Unutmak... Öyle basit değildi. Her ne kadar 'unuttum, hatırlamıyorum artık' sözleri ağızdan çıksa da söylediği kadar yaşaması kolay değildi. Seven kadın belki affederdi ama unutmazdı. Sevdiği için affeder susar ama yaşadıkları hayatında derin izler bırakırdı. Tıpkı dümdüz tertemiz bir duvara çakılan çivilerin, çıkarıldığında geriye kalan izler gibi olurdu.
Yaren de defalarca gururunu bile hiçe sayıp, sevdiği adamı affetmişti. Onun yaptıklarını tek tek sinesine çekmiş ve susmuştu. Katlanmıştı ama yaşadıkları onu sevginin de ötesine götürmüştü. Sevginin de yetmediğini görmüştü. Öyle ki yaşadıkları hayatında derin aşılması zor engellerle beraber kalıcı izler bırakmıştı. Uzun yıllar insanlara güvenmeden yaşamış her adımında bir sonraki adımını korkarak atmıştı.. Ve yıllarca hayatında ki eksiklerle mücadele etmişti. Çok yorulmuştu ama değişmişti. Yeniden güvenmeyi, gülmeyi, mutlu olmayı öğrenmişti. Ve hayat ona tekrar gülmüş karşısına Bulut'u çıkarmıştı.
Bulut...
Genç kadına sevilmeyi öğretmişti. İlmek ilmek işlemişti sevgisini. Öyle ki genç kadın kendini onsuz eksik hisseder olmuştu. Bazen kendini sorguluyordu. 'Bir insan yeniden sevebilir tekrar aşık olabilir mi?' diyordu. Cevabı ise her seferinde evet oluyordu.
Yaren de yaşamadan bilemezdi. İkinci baharının geleceğini. Onun sarıp sarmalayacağını. Bir kaç yıl önce söyleseler bile inanmaz gülerdi. Okuduğu tüm hikayelerde kadın çok severdi ve adam ne yaparsa yapsın kadın affederdi. Ama gerçek hayatta öyle olmuyordu işte . Ona yapılanları unutması kolay değildi. Hem Yaren hayata yeniden tutunmuş geçmişini geride bırakmayı istemişti.
Yeni hayatında Bulut vardı. Yeni adımlarını onunla beraber atmak istiyordu. Yenide denemek istiyordu. Genç adamı onun sevdiği kadar sevmek istiyordu. Bunun için mücadele edecekti. Kedi düşüncelerine o kadar dalmıştı ki ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu.
Kapının çalması ile kendine geldi. Yavaşça oturduğu koltuktan kalkıp kapıyı açmaya gitti. Akad'ın geri geldiğini düşünmüyordu. O yüzden seslenmeden kapıyı açtı. Karşısında Bulut'u görünce yüreğini bir huzur kapladığını hissetti.
"Hoş geldin!"
"Hoş buldum canım. İyisin değil mi?"
"İyiyim tabi ki. Sen nasılsın? Hemen çıkıyor muyuz?" Yaren soruları bir şey hissettirmemek için ardı ardına sormuştu. Bulut'un dikkatli bakışlarından kaçabileceğini sanmıştı.
"Yaren ne oldu?"
"Bir şey olmadı. Ben hazırım istersen çıkabiliriz."
"Yaren bir şey olmuş. Anlat lütfen! Sonra çıkarız."
"Bulut-"
"Anlat."
"Akad geldi." Yaren direk söylemişti. Biliyordu ki ne kadar anlatmak istemese de Bulut onu zorlayacak ve sonunda öğrenecekti o yüzden direk söylemişti. Ama genç adamın bir an donan ve her geçen saniye de öfkeden koyulaşan gözlerini görünce alıştırarak söylemediği için pişman olmaya başlamıştı.
"Ne zaman geldi? Yaren neden bana haber vermedin? Sana bir şey yaptı mı? Allah'ım çıldıracağım ya nasıl söylemezsin." Yaren karşısında sinirden kendi kendini yiyen genç adamı nasıl sakinleştireceğini bilmiyordu. Genç adamın yanına yaklaşarak sinirden yumruk olmuş eline uzanıp tuttu.
"Bulut sakin ol lütfen bana hiçbir şey yapmadı. Konuşmak istemiş-"
"Ne konuşması Yaren! Onun seninle konuşacağı ne kaldı? Pislik herif, onu gebertmem gerek." Bulut sakinleşmek istemiyordu. Şu anda elini tutan genç kadının farkında bile değil gibiydi. Öyle büyük bir sinir harbi yaşıyordu ki. Bunu Yaren de fark etmiş, giderek panik olmaya başlamıştı. Bulut'un bakışları kapıyı bulunca genç kadın onun gitmek için harekete geçeceğini anlamıştı. Bunun yarattığı panik ile elleri genç adamın yüzüne uzatıp,ellerini yanaklarında sabitledi. Bulut yüzünde hissettiği dokunuşla bir anda durulmuştu. Yaren ise avuç içinde hissettiği sıcaklıkla içi bir garip olmuştu. Dokunuşuna kayıtsız kalmayan Bulut bakışlarını genç kadına çevirmişti.
"Bulut lütfen sakinleş. Konuştuk bitti... Bu kez gerçekten bitti. Bir daha gelmemek üzere gittiğini söyledi. Biliyorum... Gelmeyecek." Bulut genç kadının gözlerine içini görmek ister gibi bakıyordu.
"Yaren onu seni üzmesine dayanamıyorum. Onun değil kimsenin seni üzmesine dayanamıyorum. Ne olur bitsin artık. İkimiz olalım. Eskiye ait tek bir anın kalmasın. Her şeyi unutturmak istiyorum sana."
"Bende eskiye ait anı kalmadı ki... Sen kötü anılarımı tek tek sildin. Senin karşısında eski Yaren'i görüyorum ben. Ben seninle yaşıyorum bir çok ilkimi. Ne olur bırak onun peşini. Ben seninleyim. Seninle olacağım."
"Gerçekten benimle misin?" Genç adam bunu öyle hüzünlü bir şekilde sormuştu ki. Yaren'in içi sızlamıştı. Avuçlarının içinde tuttuğu yüzü biraz daha elleri ile sıkarak konuşmaya başladı.
"Seninleyim. Seninle olacağım..."
Genç adam, Yaren'in bu sözleri üzerine uzun zamandır hayalini kurduğu şeyi yapmak için genç kadının yavaşça dudaklarına doğru eğilmeye başlamıştı. Onun bakışlarını takip eden Yaren'in kalbi bir anda teklemişti. Öyle heyecanlanmıştı ki. Genç adamın dudakları tarafından örtülen dudakları ile nefes almayı unutmuştu. O anda bu duygunun tarifi olmadığını düşünüyordu genç kadın. Dudaklarını üstünde hissettiği genç adamın dudakları öylesine sıcaktı ki. Öpüşmüyordu genç adam. Sanki genç kadının nefesini içine çeker gibi sanki onun nefesine muhtaç gibi öylece bekliyordu. Yaren genç adamın ne yaptığını anladığında içini sımsıcak bir duygu kaplamıştı. Bulut onu zorlamıyor öpüşmek yerine genç kadının dudaklarında soluklanıyordu.
Yaren'e aynı anda birden çok duygu hissettiren öpücük, Bulut'un yavaşça geri çekilmesi ile son bulmuştu. Bulut ellerini genç kadına uzatıp bu kez o, taptığı yüzü elleri arasına almıştı. Ve bakışları... Aynı anda binlerce şey söyleyen adeta esir alan bakışları ile bakmış ve genç kadını içine sokmak ister gibi sımsıkı sarılmıştı.
"Benimsin. Ve bende seninim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeç Kalbim
Romansaİhanetin gölgesinde yaşanan bir aşk... Gerçek aşkı bulduğunu sanan bir kadın. Ve intikam yemini etmiş bir adam. Aşkın insanı sadece bir defa bulduğuna inanan herkesi derinden sarsacak bir hikaye...