20.

1.5K 100 29
                                    

Duyduklarımı kulaklarım kabul etmiyordu.Aklımdan geçen ihtimaller zinciri işi daha da çıkmaz bir hale getiriyordu.Sadece arkadaşlardı değil mi?Abimin gece dışarı çıkıp, birlikte vakit geçirdikleri sıradan arkadaşlardan biriydi Hoseok.

Ama abimin evinde , onu da geçtim odasında ne işi vardı?Tek gecelik kalmamıştı belli ki.Hoseok'un kıyafetleri de odasındaydı.Abim özel alanına girilmesinden asla hoşlanmazdı fakat neden Hoseok'un kendi odasına sokmuştu?

Kapıdan geri çekilip başımı ellerimin arasına alıp kısa bir süre masaj yaptım.Tüm endişelerimden kurtulmak için geliştirdiğim bir yöntemdi.İşe de yarıyordu.

Aklımı karıştıran düşüncelerden kurtulup valizimi boşalttım.Pek kıyafet de almamıştım.Hepsi nasıl koyduysam öyleydiler.Hızlıca yerlerine yerleştirip pijamalarımı üstüme giydim.Aynamın karşısına geçip dudaklarıma çok özlediğim şeftalili dudak balımımı ve ellerime de englısh velvet markalı el kremimi sürdüm.Bakımsızlıktan kurumuştum orda.

Pofuduk terliklerimi de giyip zaman kaybetmeden salona indim.Hoseok ortalıkta yoktu, abim ise kahveleri fincanlara dolduruyordu yeni yeni.Bu ortamı özlemiştim.Yoongi ve ben...huysuz ve bir o kadar da birbirinden kopamayan iki baş belasıydık.

Oldukça dalgındı.Bugün ikinci kez ruhu duymadan dibine kadar gelmiştim.Aniden beline sarıldığımda elinin titrediğini görmüştüm.Küçük çaplı bir kalp krizi geçirmese iyiydi.

"Ne yapıyorsun Seohyun?"diye sordu sitem ederken. "Abime sarılıyorum."dedim şımarık bir kız çocuğu gibi.Bir tek Yoongi'nin yanında çocuk olmuştum.Fakat daha iki gün evvel Jimin de bana bu rahatlığı ve güveni vermişti.Abimden sonra ilk defa bir erkekte tatmıştım bu duyguyu.

Babamın yanında ise asla çocuk olmamıştım.Tüm kızların şımarabileceği bir babası varken benim kimsem yoktu.

Eski günler gözlerimi doldururken öptüm yanağından."Ne oldu da içindeki abi sevgisi kabardı?En son fondötenini kullandığım için kıaymeti koparmıştın."dediğinde gülmüştüm.Elindekini bırakıp bana döndü ve sıkıca sarıldı.Saçlarımdan öpmesi çok hoşuma gidiyordu.

"Özledim seni.İlla o küçük kıçını tekmelemem mi gerekiyor?"diye sorduğumda gülüp fincanları masaya yerleştirdi.Ondan ayrılıp karşısına oturdum.

Gözlerini yeni doğan şehrin ışıklarına çevirirken kahvesini yudumluyordu.Özlediğim bir manzaraydı bu.Kahvesini masaya bırakıp konuştu.

"Jimin, jimin nasıl?"diye sordu imalı bir şekilde.Bu imalar nerde diye sormama fırsat bile vermemişti.Ondan beklenileni yapıyordu her zamanki gibi.Saçlarımı arkaya atıp söze girdim.

"Sadece aynı evde kalmak durumunda olduğumuz için onu bu kadar kafanda büyütme.Aramızda bir ilişki yok."deyip kahvemden bir yudum aldım.Yalan söylerken sesimin titrememesine ayrı bir özen göstermiştim.

"Umarım öyledir.Biliyorsun, babam böyle bir ilişkiye asla izin vermez."dediğinde kendimi tutamamıştım.

"Nasıl bir ilişki?"

"Sevgilinin senden küçük olmasına babam izin vermez.Çoluk çocuk ile mi uğraşacaksın Seohyun?"

"Onla ilişkimiz olduğunu nerden çıkardın?!"diye sormuştum bağırarak.

"Ne zamandır öğrenciler ve öğretmenleri ile sevişir oldu?!"

"Ne zamandır arkadaşlar birbirlerinin odasından kıyafetlerini toplar oldu?!"

Sinirden fincanın kulpunu sıkarken ikimizin gözünden de ateşler fışkırıyordu adeta.Yoongi son derece sinirlenmişti.Ben de aynı şekilde.Masadan kalkıp fincanı tezgaha bıraktı.

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin