Sen şimdi gidiyorum diyorsun ya, git sevgili.
Gelme bir daha, dönme bile arkana. Değmezmişsin bir damla göz yaşıma...
♥ ♥ ♥
Genç kadın yatakta çırılçıplak bir şekilde yatıyordu. Akad'ın nefesini ise tam arkasında hissediyordu. Sırtını uzaklaşmak ister gibi Akad'a dönmüş, bacaklarını karnına doğru çekmişti. Buz tutmuş uzuvlarıyla ayazda kalmış gibi titriyordu. Ayağa kalkıp uzaklaşacak gücü yoktu. Yatakta ki her dakikası ise ızdırap oluyordu. Midesini bir el sanki sıkıyor ve bulanıyordu. Sırtına dokunan Akad'ın el ile mide bulantısına daha fazla engel olamayıp, telaşla kendini lavaboya atıp içinde ne varsa çıkartıp rahatlarken, arkasında öne düşmüş saçlarını toplamaya çalışan Akad'ın vardığı ile irkilmişti.
Akad genç kadını ayağa kalkmasına yardım etmek için elini uzattığında, Yaren hızla ona yaklaşan ellerden uzaklaşmaya çalışmıştı. Akad da yavaşça ellerini geri çekip olduğu yerde durmuştu. Ağzını konuşmak için açtığında ne söyleyeceğine karar verememiş gibi geri kapatmıştı. Fakat daha sonra konuşmaya çalışarak genç kadına seslenmişti.
"Yaren." Genç kadın ona bakmak istemiyordu. Ölmek istiyordu. Yok olmak.
"...."
"Özür dilerim ne olur affet bir anlık hırsla yaptım. Senin sözlerine dayanamadım." Akad arsızca konuşabiliyordu. Hala kendini haklı gösterebiliyordu. Savunabiliyordu.
Akad hep mi böyleydi? Kırıp döküp parçalarını savurmuşken neyin özrüydü ki bu. Konuşacak gücü bile kendinde bulmazken daha fazla dinlemek istemiyordu. Akad da susup olduğu yerde bir süre daha durup, ne yapacağını bilmez bir şekilde içeri girmişti. O gittikten sonra da genç kadın olduğu yerde kalmaya devam etmişti. Fakat teninde hissettiği Akad'a ait kokuya daha fazla dayanabileceğini hissetmiyordu. Zorda olsa ayağa kalmayı başarıp, kendini hızla duşa kabine atmıştı. Olabilecek en sıcak suyu ayarlamıştı. Tüm banyoyu buhar kaplarken, o hala üşüyordu. Üzerinden akan su, tenini temizlerken ruhuna ulaşmıyor. Uzun süre duşta kalmıştı. Dışarı çıkacak gücü kendinde bulamıyordu. Akad ile yüz yüze gelmek istemiyordu. Fakat gerçek en acı şekilde önümde dururken artık ertelemeyeceğini de biliyordu. Duştan çıkıp üzerine dolaptan bir havluyu göğüslerinin üstünden tutturmuştu. Havlunun açıkta bıraktığı tenine baktığında vücudun birçok yerinde bulunan kırmızı izleri görmesiyle gözlerini kaçırmıştı. Sıcak su da vücudunu kıpkırmızı yapmıştı. Akad'ı görmekten korkarak banyo kapısını açıp odaya adım attığında, Akad' odada görmemişti. Bu onu rahatlatırken gelme ihtimalini düşünerek çabucak giyinmeye başlamıştı. Hızlı üstünü giyindiğinde, yatağa oturup hissizleşmiş duyguları ile bomboş bir şekilde duvara bakıyordu. Şimdi ne olacaktı. Her defasında daha ne kadar acı yaşayabilirim derken, hayat onunla alay eder gibi daha fazla çok daha fazlasıyla karşısına çıkıyordu. Kendi düşüncelerine öylesine dalmıştı ki genç adamın sesini duyduğu anda irkilmişti. Akad odanın kapısının önünde genç kadına bakıyordu.
"Yaren sana bir şeyler hazırladım hadi gel" diyen Akad'a kafasını kaldırıp bakmıştı. Genç adamın sesi temkinli çıkıyordu. Yaren ona sorulan soru ile adeta çıldırmıştı. Bir anda içinden çıkan öfkenin yansıması ile bağırmaya başlamıştı.
"Şaka mı yapıyorsun ya. Allah seni kahretsin, lanet herif bana yaptıklarını unutup seninle yemek yiyeceğim öyle mi? Defol git artık defol." Çıldırmış gibiydi ayağa kalmış ve sinirden genç adamın üzerine yürümüştü.
"Ya sen ne iğrenç bir adamsın. Bana tecavüz ettin sen. Bile isteye yaptın.. Neyi açıklamasını yapacaksın ha neyin? Açıklanacak ne var? Yüzsüzce konuşacaksın öyle mi? Konuşabilecek yüzün var hala?"
"Yaren haklısın ama sende beni kışkırttın istemedim inan."
"Allah cezanı versin Akad, seni tanıdığım güne lanet olsun. Seninle evlenmeye karar verdiğim güne de lanet olsun"
"Yeter bağırma bana."
"Akad sen hiçbir şeye değmezmişsin. Beni bırakacaksın, artık benden alabileceğin hiçbir şey kalmadı."
"Bırakmam seni... Sen hep benimdin ve beni sevmeye devam edeceksin" Akad'ın kararan yüzü kararlılığını gösteriyordu.
"Ya sen ne diyorsun ne sevmesi, ben senden nefret ediyorum. Anla bu saatten sonra seninle aynı havayı bile solumak istemiyorum" Yaren karşısında onu anlamayan adamı parçalamak istiyordu.
"Boşuna konuşuyorsun. Seni bırakmam." Akad genç kadını duymuyordu sanki. Kendi bildiği okuyordu.
Akad'la konuşmak imkansızdı. Saatlerce sürse de bir adım ilerlemeyecekti anlamıştı genç kadın. Bir anda gelen öfkesi geldiği gibi geri gitmişti. Yine o hissizlik çökmüştü her bir yanına. Genç adama bakmış ve ağzını mühürlemişti. Şimdilik susmuştu. Bu gece kendini toplayıp, yarın sabah Akad'ın onu bulamayacağı bir yere gidecekti. Kendini toplayıp yaşadıklarını unutacaktı. Hayata daha güçlü sarılacaktı. Yaşadıklarının izlerini kendi başına silmeye çalışacaktı.
Başaracaktı. Bunun için mücadele edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeç Kalbim
Romansaİhanetin gölgesinde yaşanan bir aşk... Gerçek aşkı bulduğunu sanan bir kadın. Ve intikam yemini etmiş bir adam. Aşkın insanı sadece bir defa bulduğuna inanan herkesi derinden sarsacak bir hikaye...