O gecenin üzerinden bir gün geçmişti. " Ee bugün napıyoruz?" Diyen jisoo'ya baktım. Cidden bugün ne yapsaydık acaba?
Elimdeki sıcak kahveyi dudaklarıma götürüp ve bir yudum aldım. " Bugün ayın kaçı? " Diye sorduğumda, lisa telefonuna baktı ve sinsice gülümsedi.
" Bugün ayın 30 ve yarın senin en önemli günün. " ona kaşlarım çatık bakarken yarının neden önemli olduğunu aklımdan geçiriyordum.
3'ü el ele tutuşup," Yarın Jungkook un doğum günü!" Diye bağırdıklarında evde olduğumuz için neredeyse dua edicektim çünkü üçüde çığlık atarak söylemişti.
" Ne yapmayı planlıyorsun? "" Ne yapmalıyım ki? " Dediğimde üçüde bana kızgınca baktı. Lisa,
" Bence şu geçen gittiğimiz bara gidip orda yapabiliriz? " Diye soru yönettiğinde gülerek cevap verdim." İyide, Jungkook böyle şeylerden hoşlanmaz. " lisa bana yavru köpek gibi baktığında gülmemek için yanaklarımı sıktım. " Bir dakkika siz geçen nereye gittiniz kimle gittiniz ve bensiz neden gittiniz?" Rosé bir bana, birde lisa'ya bakıyordu. Ben ayağa kalkıp odama koşmaya başladığım zaman lisa'nın da arkamdan geldiğini gördüm onu odaya alıp kapıyı kilitledim.
" Neden söylemedin ki?"
" Ne söylememi bekliyodun? Tae bizi çağırdı biz de gittik, sonra lisa ve tae odadan çıkınca jungkook ile öpüştük mü? " Yanlışıkla ağzımdan kaçırdığım için kendime binlerce kez küfür savurdum. Birden lisa
" Ne! " Diye bağırınca kulaklarımı kapatıp başımı aşağıya eğdim. Utancımdan ölüyordum ah, aptal kafam! ne diye söylüyorum." Bir dakika şimdi nasıl oldu bu olay? "
Ona baştan sonra her şeyi anlattım. Biraz daha konuşmuştuk ve sonra lisa, uykusunun geldiğini söyleyip kendi odasına gitmişti. Kendimi yatağa attım ve düşünmeye başladım. 'Beni isteyerek öpmedi.' diye geçirdim içimden her ne kadar doğru olsada doğru olmaması için kendimi inandırmaya çalıştım.
Ben bir oltaya takılmıştım ve ucunda ölüm olduğunu bile bile o yeme gidiyordum. Ama bunu kimse umursamadı çünkü tanrı bizi gecesiyle kutsarken bile biz öpüşmüştük.
*
Sabah erkenden kalkmış ve okul kıyafetlerimi giyip kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Kızları uynandırmıştım ve hep beraber kahvaltı yapıp okula geçmiştik. İlk dersimiz kimyaydı bu yüzden defterimi ve gerekli eşyalarımı çıkarıp masanın üzerine koydum.
Ve ona baktım.Bugün ilk defa serbest giyinmemişti. Saçları özenle taranmıştı ve dalgalanarak kaşının üzerinde bitiyordu. Siyah halka küpeleri o her sallandıkça hareket ediyoru ve bugün her zamankinden mutlu gözüküyordu. Elindeki kalemini dudağına götürüp dişlediğinde gülümsedim o kalem olmak için nelerini vermezdim. Zil çaldığında heyecanlanla sınıftan çıktım ve kantinde sıraya girip sıcak bir kahve aldım.
Herhangi bir masaya oturup sıcak kahvemin tadını çıkardım. " Selam" dedi, tae yanıma gelip otururken ona selam verdim ve kahvemi içmeye başladım.
" Ee bugün Jungkook'un doğum günü ne yapmayı planlıyorsun ?" Kaşlarımı çatıp ona bakıcağım sırada konuşmasına devam etti.
" Sakın bana unuttum deme şuraya düşüp bayılırım " onun bu haline gülerken cevap verdim." Hayır tabiki. ama biliyorsun o biraz soğuk ve böyle şeylerden pek hoşlanmıyor sürpriz falan. "
Gülümseyip kahverengi tutamlarını geriye attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only you and me | jenkook
FanficCinsel içerik içerir! " Nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Gardımı indirdim. Yemin ettim ; birdaha asla âşık olmayacaktım ; ama sırıl sıklam oldum. Sanırım bunun geleceğini görmeliydim. Gözlerinin içine düştüm. Çılgın dünyama geldin ; serin v...