi? Sen böyle kıyafetler seçmezsin çünkü.''
Annem beni benden çok daha fazla iyi tanıyor.
Konuyu değiştirmek için,
''Yemek yemeyecek miyiz?'' dedim.Elindeki kıyafetleri tekrar poşete koyup poşeti aldığı yere koydu.
Bana bakıp,
''Yemekler sıcak. Masayı hazırlayıp yeriz şimdi.'' dedi.Başımı onaylar şekilde aşağı yukarı sallayarak poşeti odama koydum. Anneme yardım için mutfağa gittim.
''Bulut da aldı mı kendine bir şeyler?'' diye sordu annem.
''Evet.''
''Peki sadece siz miydiniz?''
Annem kızlarında yanımızda olup olmadığını merak ediyordu anlaşılan.
''Evet anne sadece bizdik. Bulut ve ben.'' dedim.
''Aysel kızlarında alışveriş merkezine gideceklerini söylemişti. Demek karşılaşmadınız.''
Anneminde her şeyden haberi var.
''Biz Bulutla bir tane mağazada kendimize kıyafet bakarken Bulut, Açelya ve Ezgi'yi gördü. Onlarda bizi görüp yanımıza geldiler.''
Annem bir şey demedi. Tabaklara çorbaları koydu. Masaya oturduğumuzda hiç konuşmadık. Annem merak edip sorduğu sorularının yanıtlarını almıştı, bana başka bir şey sormadı.Yemeğimin bitmesiyle tabağımı lavaboya koydum. Banyodan elimi yıkayıp çıktıktan sonra odama geçtim. İçimden gitar çalmak gelmişti. Gitarımı elime alınca gitarın tellerine yavaşça vurdum. O sırada telefonum titredi. Gitarı kenara bırakıp telefonumu elime aldım. Mesaj Bulut, Açelya ve Ezgi'den olmayınca şaşırmıştım biraz. İnternetimin iki gün sonra yenilenecek olduğu yazıyordu mesajda. Bugün ayın kaçı diye merak edip takvime baktım. Bugün 25 Ocak. Uzun bir süredir takvime bakmadığımı fark ettim. Yarın doğum günümdü.
Acaba Açelya yarın doğum günüm olduğunu biliyor mudur? Şahsen ben onun doğum günü ne zaman bilmiyorum. Bulut ve Ezgi'nin de doğum günlerini bilmek aklıma gelmedi doğrusu. Ben onlarınkini bilmiyorum onlarda benim doğum günümün yarın olduğunu bilmez diye düşündüm. Telefonu bırakarak içeri televizyon izlemeye gittim.
...
Bugün doğum günümdü ancak ben yine aynıydım. Değişik bir şey hissetmiyordum. Her zamanki gibi yataktan zar zor kalkarak banyoya gittim. Banyodan çıkıp mutfağa gittim. Annem ben uyanınca çoğunlukla mutfakta olurdu, mutfağa baktığımda yoktu. Belki de salondadır diye düşünüp salona baktım, yoktu. Odasında uyuyordur diye düşünerek odasının kapısına tıkladım ses gelmedi bende girdim. Annemin evde olmadığını anlayınca odama girip telefonumu aldım. Rehberden annemi buldum, arama tuşuna basarak annemi aradım. Telesekreterin sesini duyunca kapattım. Meraklanmıştım. Genelde aradığım zaman hızlı bir şekilde açardı. Aklıma, bir keresinde tansiyonunun düştüğü gelmişti. Tekrar telefonu açıp annemi aradım. Yine açmadı. Ne yapacağımı düşünürken kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ
Teen FictionAnnesi demeden sokağa çıkmayan, sokakta taşları tekmeleyen, asosyal bir genç. Evet o benim. Ben Hakan... - 18 Haziran 2019 - 18 Haziran 2020