Three

4.4K 177 40
                                    



Buraya kadar nasıl gelmiştim. Deniz'de olan dalgalar gibi sürüklenmiştim kıyıya kadar. Benimkisinde böyle birşey'di sevmesi kolay ama anlaması çok zor olan birşey'di. Benimkisi.

*

Dersimiz kimya olduğu için biraz olsa sıkılmamıştım. Dirseğimi sıraya koydum ve avcumu açıp çenemi içine yerleştirerek dersi dinlemeye odaklandım.
Zor zor ' da olsa genede başarabilmiştim.
" jen. " fısıltıyla çıkan sese kafamı, lisa çevirdim " teneffüste aşağıya inicez bir şey ister misin ? "
" su alabilirsen. "

" tabi. " diye cevap verdi bana.
Lisa ile konuşmamız sona ermiş ben ise tekrardan derse odaklanacakken gözüme jungkook'a takıldı. Elinde kalemle, elinde oynuyor bir yandanda sağa sola bakıyordu. Ona dalmış izlerken kapı çaldı ve içerideki hocamız ' gir. ' komutunu verince içeriye okul müdürümüz girdi.
Başını saygıyla öne eğdikten sonra aynı şekilde kimya hocamızda başını öne eğdi. Biz ise müdürün ne söyleyeceğini can kulağıyla dinlemeye başlamıştık.

" çocuklar hepinizin bildiği gibi her yıl tekrarlanan "orman'da kamp" bu yılda düzenleniyor. Gezi turu bu haftasonu olucak ve 3 gün orda kalıcaz. Detaylı bilgi öğrenmek ve katılmak isteyenler, odama gelsin. " müdür konuşmasını bitirdiği anda herkes birbirleriyle konuşmaya başladı. Benim ise tek düşündüğüm şey, jungkook, o kampa gelicek miydi?

" iyi dersler hocam. " tekrardan girdiği gibi çıktığında'da başını öne eğdi ve saygıyla dışarıya çıktı. Müdürümüz çıktıktan bi kaç dakkika sonra zil çalmıştı ve biz gurupça bir bankta oturuyorduk.
"Bence katılmalıyız sence?" Diyen rosé baktım. Ah cidden ne yapıcağımı bilmiyorum, onu aklımdan çıkartamıyordum.
" Jennie "

" Jennie, Jennie! " Daldığım için çığıran lisanın sesini son anda işittim. " Dalmışım kusura bakma" saçlarımı karıştırıp lisa'ya odaklandım. " Ben bi kantine gidiyorum " Hepsi kafasıyla onayladığında kanitne yürümeye başladım. Ama adımlarım yarıda kesildi ve o anda dünyam başıma yıkıldı. Kalbim atmayı bıraktı çünkü Jungkook, Yeri'yi tutkulu bir şekilde öperken kalbime onlarca bıçak saplandı. bian için nefes alamadığımı zannetsem de adımlarımı hızlıca kızlar toletine yönlendirdim. Vardığımda yüzüme soğuk su ile yıkadım ve derin derin nefesler almaya başladım. Ben bunu kaldıramazdım tamam onu daha önce çok kızla görmüş veya duymuştum, ama bu farklıydı bu bambaşkaydı.

Gözümden akan bir damla yaş soğuk zemine düştüğünde ağladığımı yeni fark ediyordum işte bendeki etkiside buydu beni her haliyle mahfedebiliyordu. Kızlar toletinden çıkmıştım tam koridordan sola dönüp sınıfa giriceğim sırada bir bedene çarptım. Burnum göğsüne denk geldiğinde imkansız diye geçirdim içimden çünkü vaniylayla harmanlanmış nane kokusu burnuma dokunurken çarptığım kişiye bakmak için kafamı kaldırdım. O karışımdaydı tüm saflığı ve zerafetliğiyle.

Dudakları yeni bir öpüşmenin etkisinden çıktığını belli ediyordu. Saçları terden alnına yapışmış ve dağılmıştı. Kravatı gevşemişti ve ah, o öpülesi dudakları kıp kırmızydı. Ona çok uzun ve detaylı baktığımı fark etmiş olucak ki geri çekilip beni umursamadan bulunduğum yeri terk etti. O hep böyleydi ve sanırım ben artık alışmıştım.

Son ders olduğu için hoca boş bırakmıştı. Bazıları uyuyor kimileri ise yanındakilerle sohbet ediyordu. Gözlerim onu aradı yanında, Tae vardı ve konuşup şakalaşıyorlardı. Önüme döndüm ve lisa ya baktım.

Çantamdan kulaklığımı çıkardım ve telefonuma bağlayıp rastgele bir müzik açtım. Kulaklarımı halsey'in en sevdiğim müziği doldururken kendimi şarkının ritmine kaptırdım ve bildiğim bir kaç yeri ezbere söyledim.

only you and me | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin