33.

952 83 45
                                    

"Ah, delireceğim." Kendi kahvemi alıp sızlanan Miyeon'un yanına oturdum.Öğle yemeğinde sandviçten sonra kahve iyi gelmişti.Sanırım arkadaş grubum belli olmuştu.Ben Jin ve Miyeon, eğlenceli bir üçlü olmuştuk.Kahvemden bir yudum alıp Miyeon'a çevirdim başımı.

"Neden delireceksin?"diye sorduğumda kül rengi saçlarını geriye atıp konuştu.

"Bugün erken çıkıp ablamın yanına uğrayacaktım ama Bay Dong Jun önüme bir ton iş daha yığdı.O adamdan nefret ediyorum."dediğinde Jin de kafasını sallamıştı.

"Artı bir." Cidden çalışan bir adamdı ve babamın favori çalışanıydı fakat herhangi bir hatasına rastlamamıştım.Efendi bir adama benziyordu.

"O kadar da kötü değil bence, sadece fazla çalışıyor."dediğimde Jin gülmüştü.

"Kendisinin çalışması inan umrumda değil, sorun bizi de kendisi gibi yapmaya çalışması.Müzmin bekar , ne olacak."

"Müzmin bekar mı?"diye sorduğumda Miyeon atladı.Bay Dong Jun'a fena dolulardı.

"En son beş yıl önce sevgilisi olmuş.Kızlara da hak veriyorum şimdi.Kim işkolik biriyle beraber olmak ister ki?"

"Onun yüzünden ben de sevgilimle buluşamıyorum.Adam ikili ilişkilere tepki olarak doğmuş."dedi Jin.Bay Dong Jun hakkında yeni şeyler öğreniyordum.Miyeon pantolonunun cebinden çıkardığı karamel şekerini ağzına atıp konuştu.

"Bugün Jin ile saunaya gitmeyi düşünüyorduk.Sen de katılsana Seohyun.Bugün spa günü, güzelce bir spa da yaptırırız."

Babamın ne diyeceğini bilmiyordum.Birkaç gündür işten eve evden işe durumundaydım.Bir hava değişikliği fena olmazdı.Babamdan izinsiz gidermezdim , ondan izin almam gerekiyordu.

"Gelme ihtimalim var.Programıma bakmam lazım."dediğimde Jin uzanıp omzuma dokundu gülerek.

"Sevgilinle mi buluşacaksın yoksa?"diye sorduğunda gülüp başımı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Hayır canım , ne sevgilisi ."

"Yeme bizi Seohyun.Masanın üstündeki Gül buketini baban gömdermiş olamaz ya.Imm neydi ismi...Jimmy!Jimmy adında biri göndermiş çiçeği."

Neden bahsettiğini anlamamıştım.Masamda bir şey yoktu en son.

"Ne çiçeği Jin?"diye sorduğumda kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı.

"Görmedin mi?Yemek arasından beş dakika önce geldi.Ah doğru gerçi, sen lavabodaydın."

Çiçeği kimsenin görmemesi gerekiyordu.Özellikle Bay Dong Jun'un.Çiçeği Jimin'in gönderdiği aşikardı.Babamın Jimin ile hala görüşmemi bilmesi benim sonumu getirebilirdi.Altımdaki sandalyeyi çekip hızla kalktım masadan.

"Nereye Seohyun?"diye sordu Miyeon."Gitmem gerek."deyip geçiştirdim ve hızla merdivenleri çıkmaya başladım.Altımdaki topuklularla koşmam işkenceydi adeta.Kimse görmeden o çiçeği masamdan almam gerekiyordu.

Bizim kata vardığımda birkaç kişi hariç kimsenin olmadığını gördüm.Çiçek ise hala masamda duruyordu.Koşar adımlarla çiçeği masamdan alıp çekmeceme koydum.Masamın üzerini elimle temizleyip derin bir nefes almıştım.Neyseki ne Bay Dong Jun ne de başka biri görmemişti.Çantamdan Jimin'in aldığı telefonumu çıkarıp lavaboya geçtim.Fazla yoğun değildi şansıma.Boş bir tuvalete geçip Jimin'i aradım.Kısa bir süre sonra açmıştı.

"Efendim sevgilim."

"Bir daha böyle bir şey yapma.Ya biri görseydi?"

"Neden bahsediyorsun?"

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin