Final

1.8K 71 43
                                    

Anahtarı sokup çevirdiğimde içeri girdim ve bana bakan üçlüyle karşılaştım. " jen, iyi misin? " kafamla onayladım, Chaeyoung'u. Merdivenleri bitirdiğimde kendi odama girdim ve üzerimdeki okul kıyafetlerinden kurtulup rahat bir şeyler giydim. Kendini yatağa attığımda uyumak için kendimi zorlasamda bu zor olmuştu. Gözlerimi kapatıp, Elimi karnıma yerleştirdim ve gözlerimden akan yaşları sildim.

2 gün sonra |

Jungkook bebeği aldırmaya gidiyorduk. Benim için ne kadar üzücü olsada ben daha on sekiz yaşındaydım.
Kapı çaldığında Jungkook geldiğini anlayıp üzerimi düzelttim. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Karşımda onu görünce resmen dağılmıştı. Göz altları morarmış sakalları çıkmaya yüz tutmuştu. Zaten en son okula iki gün önce gelmişti. Kapıyı kapatıp ilerledim. Oda arkamdan geliyordu. Kaputun etrafında dolaşıp arabayı açtı. Arabaya binip kapımı kapattım. Oda bindiğinde kemerini takıp arabayı çalıştırdı. Ve onda radyoda çalan şarkıyla beraber gözümden bir damla yaş düştü. Yukarı bakıp ağlamamaya çalıştım.

"Seni seviyorum bebeğim
Ve eğer bu uygunsa
Sana ihtiyacım var bebeğim, yalnız gecemi ısıtmak için.
Seni seviyorum bebeğim
Bunu söylerken baba inan
Benim tatlı bebeğim"

Jungkook arabayı durdurduğunda bana baktı. Gözlerimi ondan kaçırdım. Çünkü ona bakarsam daha çok ağlayacağımı biliyordum. Sanki bunu anlamış gibi uzun kemikli elleri çenemi kavrayak beni ona bakmaya zorladı. Gözümden bir damla yaş daha düştüğünde onunda gözlerinin dolu olduğunu gördüm. Başka tarafa baktığımda " bana bak " dediğini duyar gibi oldum. Sonra bir hıçkırık koptu boğazımdan.

" Dayanamıyorum "
dedim, hıçkırıklarımın arasından
"Dayanamıyorum, bu kadar güçlü gözükmeye. Güçlüymüş gibi davranmaya" hıçkırık sözümü kestiğinde gözlerimdeki yaşlar artık bir çeşme misali akıyordu. Birden beni kendine çekip sarıldığında daha çok ağlamaya başladım. Kokusu burnuma gelirken mayıştığımı hissetim. Geri çekilip önüme düşen saçı arkama attı.
" Aldırmak zorunda değiliz" onunda gözünden bir yaş düştüğünde onu bir kez daha ağlarken gördüğüm için kendime lanet ettim.
" Ama nasıl?" Benim okulum bir ailem vardı.
" Beraber bakarız. Gerekirse uzaktan eğitim alırsın" sözleri kalbime bir ok misali çarptı.
" Ailem?" gerçekten nasıl yapıcaktık. Sinirle saçlarımı çektim. Ellerimi tutup öptü.
" Güzelim, yapma ama böyle" dudaklarımı büzerek tamam dedim.
" bir şekilde haledicez tamam mı?" başımı olumlu anlmada sallayıp karnıma baktım. Gülümseyerek Jungkook'a döndüm. Ve sonra onu kendime çekip öptüm. İlk başta şaşırsada sonra karşılık verdi. Göz yaşım dudaklarımızın arasına karıştığında tuzlu suyun tadını aldım. Beni yavaş ve nazik öpüyordu.
Onu özlemiştim.

5 yıl sonra |

Jungkook ile evlenmiştik. Jungkook bana bu süreçte çok yardımcı olmuştu.
Uzaktan eğitimimi tamamlamış ve anaokulu öğretmeni olmuştum. Jungkook'un ise kendi şirketi vardı.
Min Joon adında bir oğlumuz vardı ve daha beş yaşındaydı aynı jungkook benziyordu yani bana göre öyleydi.

Min Joon yanıma gelerek, " Anne, babam nerde?" dediğinde sırıtarak arka bahçedeki Jungkook gösterdim. Yüzü gözü kömür olmuştu çünkü arka bahçede mangal yakıyordu. Min Joon koşmaya başladığında karnıma bakarak gülümsedim. İkinci çoçuğumuzu bekliyorduk. Ama o kızdı.
Hye Su, ismi bu olucaktı. Daha yedi aylıktı. Gülümseyerek sandalyeden kalktım. Ve Jungkookların yanına ilerledim. Lisa hamilydi, rose ise jimin ile evlenmiş şuanda da Avusturalyada'ydı. Jisoo ve jin ise daha evlenme aşamasındalar'dı. Yavaş adımlarla masaya oturduğumda Min Joon da yanıma oturarak karnımı okşamya başladı. Gözümden bir damla yaş düştüğünde Jungkook bana kaşları çatık bakıyordu. Yanıma gelerek " hadi ama jennie bunu konuşmuştuk " gülümseyerek ellerini tuttum. Bu sıralar çok duygusaldım. göz yaşımı silerek jungkook'a yardım ettim. Masaya tabakları yerleştirerek jungkook gelmesini bekledim. Yanağıma sulu bir öpücük bırakıp masaya oturmuştu.
Jungkook bu sıralar fazla yemem konusunda çok ısrarcıydı. Salatayı çatalladığımda jungkook bana alttan bir bakış attı. Gülümseyip çatalı ona uzattım. Büyük bir zevkle salatayı yediğinde Min Joon beni dürttü.
Ona baktığımda gülmemek için kendimi tuttum. Çünkü kendi yemek yerine resmen kıyafeti yemişti. Üstüne daha fazla dökmemesi için peçete serdim ve çatalını alıp yedirmeye başladım.

Sabah kalktığımda yanımda jungkook yoktu. Lavaboya ilerleyip kısa bir duş aldım. Üzerime iç çamaşırlarımı geçirdim sonra kısa kollu ve diz kapağımın biraz üzerinde olan beyaz beneklerle kaplı kırmızı elbisemi giydim. Saçlarımı kuruladıktan sonra saçlarımı açık bıraktım ve beyaz babetlerimi giydikten sonra
Min joon'nun odasına girdim ve yatağında olmadığını fark ettiğimde odadan çıktım. Merdivenleri yavaşça inerken bir elim duvarda diğer elim belimdeydi. Aşağı indiğimde mutfağa girdim ve her yer un olmuş min joon tezgahın üzerine çıkmış jungkook'a çilek tabağını uzatıyordu. İçeriye girdiğimde tavadaki omlete baktım ve altını kıstıktan sonra arkama döndüm.
" siz napıyorsun burda? " bana gülerek bakan ikiliye baktığımda jungkook, tabağı eline aldı ve içinden bir tane çileği aldıktan sonra bana yaklaştığında ağzıma koymasıyla çileğin birazını ısırdım ve geri kalanını o, ısırmıştı.
" sana çilekli pasta yapıyoruz. " dedi, başında duran kocaman beyaz aşçı şapkasını düzeltirken.
" Her yer un olmuş ama kim toplıycak sonra buraları? " gülümseyip elini una batırdı ve sonra burnuma sürdü. Burnum un olduğunda ona sinirle baktım. Telefonum'un melodisi kulaklarıma dolduğunda ilerleyip telefonu açtım.
" efendim lisa?"
" biz size kahvaltıya gelicez sorun olur mu?" Kızgınlıkla Jungkook a baktım. Evi biran önce toplamamız lazım'dı.
" tamam gelin bizde zaten daha kahvaltı yapmamıştık"
" tamam o zaman gelirken istediğin bir şey var mı?" düşünür gibi yaptıktan sonra " Sütlü dondurma " diye şakıdım gülümseyip telefonu kapattım.
" Jungkook!" Seslememle bana telaşla baktığında, koşarcasına yanıma geldi.
" Noldu bişey mi oldu? " Gözlerimle etrafı gösterdiğimde dudaklarını büzüp bana alttan bir şekilde baktı. Bu bakışa dayanamıyacağımı biliyordu. Onu öpüp geri çekildim." ben yemek yapıcam lisa ve taehyung geliyor sizde buraları toplıycaksınız " bana gülümseyerek baktı ve Min Joon'u alıp buraları toplamaya başladılar. Bende hemen mutfağa girip önlük taktım ve yemek yapmaya başladım.

Kapı çaldığında üstümü düzeltip kapıyı açtım. Taehyung elindekileri jungkook'a vererek içeri girdi. Lisa'yla sarıldıktan sonra lisa'dan ayrıldım ve ona biraz baktım. Üzerinde sarı bahçe tulumu vardı ve içine Beyaz kısa kollu üstünü giymişti. Saçlarını tepeden toplamış ve kafasındaki sarı bandanasıyla çok tatlı duruyordu. Lisa'nın hafif hafif karnı şişmeye başlamıştı. Onları içeriye aldıktan sonra masaya oturduk. Sandalyeye oturduğumda Jungkook'da yanıma oturmuştu. Min Joon'da soluma geçmiş bir yandan ona yedirirken bir yandan tabağımdakileri yemekle meşguldüm. " jennie dondurmaları getirdim. " uzattığı poşeti aldım ve jungkook'a verdikten sonra mutfağa gidip buzdolabına koyması gerektiğini belli ettim ve o da öyle yapmıştı. Yerine geçtiğinde tabağındakileri bitirdi ve ekmekten kopardığı parçaya bal sürdükten sonra ağzıma götürdü. " lisa cinsiyeti belli oldu mu? " çatalı ve bıçağı tabağına koyup bana baktı.
" evet oldu. " önüme gelen saçımı kulağımın arasına sıkıştırdım. " pekala cinsiyeti ne? " gözleri parlarken elini eliyle çarptı. " kızımız olucak. " ona gülümsedim ve mutlulukla bakarken tabağımdakileri bitirip masadan kalktım. Elbisemin çekiştiğini hissettiğimde buna neden olan şeye baktım. " anne. " Bir yandan bulaşıkları yıkıyor ve Min Joon'la konuşmamı sürdürüyordum. " efendim? "

" Kız kardeşim ne zaman gelicek? " bunu sorduğunda elimdeki bulaşık süngerini bir köşeye koydum ve ellerimi havluyla kuruladım. Yavaşça eğildiğimde dizlerimi yerden destek alarak kullandım. " yakında. " dedim, gülümserken. Küçük elleri boynuma yerleştirdiğinde ona sarıldım ve geri çekildim. " hadi koş babanın yanına. "
Beni başıyla onayladıktan sonra mutfaktan koşarak çıktı ve bende kalan bulaşıkları yıkadıktan sonra mutfaktan sonunda çıkabilmiştim.

Koltukta jungkook ile beraber oturmuş film izlerken jungkook'un bacağının üzerinde duran patlamış mısıra elimi daldırdım ve bir avuç aldıktan sonra ağzıma götürdüm. Kafamı göğsüne yasladığımda gözlerimi yumdum ve kalbinin atış sesini hafızama kazıdım.

" Ve o an yemin ettim. Tanrım sen yeminleri sevmezsin bilirim, ama bu dünyaya onsuz geldim. Onunla gideceğim. "

__
Final bölümünü nasıl buldunuz? ❤️

Bu zamana kadar yanımda olan herkese çok teşekkür ederim

only you and me | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin