Ben sana sevmenin ne demek olduğunu öğrettim
Sende bana, seni sevmenin ne kadar yanlış olduğunu
Şimdi sırada gitmek var...
Yüreğimde kalan emanet sevgini vererek
çıkacağım hayatından
ve nasıl girdiysem yalan gözlerine
öylece akıp gideceğim
bir kaç damla gözyaşıyla birlikte
yanaklarından süzülüp dudaklarında son bulacağım
hani her şeyin başladığı yerde?
(İclal Aydın)***
Bir insani unutmak hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kalmak ne ağırdı. Unutmak... Söylemesi kolay olsa da seven kalp için vazgeçmek kolay değildi. Öyle beylik cümlelerle gelmişti ki İzmir'e. Unutacağım, hayatımdan çıkaracağım.. Anlamıştı ki unutmak imkânsızdı yapacağı tek şey hatırladığı anılarla kendini güçlü kılmaktı. Yaşadığı kötü şeyleri unutmayıp alacağı intikam için savaşacaktı. Pes etmeyecekti. Evet, bunu yapabilirdi. Ama unutmak.. Ona dokunan ellerini, geceleri sarıldığı sığındığı kollarını, gözlerinin yeşilinde kaybolduğu sabahları unutmak kolay değildi. Bir filmde duymuştu 'Parmak izlerimiz dokunduğumuz hayatlarda silinmez' ne kadarda doğruydu. Akad, Yaren'in hayatına silinmeyeceğini düşündüğü bir şekilde dokunmuştu.
İzmir'e ilk geldiği günü hatırlıyordu. Şuan ki hali ile gözle görülür bir fark yoksa da içinde değişen bir şeyler olduğunun farkındaydı. Her şeyin bir anda olmasını beklemiyordu. O yavaş yavaş ama emin adımlarla ilerleyecekti. Sonunda başaracaktı biliyordu.
Günlerdir konuşuyordu Yavuzla ki geldiği ilk gün saatlerce konuşmuşlardı. Tek bir şey hariç olayları detayları ile anlatmıştı. Anlatmayı bitirince kafasını kaldırıp Yavuz'a bakmıştı. Yavuz'un genç kadına bakan gözlerinde acıma yoktu. Şefkat vardı. Bir de ona bunları yaşatanlara karşı büyük bir öfke. Zaten Yavuz'u zor tutmuştu. Bıraksa o gün gelip bunların hesabını soracaktı. Zor ikna etmişti. Bundan sonra yapmak istediklerini anlatmıştı. Yavuz hemen boşanmasını istemişti. Genç kadında boşanmak istiyordu. Onu inciten, gururunu kıran adamdan kurtulmayı kim istemezdi ama Akad'ı üzerine çekmekten de korkuyordu. Bir süre daha bekleyip, öyle konuşma kararı almıştı.
Acaba Akad ne düşünüyordu? Neler yapıyordu? Ne kadar inkâr etse de deli gibi merak ediyordu. Kesin Sinem ile beraberdi. Kesinlikle beraberlerdi. Onları odalarında bastığı anı hatırlamaya bile korkuyordu. Ne acıydı. Kocam dediği adam o yatakta onunla sabahlara kadar delice seviştiği, teninde kaybolduğu adam bir başkasıyla o yatağa girmişti. Düşünmeye devam ederse delirecekti.
Kaldığı odanın kapısı çalınınca toparlandı. Kesin Yavuz gelmişti. Genç adamın evindeki misafir odasında kalıyordu. Onun gibi bir dosta sahip olduğu için çok şanslıydı.
"Fıstığım ne yapıyorsun?" diyerek içeri giren genç adam izne gerek duymadan genç kadının yanına oturdu.
"Oturuyorum ne yapayım."
"O zaman sana bir öneri hadi dışarda yemek yiyelim."
"Çıkmasak-"
"İtiraz kabul etmiyorum Yaren hanım yeter ama ya kaç gündür eve tıkılıp kaldın tamam zor bir dönemden geçiyorsun ama hala yaşıyorsun dimi?"
"Evet de-"
"Eee hala devam ediyorsun kalk hazırlan."
"Yavuz benim giyecek kıyafetim yok ki."
"Dert ettiğin bu olsun ben bugün senin için bir şeyler aldım merak etme poşetleri getireyim de hazırlan."
"Yavuz sana çok yük oluyorum." demişti genç kadın ki kendini öyle hissediyordu. Evden çıkarken her şeyi bırakıp çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeç Kalbim
Romanceİhanetin gölgesinde yaşanan bir aşk... Gerçek aşkı bulduğunu sanan bir kadın. Ve intikam yemini etmiş bir adam. Aşkın insanı sadece bir defa bulduğuna inanan herkesi derinden sarsacak bir hikaye...