24.

1.4K 95 41
                                    

Jimin bu yorumları gördükçe yüreğindeki ağırlık çekilmez hale geliyordu.Kafasını kaldırıp uzun bir nefes aldı.Gözlerinin dolmasını engellemeye çalışıyordu.Demek bu gece Jongsuk ve Seohyun yemeğe çıkmışlardı.Yanlarındaki adam ya kesinlikle Yoongi idi.Siteye atılan resmi büyütüp baktı uzunca.Onu çok seviyordu, belki de kendisinden çok.Fakat Seohyun'dan aynı değeri alamıyordu bir türlü.

En azından bir haber verebilirdi.Burdan öğrenmesi onu ayrı bir kırmıştı.Sevgilisini Jongsuk hoca ile pek bir yakıştırmıştı okul halkı.Kendisi istenmeyen bir bez parçası gibiydi bu aşkta.Kendisinin Seohyun'un statüsünde olmadığını bile bile bu işe girişmişti.İlk defa kalbinin sesini dinlemişti.

Seohyun isterse ailesinin oturduğu apartmanı, arabalarını belki de kendisini bile satın alabilecek güçteydi.Ailesinin durumu son derece iyiydi.Yirmili yaşlarında meslek sahibi, zengin ve güzel bir kızdı o.İstediği her şey ayağının önüne gelirdi ve o istediği şeylere sahip olurdu fakat Park Jimin...

Park Jimin orta halli bir ailenin iki çocuğundan biriydi.On sekiz yaşında , iyi bir aile terbiyesi almış ,başarılı bir öğrenciydi sadece.Sıradan Koreli bir gençti.istediği şeyleri elde edebilmesi için çok çalışması gerekti.Hiçbir şey dilediğinde ayağına gelemezdi, elbet ki canını dişine takması , o hedefe ulaşabilmesi için uğraşması gerekiyordu.Doğuştan şanslılar sınıfında değildi.Bunu Park Jimin de gayet iyi biliyordu.

Bu gerçekler yüzüne vururken battaniyesine sarılıp cenin pozisyonunu aldı.Artık gözyaşlarını tutamıyordu.Annesi içeriden sesini duyup gelmesin diye ağzını kapattı çaresizce.Sanırım ki çaresizlik onun için sıradan bir şeydi.

...

Fincanın içindeki son yudum kahveyi de içip masaya bıraktım.Mutfağın penceresinden dışarıdaki insanları izliyordum.Dün gece uzun sürmüştü.Şanslıydım, ilk üç saatim yoktu.Bol bol uyumuş, gecenin yorgunluğunu üstümden atmıştım.Yoongi erkenden işine gittiğinden kahvaltıyı tek başıma yapmak zorunda kalmıştım.

Aklımda Jimin vardı.Dün geceden haberi olmadığını düşünüyordum çünkü gittiğimiz mekan Gangnam'ın göbeğindeydi ve oraya gelmesi çok düşük bir ihtimaldi.Oraya herhangi bir öğrencinin gelmesi de imkansız gibi bir şeydi.

Fincanı lavabonun içine bırakıp üstümü giyinmek için yukarı çıktım.Siyah, hafif mini ve dar bir etek ,eteğin altına siyah ten bir çorap seçmiştim.Üstüne ise bordo V yaka kazağımı giymek istiyordum.

Üstümü giyindikten sonra boy aynasının karşısına geçmiştim.Gerçekten güzel gözüküyordum.Jimin'in beni beğeneceğine şüphem yoktu.Onla bugün bir şeyler yapmak istiyordum.Daha yakın olmak istiyordum ama şartlar bizim aleyhimizdeydi.Bu dezavantajlara rağmen onla olmaktan son derece mutluydum.

Son olarak rimelimi ve rujumu sürdükten sonra evden çıktım.


Okula vardığımda biraz geciktiğimi farketmiştim.Dolabımdan hızla kitaplarımı alacakken aklıma 12/A ya dersimin olduğu gelmişti.Dersim tek saatti ve onlara test çözmeleri için izin veriyordum.Dolabımı kapatıp çantanı aldım ve sınıfa doğru ilerledim.Tüm öğretmenler sınıflarına girmişlerdi.Ben de sınıfıma girdiğimde tüm öğrencilerin kafasını kaldırmadan ders çalıştıklarını gördüm.Kimi not tutuyor kimi de test çözüyordu.Beni farkettiklerinde ayağa kalktılar.

"Tünaydın gençler."

"Tünaydın."

"Oturabilirsiniz."

Öğretmenler masasına geçtiğimde Jimin yanıma gelmişti.Yüzüne baktığımda ise burnunun ucu hafif kızarık gibiydi.Bana karşı boş gözlerle bakıyordu.Bunu sınıfa belli etmemek için mi, yoksa dün geceden haberdar olduğu için mi yapmıştı?

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin