17.

1.8K 111 37
                                    

Gözümdeki yaşları elimin tersi ile sildikten sonra yeniden yüzüne baktım.Gözleri ve yanakları kızarmış , yüzü ıslanmıştı.

"Beni sevmek zorunda değilsiniz , ya da karşılık vermek zorunda değilsiniz.Sizi hiçbir şeye zorlamak haddim değil.Sadece bunu söylemezsem kendimi bu lanet boşluktan kurtaramazdım."

her bir cümlesinde kalbimin paramparça olmasının bir sebebi olmalıydı.Dün gece ona sarıldığımdaki yaşadığım huzurun bir sebebi olmalıydı.Bana yaşattırdıklarını göz ardı edemezdim.

"Neden hala boşlukta hissediyorum?"diye sordu ağlarken.İki adım daha atıp belki de hayatımın kararını verdim.Gözlerimiz birbirinden ayrılmazken elimi yüzüne çıkardım.Teker teker tüm gözyaşlarını silerken yeniden akıyorlardı.

"Ağlama artık."dedim pek de çıkmayan sesimle.Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti sanki.

"Sana ihtiyacım var."deyip belimden kavradı.Ne olduğunun farkına varmadan çoktan yapışmıştı dudaklarıma.Gözyaşlarının ıslattığı dudakları dudaklarımdaydı.Gözlerimi kapatıp ellerimi göğsüne koydum.Kalbi deli gibi atıyordu.

Karşı koyamadım.Karşı koyamadım hislerime, daha fazla duvarlarımı ayakta tutamadım.Kendime verdiğim tüm sözlerimi çiğnedim ona karşılık vererek.

Dudaklarımız ayrıldığında alınlarımız birbirine yaslandı.Sıcak nefeslerimiz birbirine karışırken titreyen gözlerimi açtım.Gözleri ile yüzümü yiyordu adeta.Dudakları kıpkırmızı olmuş ve şişmişti.

"Seni düştüğün boşluktan kurtarmak istiyorum."

Gülümsedi ve geri çekildi.Az önce göğsünde olduğu ellerimi kavradı ve yatağa çekip yanıma oturdu.Ellerimiz kenetliyken yüzlerimiz karşıdaki dolaba dönüktü.

"Bugünü takvimlere kazımak istiyorum."diye konuştu."Hayatımda yaptığımın cesurca ve güzel şey kesinlikle buydu Seohyun."dedi hala yüzüme bakmadan.

"Ne yapacağız?"

"Ne?"

"Bunla nasıl başa çıkacağız?Etrafımızdaki insanların , toplumun bize koymuş olduğu kurallarla nasıl başa çıkacağız Jimin?"

Kafasını eğdi.Sonradan yüzüme baktı."İnsanlar hiçbir zaman mutlu olmaz.Her zaman bir kusurumuzu bulmaya çalışırlar , en iyisini yapsak bile.Onları memnun edeceğimize ilişkimize odaklanmalıyız."

"Tanrı aşkına Jimin , ne ilişkisi?Sen benim öğrencimsin."Dediğimde ayağa kalktı ve önümde eğildi.Ellerimi yeniden tutup kucağıma koydu.

"İki ay sonra gidiyorum.Asıl sen ne öğrencisinden bahsediyorsun Seohyun?Bir , bilemedin iki dönem sonra kimse ismimi bile hatırlamayacak.Okulun çalışkan öğrencilerinden biri olarak maziye ismimi yazdıracağım.Sen de orda daha fazla çalışmak istemezsen tayinini isteriz.Başka bir okulda görev yaparsın."

Dedikleri gayet mantıklıydı aslında.Benim için bir sorun yoktu.Tek sorun ailemdi.Daha bu okulda bile zar zor görev yaparken başka bir okula geçmemi kesinlikle izin vermezlerdi.Babam kolu uzun bir adamdı.Eğitim sisteminde görev alan çokça arkadaşı vardı ve istese kolaylıkla beni bu okuldan bile artırabilirdi.Bu şartlar altında görev yeri değişimi beni büyük bir sıkıntıya sokardı.

Bunları şimdilik Jimin'e söylemek istemiyordum.Zaten hislerini taze bir şekilde ifade etmişti.Önüne direk bir set çekmek acımasızlık olurdu.

"Bunları sonra da konuşabiliriz.Bu konular beni biraz daraltıyor da."dediğimde kafasını salladı ve ayağı kalktı.Yatağa uzandığında arkamı döndüm.Yanını işaret edip konuştu."Hadi gel."dediğinde gülümsemiştim.Saçlarımı arkama atıp yanına uzandım.

Beline sarılıp kafamı göğsüne yasladım.İçimden geldiği gibi davrandığım sayılı zamanlardan biriydi ve bu his çok güzeldi.

Parmakları kolumun üstündeki saçları koşarken gözlerim kapanıyor , istemsizce gülümsüyordum.Fazlasıyla iyi hissettiriyordu.

"Şimşeklerden korkuyor musun?"diye sordu konuyu değiştirmek istercesine.

"Daha çok gök gürültüsünden korkarım."

"Bununla ilgili bir anın var mı?"Şu an birbirimizin gözlerine bakmadan konuştuğumuz için rahattım.

"Herhangi bir anım yok aslında.Sadece bazı geceler şimdi olduğu gibi çok sert geçerdi.Küçüklüğümden beri hep tek yatmışımdır.O zamanlar yağmur yağdığında bile gürültüden korkar , annem ve babamın odasına gitmek isterdim.Ama annem kapıyı açmazdı."

Yerinden doğruldu ve gözlerime baktı."Neden?"kaşları çatıktı.

Dudaklarımı ıslatıp devam ettim."Annem bana her zaman güçlü olmamı ve en küçük bir şeyde bile ona sığınmamı söylerdi. Ben de Yoongi'nin odasına gidip yanına kıvrılırdım.  O zamanlardan beri bu korkum devam ediyor.Dün gece de sığınacak kimsem olmadığı için sana sarıldım."

Cümlemin sonuna doğru sesim kısılırken gözleri dolu beni izliyordu.Gözleri gözlerimden ayrıldı ve bedeni sardı bedenimi.Omuzlarımdan tutmuş ve sıkıca sarmıştı.Böyle bir olay ona yabancı gelmişti büyük ihtimalle.

"Önemli değil Jimin."dediğimde ayrıldı.Kafasını yatağın tahta başlığına yasladığında Kahküllerim ile oynamaya başladı.Bakışları fazlasıyla anlamlıydı.

"Artık yanında ben olacağım.Sarılacağın yegane kişi olacağım."dediğinde gülümsedim.Elimi kucağımdan alıp kendi kucağına koydu ve parmaklarımla oynamaya başladı bu sefer.Bana temas etmek istiyordu.Bunu anlamayacak kadar salak değildim.

Ben de kafamı yasladım eski başlığa."Senin ailen nasıl karşılayacaktır bu durumu?"diye sordum.Omuz silkti."Annem seni çok seviyor.Alıştıra alıştıra söylersem pek sorun olacağını sanmıyorum.Sorun senin ailen gibime geliyor.Abin böyleyse diğer üyeleri tahmin edemiyorum."deyip güldü.Oturur pozisyona gelip vurdum.Gülü kafasını öne eğdi.

Sert ve kuralları olan bir aile olabilirdik ama bu bizim sorunumuzdu.Jimin'in ne abime ne de abime ağzını açmasına izin veremezdim.

"Kes sesini.Aileme dilini uzatayım deme sakın!"uzattığım baş parmağımı eliyle indirdi.

"Sakin ol Bayan Min.Ailene ne kadar bağlı olduğunu biliyorum.Sadece tutumları biraz sert, senin gibi."

"Yoongi tanımadığı insanlara hep öyledir.Sana özel bir şey değil , ki tepkisinde sonuna kadar haklıydı." Dediğimde üzerime eğilip ellerimden tuttu.

"İlişkimizi açıkladığımızda onun elinden nasıl kurtulabileceğimi düşünüyorum."dediğinde güldüm ve ayağa kalktım.

"Sen onun merhametli yüzünü bir görsen iyi ki tanıdım dersin.Öyle tatlı bir adamdır yani."dediğimde inanmamış gibi başını salladı."Umarım öyle çıkar."

Çekmecenin üstündeki telefonu aldım ve mesajlarıma baktım.Ne arama ne de bir mesaj vardı.Hala sinyal yoktu sanırım.Tabi bu fırtınadan sonra sinyalin çekmemesi gayet normal bir olaydı.

Jimin yataktan kalkıp yanıma geldiğinde gülmeden edememiştim.Saçı başı dağılmıştı.Zaten üstüne büyük olan pijamasıyla gayet komik gözüküyordu.Telefonumun kamerasını açtım.

"Ne yapıyorsun?"deyip güldüğünde hızla çektim.Bu fotoğraflar ilerde lazım olabilirdi.

"Neden böyle bir kötülük yaptın şimdi?"deyip ayağını yere vurduğunda telefonu kapatıp yerine koydum."Bu ifşalar ilerde lazım olacak."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin