28.

1.2K 80 19
                                    

''Jimin, sence hangisini giymeliyim?"diye sordu elbisesini üstüne tutarken.Aynanın başında on beş dakikadır kıyafet seçmek için uğraş veriyordu.Benim için hava hoştu, onu her zaman izlemeye razıydım çünkü benim için dünyada onun mutluluğunu görmekten başka görmeye değer bir şey yoktu.Her elbisesine onay verdiğim için sinirlenip sağ ayağını yere vurdu.

"Her şeye evet diyorsun.Amacın beni geçiştirmek mi?"

"Tabi ki hayır.Her giydiğin yakışıyor, ne yapayım?"dediğimde gülümseyip aynaya tekrardan dönmüştü.Böyle devam ederse dışarıya biraz zor çıkardık.Yanımdaki straplez kalp yaka siyah minisini alıp yanına gittim.

"Bunu giymelisin."dediğimde elbiseyi elimden alıp süzdü."Güzel seçim Jimin.Hemen giyip geliyorum."deyip dudağıma hızlı bir buse kondurduğunda zıplaya zıplaya tuvalete girmişti.Böyle rahat davrandığımız zamanlar nadirdi.Böyle olduğumuzda ise evliymişiz gibi hissediyordum ve bu his beni sevinçten havalara uçurmaya yeterdi.

Bugün benim için harika geçiyordu.İstediğim üniversiteyi tutturmuş, üstüne üslük sevdiğim kızla tatile çıkma fırsatını elde etmiştim.Her ne kadar kısa sürse de bana yeterliydi.Güzel şeyler hep kısa sürmez miydi zaten?

İçeriden çıktığında tarakla kabarttığı kızıl saçları, kırmızı ruju ve bedenine tam oturan siyah elbisesi ile büyüleyici gözüküyordu.Onu çok sevdiğimden mi bilinmez, her şeyi yakıştırıyordum.

"Sen de hazırsan çıkalım."dediğinde beyaz gömleğimin yakasını düzeltip onayladım."Gidelim."

Jeju sokakları son derece canlıydı.Sokak satıcılarının neon ve kırmızı renkli standları, gece klüplerinin ,dükkanların ışıklı tabelaları ve cıvıl cıvıl gezen turistler ve yerliler burayı canlı kılıyordu.Hangi kulübe gideceğimizi bilemeden yürüyorduk.Muhtemelen gözümüze güzel gelen yere girecektik.

"Karşı sokaktaki kulüp güzel gözüküyor.Hem millet dışarıda kuyruk olmuş."dediğinde gösterdiği yere baktım.Cidden en az yirmi kişilik kuyruk vardı dışarıda.Bu bana yakınlaştığımız günü hatırlatmıştı.

"Gidelim.Kulüp kaliteli olmazsa bu kadar talep olacağını sanmıyorum."

"Aynen."dediğinde vızır vızır geçen elektrikli motorların arasından karşı caddeye geçmiştik.Burası Tayland'a da benziyordu.Sadece burası daha temiz ve moderndi.Burayı diğer milletlerden insanlar daha yeni yeni keşfediyordu ve turist çeşitliliği azdı.Yüzde sekseni Koreliydi zaten.

Sıra yavaş yavaş bize gelirken.Seohyun'un sarhoş olduğu gün gelmişti aklıma.O zaman zar zor ayakta duruyordu, bana tutunmadan yürüyemiyordu bile.Şimdi ise elimden tutmuş, dimdik bir şekilde yanımda duruyordu.Bu Seohyun'u tercih ederdim.

Sıra bize geldiğinde üstümüzü arayıp içeri almışlardı.Güvenlik şarttı.Mekana girdiğimizde yüksek sesli müzik ve letlerle süslenmiş karanlık ortam tam bir kulüp havasındaydı.En üstte DJ yanında birkaç kızla dans ediyordu.Herkes kendi havasındaydı.İçerisi tam bir insan seliydi ve bu kalabalıkta göz gözü görmüyordu.Seohyun kulağıma fısıldadı,"Karşıdaki masa boş.Oraya geçelim."dediğinde elinden tutup masaya geçirdim.Yüksek sandalyelere oturduğumuzda mekanı daha iyi görebiliyordum.

"Büyük bir yermiş."dedi Seohyun hafif bağırarak.Havadaki içki kokusu hızla yayılıyordu.Daha önce sadece bir bar gördüğüm için büyük mü küçük mü olduğuna karar veremiyordum.

"Daha önce hangi mekanları tercih ediyordun?"diye sorduğumda sandalyesini yaklaştırdı.Parfüm kokusu bile sarhoş etmeye yeterdi.

"Daha çok Seul'de takılıyorum.Gangnam'daki barlar favorim.Çok lüks oluyorlar.Bir de it kopuk gidemediği için rahat rahat takılabiliyorum.Biraz içip kalkıyorum zaten."

Love Is Not Over | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin