''Sen sadece mutlu olmak istersin ama.
Birileri hayatına girer ve sana ait olan ne varsa alıp götürür...
Aklın, kalbin, hayallerin gibi...''(Mehmet Ali KILINÇ)
✽ ✽ ✽
Yaren, annesinin Akad'a saldırması ile şok olup kalmıştı. Leyla Hanım, delirmiş gibiydi. Güçsüz ellerini yumruk yapmış, genç adama hırsla vuruyordu. Yaren annesini öyle görünce donup kalmıştı çünkü annesi geldiği günden beri sessiz, kendi dünyasında yaşayan bir kadındı.
"Allah belanı versin senin yüzünde, seni yüzünden." Sayıklar gibi ağzından çıkan cümlelerle durmaksızın genç adama vuruyordu.
Leyla Hanım'ın ardı ardına söylediği sözler genç kadını kendine getirmişti. Silkelenip, annesini uzaklaştırmak için hamle yaptı.
"Anne sakin ol lütfen."
"Defol pislik, seni ellerimle öldürmeden defol."
"Anne lütfen sakinleş." Genç kadın annesine sarılarak genç adamdan uzaklaştırmıştı. Böyle bir şeyi yaşayacağını asla düşünmezdi. Akad, annesi saldırırken tek bir söz söylememiş ve hareket etmemişti. Sanki yaşlı kadının tüm hıncını almasını istemişti. Leyla Hanımı hiçbir söz sakinleştirememiş ve bu sinir harbine dayanamayarak bayılmıştı. Yine Akad kucaklayıp, odaya götürmüştü. Genç kadın annesi bayılınca, eli ayağı dolaşmış bir vaziyette yaşlı kadının etrafında dört dönmüştü.
"Akad lütfen git annem iyi değil."
"Yaren seninle konu-"
"Tamam konuşuruz ama şimdi değil daha sonra."
"Yaren beni geçiştirme..."
"Seni geçiştirmiyorum. Söz seninle konuşacağım yeter ki git."
"Tamam şimdi gidiyorum. Ama yarın akşam seninle konuşacağım."
Genç kadın konuşmadan sadece kafasını sallamıştı. Tüm dikkatini annesine vermişti. Akad genç kadına son kez bakıp, evden ayrılmıştı.
✽ ✽ ✽
Ertesi güne kadar genç kadın annesi ile ilgilenmişti. Leyla Hanım sinir harbinden sonra bir anda sakinlemiş ve eskisinden de sessiz bir havaya bürünmüştü. Yaren ne yaptıysa, onunla konuşamamıştı. Annesi ulaşmaya çalıştığı her an kadının kalın duvarlarına çarpınca, genç kadında onu rahat bırakmaya karar vermişti.
Akşama doğru da Akad aramış, dün verdiği sözü tutmasını istemişti. Saat 7'de almaya geleceğini söylediğinde genç kadın, kesin bir dille istemediğini belirtmiş ve adresi söylediği taktirde kendisinin geleceğini belirtmişti. Yoksa gelmekten vazgeçeceğini söylemişti. İlginç bir şekilde Akad'da tamam demişti. Akad'ın bu halinin altında bir neden aramış ama sonra ne kadar düşünürse düşünsün, genç adamın düşüncelerini anlayamayacağı için kendi haline bırakmıştı. Nasılsa yakında kendini belli ederdi.
Genç kadın ne kadar istemese de hatta gitmeyi geciktirse de bir şekilde söz verdiği için gitmesi gerektiğini biliyordu. Durup kendi düşüncesine gülmüştü. Söz verdiği için gitmek, sanki Akad her sözünü tutmuştu. Acı gülümsenin oturduğu çehresine aynadan baktı. Özel bir hazırlık yapmamıştı. Gerek görmemişti de zaten. Sımsıkı topuz yaptığı saçları ve çok haiff bir makyaj vardı yüzünde. Üzerinde de siyah bir pantolon ve mavi bir gömlekle kendince hazırdı. Üzerini giyinmek için bile bilerek, oyalanmıştı. Ama ertelediği her dakika kendini bir çıkmaza soktuğunu biliyordu. Gidip son kez dinlemeliydi. Çünkü ne kadar inkar etmeye çalışsa da bir tarafı Akad'ın ne söyleyeceğini merak ediyordu. Sanki yine kalbi ile bir savaşa girmiş gibiydi. Derin bir nefes alıp evden çıktı. Annesi ilaç alıp, uyumuştu biliyordu ki sabaha kadar aralıksız uyuyacaktı. O yüzden içi rahattı. Arabasına binip, Akad'ın söylediği adrese gitmek için yola çıktı.
Adrese ulaştığında şaşırmıştı. Küçük bir balıkçı restoranıydı. Akad'ın neden böyle bir yere çağırdığı merak ediyordu. Çünkü Akad hep gösteriş meraklısı gibi lüks yerlere giderdi. Aslında genç kadın böyle küçük ve sıcak yerleri severdi. Arabayı park edip, çantasını eline aldı. Yavaşça etrafına bakarak ilerliyordu.
Sahil kenarındaki bu küçük restoran uçuk bir maviye boyanmıştı. Dışarı da birkaç masa bulunuyordu ama boştu. İçeri girmek için yürüdüğü kare taşlarla döşenmiş yol kısaydı. Kapının önüne geldiğinde durup içeri baktı. Kimse yok gibiydi. Sonra restoranın arka kapısından Akad'ın çıktığını gördüğü, genç adam Yaren'i görür görmez hemen yanına gelmişti.
"Geçiktin Yaren"
"Akad bence sus. Şimdi çekip giderim"
"Tamam tamam sustum ama söz verdin gidemezsin"
"Öyle mi? Sen verdiğin hangi sözü tutun peki? Konuştukça batıyorsun. Neyse ne konuşacaksan konuşta bitsin bu işkence"
Akad genç kadın sözleri ile susmuştu. Durup sadece bakmış ve bu sessizlikle enç kadını onaylamıştı.
"Neyse istersen arka tarafa geçelim. Orası daha güzel"
Akad konuyu değiştirmiş ve genç kadın etrafı incelerken o da genç kadına bakıyordu. Bu küçük balıkçı restoranına neden geldiğini anlamıyordu. Belli ki Akad için önemli bir yerdi. Yaren dışı da içi kadar küçük olan bu yeri çok sevmişti. İçeri de yine birkaç masa vardı. Ama o sıcak ve sevimli bir mekandı. Yaren etrafı incelerken arkadan bir ses geldi.
"Ooo hoş gelmişsin oğlum"
"Hoş buldum Hamdi abi, geldiğimde yoktun"
"Dışarda işim vardı. Hayırdır Akad oğlum, Yaren kızımı da getirmişsin. Sende hoş gelmişsin Yaren kızım"
Yaren şaşırmıştı. Bu yaşlı adam onu nereden tanıyordu ki. Karşısında kısa boylu, göbekli ve yüzünde ki gülümsemeye beraber, bakışları ilgiyle genç kadına bakıyordu.
"Hoş bulduk efendim"
"Ne efendimi kızım, sende Hamdi abi de ben öyle efendi, bey kelimelerini sevmem"
"Tamam Hamdi abi" deyip gülümsemişti. Çok sevimli bir adamdı Hamdi abi.
"Hamdi abi, bize arka tarafta bir masa ayarlar mısın? Bir de o mükemmel balıklarında da olursa harika olur"
Akad konuşurken genç kadın ona bakmıştı. Hamdi abiyle konuşurken gülümsüyordu ve yaşlı adamı sevdiği, her hareketine yansıyordu. Yaren yıllardır genç adamın hayatı ile ilgili hiçbir ayrıntıyı bilmezken, Akad'ın neden şimdi onu hayatıyla ilgili ayrıntıları bilmesini istiyordu ki.
"Olur, oğlum siz geçin, rahat edin ben hazırlarım"
Yaşlı adamın gitmesiyle, Akad genç kadına yolu göstermek amacıyla beline dokunmuştu. Yaren'in vücudu bu dokunuşla buz tutmuştu. Genç adam da anlamış ve hemen elini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeç Kalbim
Roman d'amourİhanetin gölgesinde yaşanan bir aşk... Gerçek aşkı bulduğunu sanan bir kadın. Ve intikam yemini etmiş bir adam. Aşkın insanı sadece bir defa bulduğuna inanan herkesi derinden sarsacak bir hikaye...