Two

5.3K 188 28
                                    


Kalbim çok hızlı atarken beni duvara yekmiş sadece bakıyordu gözleri gözlerini kenetlemiş tek gözünü kırpmadan bana bakıyor.

Siyah kapşonlu ve ağzında maske olduğu için onu ilk başta tanıyamamıştım. Bu benide şaşırtmıştı çünkü gözlerim o siyah halka küpelerine takıldığında beni müdür'ün odasında kitaplığa dayamış ve eli ağzımda olan kişi jungkook ' tu.

" sessiz ol. " diye seslendiğinde gözlerim yüzünü aradı. Sağına soluna bakarken , elini ağzımdan çekti ve bana baktı
" jungkook "
Kafasını bana çevirdi ve konuşmaya başladı. " soru sorma. "
" sadece bundan hiç kimseye bahsetme. " yarım kalan cümlesini devam ettirdiğinde ona şaşkın bir şekilde bakıyordum. ' neden bilinmesini istemiyor ? ' bu ve benzeri sorular aklıma takıldığında , çok uzatmadan düşüncelerimden kurtuldum ve dikkatimi , o adama verdim.

Bana bakmayı bırakmış nefesini artık bedenimde hissetmiyordum.
Kapı'nın kolunu tutu ve aşağıya indirerek, kapıyı aralıklı açtı sağına soluna baktığında kimsenin olmadığından emin olunca hiç bir şey demeden beni odada , bedenimle baş başa bıraktı.

Şimdi ne yapacaktım mal gibi ağlamak ?
' hayır ' bu hiç bir şeydi.
Benimkisi sadece umut... benim tek hatam onu sevmekti,onu seçmekti.

*

" lalisa, daha ne kadar çalışacaksın?"

Rosé lisaya dönerek sormuştu, soruyu. Ama lisa, ne rosé'yi dinliyor ne de dans etmeyi bırakıyordu. " lisa eğer böyle gidersen , okulda halsiz kalırsın."
" sence umrumda mı? " doğru söylüyordu lalisa için bunlar umrunda bile değildi.

Sadece o dans ediyor elemelerde başarılı olmak için çaba sarfediyor, başka bir şey için çaba sarfetmiyordu. Kendini bu kadar bitirmesine gerek yoktu ama. Çok fazla çalışıyordu.

" hadi yemek hazır. " dediğime aldırmayan lisa ya derin derin baktım ve dans etmeye mola vermiyorsa ben verdirtirdim. Lisa'nın sağında bulunan müzik çaların fişini çektiğim anda lisa dans etmeyi bırakmış bana şaşkın şaşkın bakıyordu. " hadi. " diyerek onu kolundan tuttuğum gibi yukarıya çıkardım. Bu evde hep birlikte kalıyorduk. Ve lisa, dans elemelerine katıldığından itibaren bodrumu onun dans çalışma alanı olmuştu.

" jennie, " kafamı ona çevirdim ve sözüne devam etmesini bekledim.
" dursana. " Durdum ve ona baktım 'ne var ?' anlamında kafamı salladım. " ben, çalışmaya gidiyorum. "

" hayır, " dedim ona karşı gelerek.
" hiç bir yere gidemezsin lalisa. Bu evinde bir kuralı var ve sen buna uymak zorundasın. Hergün kendini bitiyorsun şu elemeleri geçiyim diye. Yavaşla biraz kaç gündür yemekte yemiyorsun okulda derslere konsantre olmuyor ve derslerini yapmıyorsun noluyor sana lisa ? "

Yanımdan ayrıldı ve koridoru ilerleyerek banyoya girdi.
Güldüm ve arkasından ona bakmam çok uzun sürmemiş ve Bende aşağıya indim.

*

Herkes masaya oturmuştu en sonunda. " Ee, lisa nasıl gidiyor? " jısoo öne atılarak sohbeti başlattı.
" güzel, elemelere son 2 gün kaldı."

" oldumu o kadar ya ? " Lisa, başını olumlu anlamda salladıktan sonra bir yandan yemek yiyor, bir yandan'da sohbetimizde ara sıra kahkahalar duyuluyordu. " lisa şarkı parçan ne ? " lisa gözlerini kapattı ve ilk önce soruyu soran jısoo ya sonra hepimizin üzerinde gözlerini gezdirdi.

" swalla " gözleri parlamıştı dans edeceği şarkının ismini söyledikten sonra. " Heyecan verici. " rosé ellerini birbirine çarparak söylemişti bu üç kelimeyi. Ve Hepimiz kahkaha atmıştık bu dediğinde " hepiniz geliyorsunuz."
" ayıp ediyorsun, kaçırır mıyız?" dediğimde gerçektende ciddiydim lisa sahnelere çıkıyor ve biz kaçırıcaz.

Konuşmamız yavaş yavaş sona ererken tabaklarımızda bir yandan boşalıyordu.

*

Rosé ile yatakta oturmuş sohbet ediyorduk ki kapı açılmıştı. " gel jısoo. " Yanında biz bile olsak saygısını hiç bozmadan, saygıyla eğildi ve gülümseme ile yanımıza geldi. Bu kızı seviyorum.

" napıyorsunuz bakalım ? "
Omuzlarımı Yukarı kaldırdım ve indirdim. Başımı jısoo' nun omzuna yasladım ve huzur dolu hissettim. Onlar, bana iyi geliyordu. Onlar, benim ailem olmuşlardı. " rosé, " kafası arkaya dönük olan rosé bana döndüğünde baktı.

" neden olmuyor. " acı çekercesine söylendim. " ne olmuyor ? " derin bir nefes aldım ve sertçe yutkundum.  " jungkook.. " devamını getirmek benim için kötü olurdu, vicdanım ele vermezdi devamını getirmek. " jennie, "
Devrik olan başımı rosé'ye kaldırdım.

" belkide son vermelisindir?"

söylerken boğuk çıkan ve istemsizce söylediği belli olurken ben bile anlayamadım rosé, bana bunu mu söylüyordu. Ne yani çare bu mu ? " ne? " hakaret edercesine şaşkınlıkla sordum.

" belki yanlış kişidir, hayatının aşkı o değildir? "

___

Görüşmeyeli nasılsınız? -
sizden özür diliyorum çünkü; geç attım bölümü üzgünüm ve neden bu kadar kısa oluyor diyecek olanlarınız vardır.
Ama zaten daha yeni bir hikâye olduğu için yavaş yavaş gidiyorum.
Git gide artacak.
Vote VE Yorum atmayı unutmayın ^

Sizi seviyorum ama zaten biliyorum bir çoğunuz buraya bakmıycaksınız bile ben gende yazıyorum. Beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim.

only you and me | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin