2 gün sonraO günden iki gün geçmişti ve biz hiç konuşmamıştık. Sadece bakışmalarımızla sessiz ortama uyum sağlamıştık. Sınıftan içeri adımını atınca yüzünü süzmeme fırsat vermemişti sanki yüzüme bakmak istemiyor acı çekiyor gibisine bir hâli vardı. Saçları taranmamış dağınık bir saç stili. Üniforması'nın kravatı ise düzgün bağlanmamıştı ne kadar dağınık bir hâli olsa bile o yine her zamanki gibi eşsizdi. Sınıfta hoca olmasına rağmen o aldırmadı ve yerine geçti. " jeon! " hoca şaşırmış ve sinirli bir biçimde jungkook'a seslendi.
Gözleri, dirseklerini koyduğu sıraya odaklıydı hoca bir daha hitâp edince hafifçe başını kaldırdı ve ' ne var ' casına bakış attı. " bana bir şey demen gerekmiyor mu jeon? "
Anlamsız bakışlar yollarken hoca aldırmadı ve dersine devam etti.
Derse odaklanmışken birden sırtıma çarpan bir şey hissettim. Arkama dönüp baktığımda Tae'nin yalvarıcı bakışlarından Lisa ile ilgili olduğu anlaşılıyordu. " Jen," gözlerimi devirdim ve cümlesini bitirmesini bekledim. " şu notu uzat. "
Elime uzattığı notu elime aldım ve önümde duran lisayı dürttüm.
" lisa, al bu sana. " anlamsız bakışlar atarken dudaklarımı araladım," tae'den " gözleriyle elimdeki notu biraz süzdükten sonra aldı ve önüne dönüp okumaya başladı.
Çarprazımdaki o güzel adama bakarken birdaha anladım ondan neden ayrılamadığımı. Sessizce odaklanmış onu izlerken sesli bir gülme geldi kulaklarıma ve önüme baktığımda lisa'nın ağzı, neredeyse yarılacaktı. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. Herkes bide odaklanmışken ben araya girdim." pardon hocam "
Aldırmayıp dersine devam etti ve bende lisa ya odaklandım. Elindeki notu açmış bana gösteriyordu 'ne' der gibisine bakışlar atıyordum. Gözleriyle kağıdı işaret etti. Elindeki notu aldım ve yazılarda gözlerimi gezdirmeye başladım. Şöyle yazıyordu;
" lisa, bana bir şans vermeni istiyorum lütfen akşam bizimkilerle lunaparka gidicez ve lütfen sende gel. Bu kesinlikle benim fikrim kızlar da gelebilir istiyorlarsa biz bize olucaz. Saat 20:00'da alırım sizi. "
notu okuyunca gözlerim belirginleşti ve 'bizimkiler' kısmına takılmıştım. Tek düşündüğüm şey jungkook'un da orda olacağıydı.
Zil çalmıştı ve ben sınıfın bir köşesine geçmiştim yanıma yaklaşan lisaya baktım ve kollarımı birbirine bağladım.
" jennie, gidiyoruz " tek kaşımı havaya kaldırdım hayretle " nasıl gidiyoruz? "" bildiğin gidiyoruz jennie. " kafamı olumsuz anlamda sallarken aklıma jungkook gelmişti. O gelir miydi acaba?
Düşüncelerimden kurtulduğumda lisaya baktım. " hayır. "
Anlamsız bakışlar atarken yanından uzaklaşıcaktım ki beni tutan bir şey vardı. Lisa eliyle bileğimi kavramış şaşkın bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. " jennie, bu senin için bir fırsat, emin misin? " düşünmeden 'evet'
Diyip gitmiştim sırama oturduğumda kafamı gömdüm.*
Otobüs Durağına doğru ilerlerken ayağımla yoldaki küçük taşlara vuruyordum. Durağa vardığımda oturdum ve cebimdeki telefonumu çıkardığımda bineceğim otobüsün daha 15 dk sonra geleceğini yeni fark etmiştim. Bu benim hiç hoşma gitmemişti çünkü o dakikalarda patlama ânı yaşayabilirdim.
Aklıma çantamda olan çikolata geldi ve çantamı bacaklarımın üstüne koyduğum gibi açtım ve çikolatayı elimle aramaya başladım. Elime bir şey geldiğinde çantadan çıkardım ve tam da istediğim şeydi. Bir yandan yerken bir yandan da etrafa bakınıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only you and me | jenkook
FanfictionCinsel içerik içerir! " Nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Gardımı indirdim. Yemin ettim ; birdaha asla âşık olmayacaktım ; ama sırıl sıklam oldum. Sanırım bunun geleceğini görmeliydim. Gözlerinin içine düştüm. Çılgın dünyama geldin ; serin v...