Eight

3.5K 129 34
                                    

uyarı! Smut bölüm DEĞİLDİR! ama rahatsız olacaklar okumasın!

Bu bölüm; Rahatsız edecek içerik bulundurur!

-

Bazı bedenler birbirine yasaktır. Bazı gözyaşları sadece insanın kendi görebileceği kadardır ve bazı aşklar sadece bir kişiyi yakacak kadar ateşe sahiptir.

______
19:37

Ateşin gerisine oturdum ve sessizliği izlemeye başladım. Ütümde çarşaf kalınlığında bir bahtaniye ile otururken ağzıma üzümü attım ve o tatlı aynı zamanda ekşi olan tadını hissettiğimde hafifçe gülümsedim.

Soğuk olan sodayı yudumlarken o acı tadı boğazımı yakmaya yeterli olmuştu.
Sessizce öksürdüm ve boğazımın temizlenmesine yardımcı oldum.
Soğuk hava tenime çarparken rüzgârı üzerimde sarılı olan bahtaniye ile engellemiştim. Uzaktan gelen seslere dikkatimi verdim ve çalılıkların oynadığını fark edince gözlerimi, oraya odakladım.

Çalılıkların arasından çıkan güzelliğe gözlerimi dikleştirince bir daha anladım onun eşsiz olduğunu, güzel olduğu. Mükemmel ve güzeldi.

Fazla güzeldi.

Onun o karanlıkta bile parıldayan yumuşak saçlarından bahsetmek istemiyorum bile. O, herzaman ki gibi eşsizdi. Salaş olan koyu yeşil t-shırt'ü, kapri beyaz kot pantolon'nun üzerinden sarkıyordu ve bu onu daha çok mükemmel ötesi gösterme nedenine sahpti. Altında beyaz spor ayakkabıları kombinine uyum sağlıyordu. Saçları ise alnından sarkıyordu dağınık bir saç stili vardı ve istemsizce o saçları parlamaya devam ediyordu.

Boş kalan yanıma o geçince kalbimin hızlanmasına neden olmuştu. O, yanımda otururken bile beni heyecanlandırmayı beceriyordu. Daha fazla atmasına sebep oluyordun, jeon jungkook. Senden işte bu yüzden nefret ediyorum, her defasında beni kendine bağlayabiliyorsun. Ben senden uzak durucam diyorum ama daha çok bağalanıyorum sana. İşte bu yüzden; senden nefret ediyorum! Jeon.

Oratamızda bulunan ateşe yaklatışımda yanma hissi hissettiğimde üzerimdeki bahtaniyeyi geriye attım ve açıkta kalan omuzlarıma soğuk hava bedenimi sardığında ürperdim ama umursamadım. Ellerimi, ateşe yaklaştırdığımda biraz karşında beklettim ve derin derin nefes aldım. doğayı içime çektiğimde nefesimi verdim ve gözlerimi kapattım. Sessizliğe kulak verdim. Sadece ateşin sesi, kalbimin hızlı atışını ve nefes alışverişlerimiz sarıyordu etrafı. sadece sessizlik ve huzur vardı.

Üzerimde olan beyaz elbise'nin kenarlarında işlemeleri vardı. Elbise'nin kolları Boşta kalıyordu ve omuzlarım soğuk havayı, daha çok tenime çarpmasına neden oluyordu.
Bulunduğumuz yer; herkes'den uzaktı.

Sadece o ve ben bulunuyordu ortamda. Bu beni ne kadar mutlu etsede yanlış olduğunu biliyordum. Ondan uzaklaşmam benim için en iyisiydi ama beceremiyordum, ondan uzak durmak imkansızdı. Bu beni ne kadar sinir etsede ben vazgeçmiyordum. Şuanda burdan gitmem gerek ama bunu yapamazdım. Ondan uzak durmak, ölüme yakın olmaktan daha kötüydü.

Kemikli iri elleri soğuk bedenimle buluşunca gözlerimi araladım ve gözlerimi, ilk önce omzumdaki ellere sonra kahverengilere götürdüm. Bana bakan kahverengiler'den hiç kopmamak istercesine bakmaya devam ettim.
Sertçe yutkunduğunda, gözlerim öpülesi o kiraz renginde olan dudaklara kaydı. Dudaklarımı yaladım ve alt dudağımı içten dişlemeye devam ettim.

only you and me | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin