11.

1.9K 127 95
                                    


"Sen beni mi çiziyorsun Jimin?"

Şaşkın ve bir o kadar da korkmuş yüz ifadesiyle bana bakıyordu.Eli ayağı tutulmuş gibiydi.Korkan gözleri beni çizdiğinin basit bir gösterdesiydi.Resme bir kere daha baktığımda yüzümü kara kalem ile çizdiğini gördüm.Çok özenli ve güzel bir çalışmaydı ama neden beni çizmişti?Onlarca çizilecek güzel şey varken neden ben?

"Neden beni çizdin Park?"dediğimde bir hışımla elimdeki resmi aldı ve başını eğdi.Bilmemi istemediği bir sırrı ortaya çıkarmıştım sanırım.Daha şefkatli bir şekilde yaklaşmayı denedim.Koltukta biraz daha yanına kaydım.Omzunu sıvazladığımda yüzüme baktı.Gözleri dolmuştu.Ne kadar da hassas biriydi böyle?

"Yani demek istediğim beni çizmen elbette ki garibime gitti.Asıl demek istediğim etrafta o kadar güzel manzaralar , kızlar ve portreler varken onları çizebilirdin."

"Benim için dünyadaki en güzel şey sizsiniz."

Dediklerini sindiremeye çalışırken annesi çağırdı mutfaktan."Jimin,  Seohyun Hanım!Yemek hazır.Gelin."

Jimin'in ani bir şekilde koltuktan kalkması ile kısa bakışmamızı bozmuştu.Toparlanıp koltuktan kalktım.Jimin bana apaçık bir şekilde yürüyordu.Ve ben ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.

Altı kişilik masanın ikinci sandalyesesine oturdum.Tam karşıma jimin , Jimin'in yanına Bayan Park oturmuştu.Sıcak yemekler önümde tütüyordu.Çok hoş kokuyorlardı.Bayan Park kaşığını eline aldı ve gülümsedi.

"Hadi yesenize Seohyun Hanım."dediğinde daldığım yerden kafamı kaldırdım ve gülümsedim."Başlıyorum."

Jimin'e kaçamak bir bakış attığımda yemeğine başlamıştı.Kafamı yeniden yemeğime çevirdim.Çorba güzel koktuğu kadar tadı da çok güzeldi.Yemeği yerken istemsizce Jimin'e gözüm kayıyordu.Neden aklımı bulandırıyordu ki?Benden gerçekten de hoşlanıyor olabilir miydi?

"Çorba nasıl olmuş Seohyun Hanım?"dedi Bayan Park tüm içtenliği ile.

"Çok lezzetli olmuş.Ellerinize sağlık."Çorbadan son yudumu da alıp bitirdim.Jimin de çoktan bitirmişti.

"Doymadıysanız bir kase daha koyayım.Çok var."dedi Bayan Park kasemi alırken.Ayağa kalktım ve sofrayı toplamasında yardım ettim."Sağ olun.Tıka basa doydum."

Tabakları tezgaha bıraktığımda Jimin de bardakları bırakıp salona geçmişti.Bayan Park omzumu sıvazladı."Siz salona geçin.Ben buraları toparlayıp geliyorum."dediğinde kafamı sallayıp salona geçtim.

Jimin koltukta oturmuş yeri izliyordu.Son derece düşünceli gözüküyordu.Onu yakalamam yüzündendi.Yanına oturdum yeniden.Onu üzgün gördükçe ben de üzülüyordum.

"Resmimi yapman çok hoşuma gitti aslında."dediğimde yüzüme baktı.Sürekli somurtması sinirlerimi bozuyordu.Hiçbir şey söylemedi.

"Yani üzülmene gerek yok.İstersen daha fazla resmimi çiz.Beni rahatsız etmiyor.Hem senin de bir yeteneğini görmüş oldum."deyip güldüm.Dudakları gülmek istercesine yukarı doğru kıvrılıyordu.Ellerimi kalın dudaklarına götürdüm o geceden sonra ilk defa.Baş parmağım ile yukarıya kaldırdığımda gülmüştü.

Gerçekler bu değildi.Onu mutlu etmek istemiştim sadece.Onun mutlu olmasını istiyordum.

Ellerimi çekip eski konumuma geldiğimde uzunca yüzüme baktı gülümseyerek.Bu bakışların altında güçlü hisler olduğunu hissediyordum.Bakışlarının altında eziliyordum sanki.Çok güzel bakıyordu.Onun bakışlarına karşılık vermek isterken daha da battığımı hissediyordum.Sandığımdan daha güçlü hislerdi bunlar.

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin