13.

1.9K 118 25
                                    


Gitmek için son hazırlıkları yaparken Kwangju'nun ne kadar soğuk olabileceğini göz önünde bulundurmaya çalışıyordum.Kuzeye gidip kayak yapacaktık ve sıcak kıyafetlere ihtiyacım vardı.Dolabımdan yünlü hırkalarımı ve montlarımı birer birer bavuluma koydum.Son olarak fermuarını çekip ağzını kapattım.Yataktan indirdiğimde abim kapının ağzından beni izlemeyi bırakıp yatağama oturdu.

Bavulu indirip yanına oturdum ve yanağından öptüm.Bu haraketimle ve başını yere eğdi.Bir hafta içinde aramızı biraz da olsa düzeltmiştik ama hala konuşmamız gereken konular vardı.Her ne kadar kavgalı olsak da birbirimize kıyamıyorduk.Benim gittiğimi duyunca ufak çaplı bir şok yaşamıştı.Şu an ise moreli bozuktu.Yarım saat sonra gitmek zorundaydım.

"Ben seni bırakırım bu sefer."dedi kafasını kaldırmadan.Haftalar sonra abim beni okula bırakacaktı.Güldüm.

"Gideceğim için üzülüyor musun yoksa?"diye sorduğumda kafasını kaldırdı ve omuz silkti.

"Benim için hava hoş.Üç günlüğüne olsa da kafam rahat olacak."dediğinde makyaj masama doğru gidip fondötenimi sürmeye başladım.Ayağa kalkıp ellerini eşofmanının cebine soktu.

"Eve kız mı atacaksın?O yüzden mi bu kadar sevinçlisin?"

Kaşlarını çattı."Canım istese sen varken de atardım.Yani varlığın bir şey değiştirmiyor güzelim."

Gülüp yeni rimelimi çıkardım çekmecemden."Yemek bırakmadım.Ayakkabılarını kemirirsin artık." 

Bana doğru yaklaşıyordu.Aynadan gözlerimin içine bakarken rimelimin ağzını kapatıp rujumu sürdüm hızlıca.Yanıma geldiğinde omuzlarımdan tuttu ve aynaya baktı.Ondan beklenmeyecek davranışlardı.

"Salaksın.Seni ne kadar sevdiğimden haberin yok süslü pakize."

"Ben de seni seviyorum haşlanmış yumurta."

Güldüğünde ayağa kalktım ve sıkıca sarıldım.Uzun zamandır abime sarılmamıştım.Sırtımı sıvazladı ve geri çekildi.

"Valizini arabaya yerleştiriyorum.Sen de işini bitirip gel."dediğinde başımı salladım.Valizimi alıp kapıdan çıkmıştı.Son olarak saçlarımı tarayıp şekil verdim.Kahküllerim uzamıştı.Büyük deri çantamı aldım ve içine yolculukta okunabilecek kitapları koydum.Bir gece öncesinden çalınacaklar listesi hazırlamıştım zaten.Siyah ve dar elbisemin kumaşı esnek olduğundan rahattı.Siyah opak çoraplarım ve siyah rugan hafif topuklu botlarım  ile uyum halindeydi.

Okula vardığımızda Yoongi önden inip valizimi indirdi.Okulun önünde kocaman otobüsler yerini almıştı.Bir otobüste ikişer sınıf alacaklardı.Bu yüzden pek yer sıkıntısı yaşayacağımı düşünmüyordum.Arabadan inip abime sarıldım.Kulağıma fısıldadı."Kendine dikkat , Seohyun."gözlerim dolmadan başımı salladım hızlıca.Ardından ayrılıp valizimi aldım ve okula doğru yürüdüm.

Sınıfım beşinci  otobüsün önünde tekli sıra olmuştu.Başlarında ise bir rehber vardı.Rehber hanım bize yol boyunca eşlik edecekti.

"Merhaba Rehber Hanım."dediğimde kısa saçlı ve pembe montlu rehberimiz eğildi."Merhaba Seohyun Hocam.Bizde sizi bekliyorduk.Gitme saatimiz geldi de."dediğinde başımı salladım ve sınıfa döndüm.Park Jimin orta sıralardaydı.Gri şapkası ve siyah güneş gözlükleri ile instagram'daki ullzang erkekler gibiydi.

"Hadi binin gençler."dediğimde önlerinden çekilip rehberin yanına geçtim.Kulağıma eğildi.

"Özel bir öğrencimiz var Hocam."

"Kim?"

"Taehyung'un annesi benim arkadaşım ve Taehyung'a sahip çıkmam gerektiğini söyledi.İzniniz olursa Taehyung'u yanımdan ayırmak istemiyorum."

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin