8.

2.2K 139 52
                                    

"O itin kucağında ne işin vardı senin?!"

Diye bağırdı sayamayacağım kadar.Gözlerim uykusuzluktan kapanıyor , boğazım dün içtiğim içkiler yüzünden yanıyordu.Battaniyenin altına girmiş Yoongi'nin hakaretlerini dinliyordum.Saçımı geriye atıp yanımda duran dijital saate baktım.Okula gitmeme bir saat kalmıştı.

"Sarhoştum.Bilerek yapmadım.Yemin ederim ki bilerek olmadı."dedim ince ve güçsüz sesimle.Fısıltı ile konuşmamı duymamış olacak ki yatağın ucuna oturdu.Cümlelerimi kendime acıyarak devam ettirdim.

"Sarhoştum.Bilerek yapmadım."dedim gözyaşlarımın süzülmesine izin vererek.Başımı dizlerimin arasına aldım.Yüzüne bakacak yüzüm yoktu.Derin bir Of'lama sesi duydum.

"Neden içtin ki?Biraz daha dişini sıkıp otursaydın bu hata yaşanmamış olacaktı."kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bana bakmıyordu.Benden nefret ediyor olmalıydı o manzaradan sonra.Yeniden konuştu.

"Jimin çok güzel bir şekilde fırsattan istifade etti.Hadi sen sarhoştun ,o da mı sarhoştu?Keyfi ve bilinci yerindeydi."dediğinde dayanamadım.

"Yeter, sus!"diye bağırdım tüm gücümle.Olanları hatırlamak istemiyordum.Her dile getirdiğimde daha çok canım yanıyordu.Ölüp yeniden dirilmek istiyordum.O geceyi hiç yaşanmamış gibi rol yapmayı istiyordum.Ama olmuyordu.Hiçbir şey değişmiyordu.

Sinirle kalktı yataktan ve kapıyı çarpıp çıktı dışarı.Üsütmdeki battaniyeyi parçalarcasına attım yere.Yatağı yumrukladım tüm gücümle.Ağlamak istiyordum.Dün geceden beri anca ayılabilmiştim.Ayıldığım anda da abimin sorgusuyla yüzleşmiştim.Beni sakinleştirmek yerine sorguya çekmeyi seçmişti.Dün gece hayatımın en berbat gecesi olabilirdi.Ama daha berbat bir gerçek vardı karşımda, yarım saat sonra jimin ile yüz yüze olacaktım tüm gün.

Adını her ağzıma aldığımda bile tüylerim diken diken oluyor , geriliyordum.Dün geceden aklımda kalan tek şey sevişmemizdi.Lanet olsun ki en son hatırlamak istediğim şey tek hatırladığım şeydi.Kendime bile bakmak istemezken onun yüzüne nasıl bakacaktım?

Titreyen bacaklarım ile çıktım yataktan.Dün geceki elbise hala üstümdeydi.Eteğinden tutup çıkardım üstümden yırtarcasına.Elbiseyi yere atıp banyoya gittim.Aynaya baktığımda tekrardan iğrendim kendimden.Bir öğrenciyi nasıl olur da baştan çıkarırdım?

Akan makyajımı temizledim hızlıca.Aynanın önümdeki tarağı alıp özensizce taradım uzun saçlarımı.Makyaj çıkınca utançtan pembeleşen yanaklarım ortaya çıkmıştı.Dolabıma gidip sıradan bir kot ve siyah boğazlı kazak giydim üstüme.En son olarak krem rengi bir hırka giydiğimde saçlarımı at kuyruğu topladım.Çantamı ve okul malzemelerimi toplayıp aşağı indim.Kahvaltı yapmaya mecalim yoktu.Spor ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.Yoongi'nin arabası yoktu.

Bugün yürüyerek gidecektim.Çantamı boynumdan geçirip yürümeye başladım okula doğru.Ilık Seul havası yüzüme vurdukça daha çok ağlamak istiyordum.Birkaç kilometre ötede olmuştu tüm yaşananlar.Aklıma her geldikçe utançtan öldüğümü hissediyordum.Utandıkça adımlarıdım daha çok hızlanıyordu.

Okula vardığımda sanki görünmez bir el boğazımı sıkıyordu.Adımlarım geri geri gidiyordu.Jimin'in yüzüne bakmak istemiyordum.Utanç , belki sinirdi bu duygumun adı.Bilmiyordum, tek bildiğim gerçeklerle yüzleşmek istemediğimdi.Dün geceyi hiç yaşanmamak saymak istiyordum.

Güvenlik görevlisi bana endişeli gözlerle bakarken kafamı yeniden okula çevirdim.Şimdi veya birkaç dakika sonra, fark etmezdi.Bunu yapmak zorundaydım.Derin bir nefes verip okuldan içeri girdim.Kapıdan içeri girdiğimde tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum.Kafamı iki yana sallayıp hızlı adımlarla içeri girdim.Okulun dışındaki öğrencilerim hepsinin bana baktığını hissediyordum.Paranoya olmuştum artık.

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin