Kalbim, göğüs kafesimle birlikte alçalıp yükselirken,
Sertçe yutkundum. " hayır, tabikide."
Gözleri, gözlerime bakarken ben ise gözlerimi kaçırmaya çalışıyordum ama olmuyor, onun gözlerine bağlanmıştım.
anlatamıyorum ki ben derdimi, gözlerine bakıpta konuşamıyorum ki.
Bir adım daha attığında mesafemiz iyice kapanmış nefesi, yüzüme çarpıyordu. " o zaman gözlerimin içine bak ve beni, sevmediğini söyle. " dediğinde tüm dünyam başıma yıkılmıştı.
Sessizlik ikimizinde hükümdarı olurken, sadece nefes alışverişlerimiz duyuluyordu. Gözlerinin içine baktığımda bir döngüye kapılıyordum. O kahverengi irisleri, insanı kendine kaptırmakta ustaydı.
Yaklaştı ve şimdi kokusu burnuma kolaylıkla ulaşıyordu. " hadi, " dedi her kelimesini bastıra bastıra. Kalbim her seferinde daha da acımaya devam ediyordu her kelimesinde, gözlerimden bir yaş düşmeye devam ederken o beni usul usul izliyordu. Ben ise, o kahverengilerin derinliklerinde kaybolup gitmiştim.
" hayır, " şaşkınlıkla açılmıştı o irisler ve bu, canımın her defasında daha çok yanmasına sebep oluyordu.
" yanlış tahmin. " dudakları aralanırken ordan gitmek, kaçmak istedim. Her defasında bizim canımızın yanmasına izin veriyordum, göz göre göre.
" yalancı " evet, görmüyordu onu sevdiğimi bir sürü insan anlarken o görmemişti onu nasıl bu kadar sevdiğimi.Gerilen vicudu ile bir adım geri attı ve titremem bitmişti. Ardından dudaklarında iğneleyeci bir gülümseme geçtiğinde, başını öne eğerek ensesini kaşıdı. " emin misin, " başı yukarı kalkarken bu sefer ben ona bakmaktan korkmuştum, ona bağlanmaktan korkmuştum. " evet. " özellikle üstünde gittiğim bu kelimemde kekelemediğim için seviniyordum. Ama hüznüm bu sevinci bedenimden söküp atmıştı.
Çünkü o herzamanki gibi arkasını döndü ve beni boş bahçede düşüncelerimle yanlız bıraktı.
Kulaklarımda zil sesi duyunca ağır adımlarımla sınıfa doğru gittim.
" noldu? jungkook haddini bildirdi mi? "Evet, hemde öyle bir bildirdi ki kalbimi söküp çıkardı.
Şuanda onu takmayacak kadar halsizdim bedenim halen dinçte olsa söyledikleriyle ruhumu paramparça yapmasına yetmişti. Ve bir şey demeden gitmesi canımı daha çok acıtıyordu.
Ama bu onun ne umrundaydım nede onu sikliyordum. " sana dersini verdirmedim mi ben? "Onun sınıftan çıkıp gitmesini izlerken arkasından göz devirdim.
Sırama kafamı koyduğum anda anladım, başımın ne kadar zonkladığını. " jennie, "Sessiz çıkan sesimle kimin olduğunu takmadan dudaklarımı haraket ettirdim, " hı? "
" napıyordun sen jungkookla ? "
Kafamı ne kadar istemesemde kaldırdım. Öne gelen saçlarımı, arkaya attım. " hiç. " tek kaşını havaya kaldırdı ve kollarını göğsüne bağlayarak yüzünde ciddi bir ifade oluştu." nasıl hiç. "
Derin bir nefes aldım gözlerimi etrafta gezdirdikten sonra tekrardan ona baktım. " of! lisa yok bir şey, yalnız bırak beni. " kafasıyla onayladıktan sonra yanımdan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only you and me | jenkook
FanfictionCinsel içerik içerir! " Nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Gardımı indirdim. Yemin ettim ; birdaha asla âşık olmayacaktım ; ama sırıl sıklam oldum. Sanırım bunun geleceğini görmeliydim. Gözlerinin içine düştüm. Çılgın dünyama geldin ; serin v...