15.

1.6K 119 34
                                    

"Ha evet.Uykun mu geldi?"diye sordu bana dönerek.

Şu an masayı kafasına geçirmek istiyordum.Ağlamak istiyordum.Kalbim sıkışıyordu.Oturup küçük kızlar gibi ağlamak istiyordum.Nefes alamıyordum.Bunun neden olduğunu bilmemek canımı sıkan en önemli neydi.

"Evet."dedim konuşmaya çalışarak.Jimin ayağa kalktığında ben de kalktım peşinden.Jasob da kalkmıştı.

"Ben size temiz pijama vereyim."

"Gerek yok."dediğimde kaşlarını çatmıştı."Bu kıyafetlerle yatılır mı?Gelin peşimden, odanızı da göstereyim."

Peşinden ilerlemiştik.Bizi üst kata çıkarıp tuvalete yakın bir oda göstermişti.Dolaptan iki pijama takımı çıkarıp aşağıya inmişti.Aklı sıra bizi yanlız bırakıyordu.

Jimin üstünü değiştirdikten sonra ben de tuvalete girip üstümü değiştirmiştim.Bu pijamalar bana çok boldu.Jimin'in siyah beyaz benim ise gri siyahtı.Kıyafetlerimi katlayıp odamıza geçtim.Odadanın ortasında iki kişilik bir yatak ve yatağın kenarlarında kahverengi çekmeceler vardı.Çekmecelerin üstünde ise eski küçük abajurlar vardı.Penceler ise ince beyaz bir tülle örtülmüştü.Odada halı yoktu.

Jimin yatağa oturmuş gözlerime bakarken dolabın kapağını kapatıp yatağın diğer bir tarafına oturdum.Odada döşek gibi bir şey de yoktu.Tam bir yokluktu.

"Ben rahatsız etmem.Uzakta yatarım."

"Yeterince rahatsız ettin zaten.Kalk ışıkları söndür."

Yorganın içine girip arkamı döndüm.Ardımdan Jimin'in yatağa girdiğini hissetmiştim.Pencereden dışarı baktığımda kar ile karışık bir yağmur yağdığı gördüm.Bu manzara çok huzur vericiydi aslında.Dışarıda kar fırtınası olması  ve burda kalmamız dışında ortam güzeldi.

Yanı başımdaki ışığı kapatıp yorganı  üstüme  cekip uzandım ve gözlerimi kapattım.Makyajımı zar zor çıkarmıştım çünkü burda ne temizleme suyu ne de pamuk vardı.

Rüzgar evin çatısına çarpıp garip sesler çıkartıyordu.Zaten gök gürültüsünden korkardım.Bu sesler de işimi zorlaştırıyordu.İçim ürperiyor, tüylerim diken diken oluyordu.

Gözlerimi açtım ve etrafta gezdirdim.Zifiri karanlıktı.Bu karanlıkta havadan inen mavi ve beyaz ışığı gördüğümde yerimde sıçramıştım.Yakınlara yıldırım düşmüştü.Ne yaptığımı bilmeden arkasını dönmüş  Jimin'e sarıldım.Ellerim titriyordu.Kafamı sırtına gömmüştüm korunmak istercesine.

Gözümden bir yaş gelmişti istemsizce.Dışarıdaki  sesler beni deli ediyordu.Jimin rahatsızca arkasını döndüğünde gözlerimi sımsıkı kapatmış, sarılmaya devam ediyordum.Kafam göğsüne değdiğinde kolları belimi sarılmıştı.İçimi sıcak bir his sararken titreyen ellerimi ve gözyaşlarımı umursamıyordum.Beyaz pijamasının bir kısmını ıslatmıştım bile.

''Korktun mu?''Diye sorduğunda başımı salladım.

Ayaklarını ayaklarımın üstüne koydu ısıtmak istercesine.Şu an bedenlerimiz kenetlenmişti sanki.Kim olduğu umrumda değildi.Öğrenci kimliğinden sıyrılmıştı ilk kez.Beni koruyan gerçek bir erkek olmuştu bu kısa zamanda.

Ve ben bu kimliğini sevmiştim.

Bir elini belimden çekti ve yüzünü yana çevirip kendi tarafındaki lambayı açtı.Kendimi küçük bir kız gibi hissediyordum kollarında.Saçlarımı omzumun arkasına verip yüzümü okşadı.Yumuşak  parmakları yüzümde dolaşırken baş parmağı ile gözyaşlarımı sildi.

Kulağıma eğildiğinde içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyordum.Ne oluyordu bana?Neden her  zamanki gibi güçlü kalamıyordum karşısında?

"İyi misin?Su getireyim mi?"

Sevgisi ve ilgisi karşısında eziliyordum.Hayır anlamında  başımı salladım hızlıca.Bana böyle davrandıkça daha çok düşüyordum karanlığa.

Daha çok yaklaştı ve kollarını sırtıma sardı.Ardından kafasını omzuma yasladı.Kalbim hızla çarparken mantıklı düşünemiyordum.Biraz  havalanıp kollarımı boynuna sardım.Yüzü çıplak boynumdayken gözlerim kapanıyordu. Daha fazla adapte olamadan yine eski pozisyonuma dönüp kafamı göğsüne yasladım.Işığı kapatıp saçlarımı okşadı bir süre.

Yumuşak parmakları saç tutamlarımı nazikçe okşarken kendimden geçmiştim.Unutmak istiyordum her şeyi.Öyle de yapmıştım.Tüm gerçeklere karşı kalkanımı yeniden kurmuş ve gözlerimi kapatmıştım.

...

Pencereden süzülen ışık hüzmeleri ile açtım gözlerimi.Bir elim Jimin'in göğsünde diğer elim ise sırt boşluğundaydı.Onun sol eli belimi sanki her an gidecekmişim gibi sıkıyor diğer eli ile de saçlarımı okşuyordu.Ne?Uyanık mıydı şimdi?

Kazağı yüzünden saçlarım elektriklenirken kafamı kaldırdım yumuşak göğsünden.

"Günaydın."dedi gülen gözlerle.Şu an hiç olmaması gereken bir pozisyondaydık.Kollarımı çekip yatağın diğer bir kenarına attım kendimi.Jimin ise doğrulmuştu.Yüzü her zamankinden ayrı bir gülüyordu ki.

Arkamı dönüp saçlarımı düzelttim ve koşar adımlarla banyoya girdim.Kapıyı üstüme kapattığımda aynadaki ifademe bakıyordum.Jimin'in göğsüne koyduğum yanağım kızarmıştı.Tokağımı bileğimden çıkarıp saçımı topuz yaptım ve yüzümü yıkadım.

Salona vardığımda pencereden dışarı baktım.Dışarıda felaket bir kar yağışı ve soğuk vardı.Bu gidişle zor varırdık otele.Arkamı döndüğümde Jasob tanınmayacak halde giyinmiş ve yüzünü bile açık bırakmamıştı.Ağzına sardığı şeyi çekip konuştu.

"Günaydın."

"Günaydın.Bir yere mi gidiyorsunuz?"

"Evet.Buralara yakın bir kömür sığınağım var.Yakacakları bir kulübede toplarım.Pek sağlam bir şey değil ve geceki fırtınadan sağ çıkabildi mi bilmiyorum.O yüzden kontrol etmem gerek.Sen ve Jimin'i yalnız bıraksam sorun olmaz değil mi?"

***

Oy + Yorum ❤

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin