3.

3.4K 192 65
                                    

''Bunu daha önce kaç defa konuştuğumuzu hatırlıyor musun Jimin?''

Jimin ellerini önünde bağlamış yüzüme bakmaya çekiniyordu.Çünkü onla defalarca kendini bu kadar zorlamaması, onun da bir insan olduğunu ve kendine bu kadar eziyet etmemesi hakkında konuşmuştuk.Tüm suç Jimin'in değildi elbette.Ailesinin de payı vardı.

''Dün gece uyuya kalmıştım ve tekrar yapamamıştım.Bu sabah da çok yüklenince böyle oldu.Özür dilerim.''dedi mahçupca.Elimi omzuna çıkarıp ovaladım birkaç saniye.Bu hareketimle gözleri beni bulmuştu.Elimi hızla geri çekip bir iki adım uzaklaştım.

''Bu seferlik de böyle olsun ama bu bir daha yaşanırsa kimsenin sana peçete vermemesini söyleyeceğim.''dediğimde gülümsedi.

''Sınıfına gidebilirsin.''dediğimde eğildi ve ayrıldı.Park Jimin'in saygısını çok seviyordum.

Önüme konulan kahveyle kafamı kaldırmıştım.Jong suk kendi kahvesini de bırakıp yanıma oturmuştu.Kafamı elimin altına koyduğumda konuştum.

''Nasıldı ilk dersin?Öğrenciler seni sevdi mi?''

''Aslında çok iyi geçti.Sessiz bir sınıf ve dersi çabuk kavrıyorlar.Kendimi tanıttıktan sonra konuya bile geçtim.''

''Çok iyi.''

''Senin nasıldı?Tabi bunu sormam biraz saçma.Nerdeyse bir yılı aşkım süredir burdasın.''dediğinde güldüm ve kahvemden bir yudum aldım.

''Park Jimin hariç herkes iyi.''

Kaşlarını çattı.

''O kim?Dersleri kötü mü?''dediğinde başımı salladım.

''Tam tersi.Oldukça iyi ama fazla iyi.Kendine çok başlı yapıyor.Bu ders burnu kanadı.''

''Bazı öğrenciler geleceklerine çok önem veriyorlar.Onun yerine hayatlarını yaşamları için en güzel çağdalar.Jimin için üzüldüm.''

Eline kahvesini aldı ve telefonuna baktı.O arada benim de telefonuma mesaj gelmişti.


Yoongi:Derse girdin mi?Nerdesin?

Seohyun:Nerde olacağım abi?Okuldayım.İlk derse girdim.Şimdi de öğretmenler odasında oturuyorum.

Şimdi de öğretmenler odasında oturuyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yoongi:Tamam tamam kızma.Jong suk'a yardımcı oluyorsun, değil mi?

Seohyun:Evet .

Görüldü

Jong suk gülerek kahvesini yudumladı.

''Yoongi baskıya başladı herhalde?''Dediğinde ben de güldüm.Arkadaşı olarak iyi tanıyordu.Telefonumu çantama bırakıp kahvemi içtim.

''Sürekli teftiş ediyor.''

''Öyledir o.Çok korumacı biridir.''

Zilin çalmasıyla kahveyi masaya bıraktım ve ayaklandım.

''İyi dersler jon suk.''Dediğinde gülümsedi.

''Sana da.''

Topuklu ayakkabılarımın sesi koridorda yankılanırken bazı erkek öğrencilerin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

Bana hayranlıkla bakıyorlardı.

Sınıfıma girdim beklemeden.Park Jimin ayaktaydı.Tahtaya bir şeyler yazıyordu.Geldiğimi görünce tebeşiri bıraktı ve yerine geçti.

Öğrencilere oturun emrini verdikten sonra jimin'in yazdıklarına baktım.Tarihi ve dersi atmıştı.Ayriyetten bir yazı daha vardı

''Birinci yılınız kutlu olsun Bayan Min.''

Jimin hafifçe eğilip eski halini aldı.
''Tebrik ederim,  Bayan Seohyun.''dediğinde sırasının önünde durdum.Karşı karşıyaydık.

"Memnun oldum.Bu kadar güzel bir karşılama beklemiyordum ama şimdi derse geçmemiz gerek."dedim ve masanın üzerinden edebiyat kitabını çıkardım.Başlıkta bir konu ve önerme vardı.Sınıftaki öğrencilere döndüm ve önermeyi okudum.

"Bağlanma hissinden çıkardıklarınız nedir?"diye sordum ve kitabı masama bıraktım.Öğrenciler derin düşüncelere dalmışlardı.Jimin de elini siyah saçlarına geçirmiş düşünüyordu.Nedendir bilinmez ilgimi çekiyordu.

Arka sıralardan bir kız elini kaldırdı.Söz verdim.

Eteğini düzeltip ayağa kalktı."Bence bağlanmak tek taraflı olmaz.İki kişinin arasındaki bağa verilen isimin somut adı."dediğinde başımı salladım.Cesaret edip birkaç öğrenci daha parmağını kaldırdı.Aralarında Jimin de vardı.Jimin'e söz verdim.

Elindeki kalemi sırasına bıraktı ve ayağa kalktı."Ben Mina'ya katılmıyorum.Başka bir hipotez atmak istiyorum ortaya."

"Düşüncelerini dile getir."dediğimde boğazını temizledi ve konuştu.

"Bence bağlanmak tek taraflı da olur.Kendini birisine ait hissediyorsan ona bağlanmak kaçınılmazdır.Karşı tarafın ne hissettiğini bilmeden ona bağlanabilirsin.Bazen kendiliğinden geliştiği gibi bazen de bile bile gerçekleşir.İki kişinin arasında soyut bir iptir aslında.Karşı taraftaki bu ipi hissetmese de sen iliklerine kadar hissedebilirsin.Bu kendini başkasında bulma isteğidir aynı zamanda."

Ağzım açık söylediklerini dinlerken nasıl bu kadar olgun olabileceğini düşündüm.Sadece on sekiz yaşındaydı.Sırf bu akıllı tavrı için bile övgüydü hak ediyordu.

"Gayet iyi Jimin.Oturabilirsin."

...

"İnanamadım abi.Yaşına göre çok olgun konuştu."

Dediğimde Yoongi kolasından  bir yudum aldı.İkimiz atışrımaklarımızı ve kolamızı önümüze koymuş televizyon izliyorduk.En çok yaptığımız aktive bu olabilirdi.Abimle konuşmak beni hep rahatlatırdı.

İnanmamış gibi tek kaşını kaldırdı ve bardağı önümüzdeki sehpaya bıraktı.

''Liseli bir veledi bu kadar ciddiye alma.Mutemelen seni etkilemek için kurmuştur o süslü cümlelerini.'' dediğinde gözlerimi devirdim.Min Yoongi insanları küçümsemeye bayılırdı.

''Onu bunu bilmem.Park Jimin bu bir yıl içinde en taktir ettiğim ve sevdiğim öğrencim olmayı başardı.''

***


Bölüm ile ilgili yorumlarınızı alabilir miyim?♡

Bölüm ile ilgili yorumlarınızı alabilir miyim?♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin