18.

1.7K 106 18
                                    

"Bonfile öyle pişmez ki."

Jimin ile Jasob'a bugün yemekleri bizim yapacağımızı söylemiştik.Ama Jimin'in bu işten pek anladığı yoktu.En son yapacağı salatayı ilk baş bana yaptırmıştı , şimdi ise kendisi yağsız et pişirmeye çalışıyordu.Elimdeki yağlığı kafasına dökmek istiyordum.

"Jimin biraz yağ dök yoksa tavaya yapışacak."dediğimde tek elini tavanın sapından çekti ve dur işareti yaptı.Bu hali gerçekten sevimliydi.

"Her şey kontrolüm altında."dediğinde gülmemi engelleyememiştim.Arkasına geçip sarıldım beline.bu evde istediğim her şeyi yapmakta özgürdüm.Yirmi dört yıldır ağır kurallarla ve çalışmakla geçen gençliğimin dışına çıkmak harika hissettiriyordu.Ailemin ve benim kendime koyduğum yasakların dışındaydım ilk defa.İlk defa Seohyun gibi davranıyordum.

Toplumun  bana yüklemiş olduğu değerlerin dışındaydım artık.Öğrencilerimin öğretmeni , ailemin hep çalışmak ve güçlü olmaya zorladığı biri , abimin hep doğruları söyleyen ve yapan kardeşi değildim.Seohyun'dum sadece.Aslında hep olmam gereken kişiydim.

Ve bu evde istediğimi yapacaktım.Jimin ile istediğim gibi vakit geçirecektim.Ona karşı olan duygularımı daha fazla bastırmayacaktım.

Ellerimi sarıp güldü.Güldüğünde sırtında kasılan her kası hissetmiştim.Bu küçük detaylar bile beni mutlu ediyordu.

"Neden birlikte yemek yaparız dedin ki?"diye sorduğumda bana döndü ve bir elini belime sardı.Diğer eliyle gözümün önündeki saçları okşarken gözlerimiz birbirinden ayrılmıyordu.

"Senle daha fazla vakit geçirebilmek için yaptım.Hem Jasob amca çok yorgun görünüyordu.Yemek yaparken ayakta uyuyabilirdi.Neyseki şimdi koltukta uyuyor."dediğinde gülmüştüm.Topuklu giymediğim nadir zamanlardandı.Normalde boyum ondan beş altı santim kısaydı ama topukluluklarım ile mesafeyi  kapatıyordum.Şimdi ise öyle bir şansım yoktu.

Omuzlarının üstünden ete baktığımda et yanıyordu.Hemen Jimin'den ayrılıp ocağın altını söndürdüm ve tavayı tezgaha aldım.Tezgahın üstündeki bıçakla eti tavadan sıyırdığımda biraz tavaya yapıştığını gördüm.Alt kısmı da yanmıştı.

"Yaptığın da iş mi şimdi?"diye sorduğumda ellerini önünde bağladı."Özür dilerim.Ne yapacağız?"

"Etin yanmış kısmını keseceğim.En azından öyle yenir hale gelir."dediğimde güldü ve sandalyeyi çekip oturdu.Sıcak Etlerin yanmış kısmınlarını dikkatlice kesip tavaya yağ döktüm ve tekrardan ocağa koydum.

Etler kısa sürede kızarmıştı.Tavadan alıp servis tabaklarına yerleştirdim.O sırada Jimin de garsonluk yapıyordu.En azından bu işte başarılıydı.Elimdeki son bulaşık olan bıçağı yerine yerleştirip ona döndüm.

"Jasob'a çağır da yemek yiyelim.Acıktım."

...

Yemeklerimizi yemiş ve koltuklara serilmiştik.Jimin ve ben televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuştuk , Jasob ise iki parelel koltuğun sağında oturuyordu.Arkası bize dönüktü.Son derece yorgun gözüküyordu.Yemekte bize buranın kışının ne kadar sert geçtiğinden bahsetmişti sürekli.Şimdi ise yarı uyuyor yarı uyanıktı.Eski bir kanalda son derece sıkıcı bir hanedan dizisi izliyorduk.

Sıkıntıdan Jimin'in kucağındaki battaniyenin tüyleri ile oynuyordum.Jimin bu halimi anlamış olacak ki kolumdan tutup ona sarılmamı sağladı.Çok geçmeden kollarımı beline doladım.Boynuna yaslanmış başıma doğru eğildi.

"Sıkıldın mı?"diye sordu kibarca.Ses tonu sakinleştirirken Bebek gibi daha sokuldum boynuna.Okyanus kokuyordu teni.

"Evet."dediğimde cebinden bir şey çıkardığını gördüm.Kollarımı ayırıp elindeki kulaklık  ve telefona baktım."Müzik dinleyeceğiz."dedi gülümserken.Buna ben de sevinmiştim.Buraya geldiğimden beri ot gibi hissediyordum.Hiçbir şey yoktu.

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin