Bölüm 5 - Ağır Yaralı

55.6K 2.2K 150
                                    

Bitmesinden korktuğum her şey neden bu kadar çabuk  sona eriyordu. Benim kalp kırıklarıma deva olmak yerine  neden daha çok kanatıyordu. 

Ey aşk beni yok etmek için vardın sen. Sende  benimle beraber yok olacaktın.

 ღ ღ ღ

"Konuşalım..."  

Tek kelime ile bir çok şey anlattığını düşünüyordu genç adam. Ve bu sözün ağızdan çıkması nasıldı basit gelmişti genç kadına.  Konuşalım bunca olandan sonra konuşalım deyince ne değişecekti. 

Ve söylenmesi kadar kolay olan sözün karşısında ki adam için gerçekten basit olduğunu biliyordu.. Yaptıklarından sonra yüzsüzce konuşmak istediğini söylüyordu. İçinde kopan fırtınaya rağmen sessizce konuşmasını bekledi. Biliyordu konuşmak istemesi bile sahteydi. Gerçek yüzünü açığa çıkaracaktı.

"Yaren biliyorum hatalıyım..." deyip bakışlarını ona çevirdiğinde, bir kez daha kendine kızmıştı genç kadın, yıllarca böylesine bencil bir adamı nasıl sevmişti? Nasıl böylesine inanmıştı. Kime kızmalıydı? Kendisine mi? Yoksa şuan karşısındaki onun sevgisini hak etmeyen adama mı? İçinde çoğalan isyanıyla daha fazla susmaya dayanamamış ve konuşmuştu.

"Tek diyeceğin bu mu yani hatalısın?" sesi belki farkında olmadan yükselmişti.

"Evet, hatalıyım seni kandırdım kabul ediyorum ama... İstemedim inan seninle evlendiğim de Sinem'i arkamda bıraktım sanmıştım ta ki on-" Yaren çıldırma noktasına gelmişti. 

"Akad sen ne diyorsun ya hala kendini haklı mı göstermeye çalışıyorsun? Sen beni aldattı ya al-dat-tın hem de en yakın arkadaşımla." Akad sinirlendiğini belli eden yüz ifadesi ile konuşmaya devam etmişti.

"Senden önce o vardı, seninle yeni başlangıç yapacağıma inandım ama-" diyen kocasına bakmak bile istemiyordu, hele her şeye rağmen kendini haklı görmesini ağırına gidiyordu... Sinirlerini zorluyordu. 

"Akad biliyor musun bence konuşmak bile gereksiz, artık seninle değil konuşmak yüzünü bile görmek istemiyorum, inan en kısa zamanda boşanacağım." dediği anda  Akad ona sanki imkansız bir şey söylemiş gibi bakıyordu.

"Hayır, kabul etmiyorum." 

"Neyi kabul etmiyorsun Allah'ın cezası, ha neyi? Sen beni ne sanıyorsun,  aldatılmayı hazmedeceğimi mi?  Git Sinemle mutlu ol işte bırak beni."

"Sinem'i bırakacağım ben, senden boşanmam asla olmaz."

Yaren sinir krizinin eşiğine geldiğini hissediyordu. Elleri uyuşmaya başlamıştı. Onu sevmemiş ve aldatmış kocası hala neyin peşindeydi bilmiyordu. Ama kararlıydı boşanacak ve bu yaşadıkları için hesap soracaktı.

"Akad sen ne dersen de ben senden boşanacağım ve şimdi bu evi de sana bırakıyorum. Sinemle aşk yuvanızda beraber olabilirsiniz!" deyip hızlı adımlarla yatak odasına doğru yol almıştı. Valizine giyecek birkaç parça eşya koyup bu evden gidecekti. Durmaya daha fazla dayanamıyordu.

"Yaren yapma bak konuşup anlaşalım hadi bak özürde diliyorum."

Akad'a boş gözlerle bakmıştı. Neden bu kadar ısrarla gitmemesini istiyordu ki. Onu sevmediği için aldatan bir adam, karısı onu bırakacak diye rahatlamalıydı. Hala ondan ne istiyor olabilirdi. O konuşmaya devam ederken, genç kadın odaya girmiş ve dolabın içinden çıkardığı valizin içine eşyalarını koymaya başlamıştı. Ne söylese boştu artık, ondan öyle bir hesap soracaktı ki kocası hayatı boyunca unutmayacaktı. Bunun için kendine yemin etmişti ve kesinlikle tutacaktı.

"Yaren beni duyuyor musun?"

Duyuyordu keşke duymasaydı. Ama dikkat etmediğini göstererek, işini yapmaya devam etmişti. Ta ki Akad sinirli bir şekilde kolunu çekene kadar.

"Dokunma bana." 

"Nedenmiş özlemedin mi? bak kaç gündür sevişmedik."

Bir erkek daha ne kadar iğrençleşebilirdi. Peki bir kadın sevdiği adamdan daha ne kadar iğrene bilirdi? O şuanda şiddetli bir bulantı ile mücadele ediyordu.

"Yaren gidemezsin. Sen beni seviyorsun bırakmam." Genç adam karısının kollarından tutup kendine çekmişti.

"Bırak dokunma midemi bulandırıyorsun nasıl bir adamsın sen!" demesiyle Akad'ın bakışları kararmıştı.

"Adamlığımı göstereyim mi karıcım?" derken gözlerinin yeşili iyice kararmış bakışları tekinsizleşmişti.

"Bırak artık beni." Yaren de bağırmaya başlamıştı. Bir yanda da kocasının kollarından kurtulmaya çalışıyordu.

"Hayır diyorsam, hayırdır sen benimsin ve öyle kalacak az sonrada sana bu ispat edeceğim. Altımda inlediğin günleri çabuk unutmuşsun sanırım karıcım. " Akad'ın iğrençleşen ses tonu, genç kadını korkudan deli gibi atan kalbine iyi gelmiyordu. Genç adam sözlerinin ardından, kadını tuttuğu gibi yatağa sürüklemeye başlamıştı. Genç kadının mide bulantısının yanında korkusu da tavan yapmıştı. Akad kollarından öyle sıkı tutmuştu o ise kurtulmak için çırpınıyordu. Ama her çırpınış daha sert bir tutuş olarak geri dönüyordu.

"Benden kurtulamazsın... Bu gece sana unutulmaz gecelerinden birini yaşatacağım."

"Lütfen bırak pişman olacağın bir şey yapma seni asla affetmem." dese de kadını duymuyor gibiydi.  Yatağa attığı gibi üzerine çullanmıştı. Ve Yaren'in üstünde ki gömleğin düğmelerini açmaya çalışıyordu. Genç kadın deli gibi korkuyor ve bu yüzden daha fazla çırpınıyordu. Gömleğinin düğmelerini açmaya çalışırken sinirlenmiş ve tutup yırtmıştı. Yaren kurtulmaya çalışıyordu ama imkansız gibiydi ve çaresizliğine gözyaşları da eklenmişti. 

Akad'a  bırakması  için yalvarıyordu ama genç adam o an kimseyi duyacak gibi değildi.. Genç kadına değil de kendine bir şey ispat etmeye çalışıyor gibiydi.

" Akad yalvarıyorum yapma ne olur? Bırak beni?" Yaren bitik ses tonu ile konuşmuştu. Ama Akad kesinlikle duymuyordu.Akad ona zorla sahip olduğunda hayat onun için durmuş gibi hissediyordu. Var olan tüm duyguları ölmüştü. Akad onu ikinci kez öldürmüştü.  Üstündeki hükmünü sürdürürken, zaman kavramını kaybetmişti. Artık önemli de değildi. Genç adam nefesini düzenlemeye çalışırken, Yaren'i olduğu gibi bırakmıştı. Yaren kocam dediği adam tarafından tecavüze uğraşmış,  istemiyorum bırak sözlerini  duymamıştı şu dakikadan itibaren  kendini bomboş hissediyordu.  İçinde güzel olan ne varsa alınmıştı. İçi boş bir kabuktan farkı yoktu. Bitmiş, gerçek anlamda tükenmişti. Acı tüm benliğinden oluk oluk akıyordu sanki. Dayanılmayacak kadar fazlaydı..

Bu yaşadıklarının izi vücudundan silinse bile benliğinden silinmezdi. Biliyordu. Unutmazdı. Gözlerini kapatmaya korkar, uzatılan her elden uzaklaşmak isterdi. Çok zordu. Yaşamak istemeyecek kadar zordu. 



Vazgeç KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin