***
Bir rüyanın içinde sevdam yetim kalmış..
Uyanmak nasip olmamış…***
İnsanın sahipsiz olması zordur derler ya eğer sahipsizsen hor görülmeye alışmak zorundasındır derler. Belki de bu yaşadıkları kimsesi olmadığı için başına gelmişti. Çünkü onu sevip koruyan bir ailesi yoktu. Ailesi bilmişti Akad’ı. Gülmeyen yüzünü güldürdüğü için o zamanlar onu karşısına çıkaran kaderine şükürler etmişti. Peki ya şimdi? Kader deyip geçmek bunlara boyun eğmek de rahatlatmazdı ki insanı. Hani nasibindir yaşarsın derlerdi de. Bu muydu yani nasibi? Böyle aşağılanmak, aşkla atan yüreğinin her sevgi zerresi için üzülmeye mahkûm edilmek…
Bazen hala yaşayıp nefes aldığı için pişmanlık duyuyordu. Bir yanı onu kendine yazan kadere de dargındı. Böylesini hak etmemişti ki. Ama yaşadıklarından sonra şunu öğrenmişti ki ömür değene verilmeliydi. Şimdi telefonda ondan cevap bekleyen adam ne diyecekti. Sözlerin önemi de kalamamıştı. Bu yaşadıklarını kaldıramadığı her halinden belli olan ses tonu ile cevap verdi.
“Akad yoruldum…”
“……”
“Benden ne istiyorsun bilmiyorum ama gerçekten yoruldum beni bana bırak. Sende iyi biliyorsun ki bu kadar kısa zamanda hamile olduğun anlaşılmaz neden bu sözlerle hala beni yaralamaya çalışıyorsun hem hamile kalsam bile devam etmeyeceğine emin olabilirsin”
“Yaren beni oraya getirtme bu sözleri sana yediririm biliyorsun ben ne diyorsam o olacak”
“Bu sefer olmayacak Akad ne yapabilirsin ne ne ne?”
“Emin ol çok şey yaparım ve yaptım da hem içimden bir ses hamile kalacaksın diyor”
“Allah’ım çıldıracağım Akad içindeki sese sana da lanet olsun ben kapatıyorum ve gelmeyeceğim emin olabilirsin”
Ve telefonu suratına kapatmıştı. Biliyordu şuan da Akad sinirden gözü bir şeyi görmeyecek duruma gelemişti ama öylesine bıkmıştı ki ruhu da her dakika tükeniyordu. Yaşattıklarından sonra hala hamile kalmasından bahsediyordu. Hâlbuki yıllar önce o çocuk isterken onun yaptıklarını asla unutmayacaktı.
***
Flashback- 2 yıl önce
Pazar günü evlerinde dinlemeye karar vermişlerdi. O da kocasına güzel bir kahvaltı hazırlayacaktı. O yüzden yatakta arkası dönük yatan kocasına içi titreyerek bakmaya başlamıştı ve dün gece yaşadıklarını hatırladıkça arzusu gün yüzüne çıkıyordu. Dün defalarca sevişmişlerdi. Her defasında bedeniyle değil ruhuyla da sevişmişti. Kocasının bazen hırçın halleri onu zorlasa da o onu her haliyle seviyordu. Ve kendini genç adama kolayca teslim ediyordu. Bir ayrıntı daha vardı ki bu kalbinin atışlarını hızlandırıyordu. Evlendikleri günden beri her sevişmelerinde korunmayı unutmayan Akad son sevişmelerinde unutmuştu. Bilerek yaptığına inanmayı tercih etmişti. Çünkü geçen hafta ki konuşmalarında bir bebekleri olmasını istediğini dile getirmişti. Ve kocası erken deyip geçiştirmişti. Belki de o da bebekleri olmasını istiyordu. İşte bu genç kadını daha da mutlu ederdi. Yataktan kalkıp duş almak için banyoya ilerledi. Hızlıca aldığı duş sonrasında uzun saçlarını açık bırakarak mutfağa ilerledi. İşte şimdi muhteşem bir sofra ile Akad’ı mutlu edebilirdi. Her hareket edişinde mutlu olduğu o kadar belliydi ki. Sofrayı istediği gibi hazırlamıştı. Yumurtayı Akad’ın sevdiği gibi hazırlamıştı. Ve çay da hazırdı. Şimdi sevdiği adamı kaldıracaktı. Arkasını döndüğü anda kolları göğsünün altında birleştirmiş gülen bir suratla onu izleyen Akad gördüğünde kalbi yerinden çıkacak gibi hareket etmişti. Bu duygu hiç değişmeyecekti. Yıllar geçse bile değişeceğini düşünmüyordu. Görmediği her dakika özlem duygusu artarak yaşayacak ve gördüğü anda ise ondan mutlusu olmayacaktı.
“Aşkımmmm ne zaman uyandın?” diyerek hızla yanına ulaşmıştı.
“Yeni sayılır bu ne güzel bir masa böyle”
“Sen iste ben her zaman böyle masa hazırlarım” demiş ve genç adamın dudaklarına hızlı bir öpücük kondurmuştu. Ellerinden tutup masada ki yerine oturtmuştu. Genç kadın öylesine enerji dolu ve mutlu gözüküyordu ki Akad bir an için durup izlemişti. Sonra önemsememişti çünkü karısı onun yanında her zaman mutlu gözüküyordu. Fakat bugün biraz daha fazla gibiydi ama nasılsa anlatırdı diyerek boş vermişti.
Yapılan güzel kahvaltının ardından beraber salona ilerlemişlerdi. Salondaki ikili koltuğa yan yana oturmuşlardı ve öylesine açtıkları televizyona bakmıyorlardı Akad’ın elleri genç kadının belindeydi hafif hafif okşuyordu. Bu genç kadının kanını kaynatırken daha fazla dayanamamış ve hızla Akad’ın kucağına çıkmıştı. Akad da bu atağına karşılık karısının dudaklarına uzanmıştı. Uzun öpüşmeleri sonrasında Yaren genç adamın gözlerinin içine bakmıştı.
“Teşekkür ederim aşkım” demişti.
“Ne için teşekkür ediyorsun anlamadım”
“Akad hani dün karar verdin ya onun için”
“Ne kararı Yaren ne saçmalıyorsun anlamıyorum” demişti. Yaren bir an için içi cız etmişti.
“Aşkım dün korunmadın ya hani geçen hafta konuştuk bebek konusu hatırladın mı? Bebeğimiz olabilir diyorum tehlikeli dönemdeyim”
“Neee” bağırarak sormuştu bu soruyu ve genç kadını kucağından indirmişti.
“Ne oluyor Akad anlamıyorum”
“Sen doğum kontrol hap kullanmıyor musun?”
“Yoo sen korunuyorsun diye uzun zamandır kullanmıyorum ki” diyebilmişti. Ama ses tonu masum çıkmıştı. Tabi sinirden gözü bir şeyi görmeyen Akad bunu görmemişti.
“Yaren inanmıyorum sana ben bebek istemiyorum nesini anlamıyorsun lanet olsun ya dün nasıl unuturum böyle bir şeyi ?”
Genç kadın durumu anlamakta zorlanıyordu. Akad’ın bu sinirli halinin nedenini çözememişti.
“Buldum Yaren hani bir hap var ya dur adını bulacağım ımm şeyy”
Yaren hala suskundu. Sanırım anlamıştı. Karşısındaki adam ondan çocuğu olsun istemiyordu. Ama neden?
“Buldum ertesi gün hapı evet şimdi gidip alacağım sende içeceksin?”
Yaren’e cevap için söz hakkı bırakmadan yatak odasına girmiş giyinip geri gelmişti. Yaren’e ben hemen geliyorum demiş ve çıkmıştı. Genç kadın hayatının en kötü gününü yaşıyordu. Sabah neler düşünerek uyanmıştı. Bir süre sessizce o koltukta Akad’ın bıraktığı gibi oturmuştu. Dış kapının açılması ile kafasını o tarafa çevirdi. Akad elindeki beyaz poşeti hızla genç kadına uzattı ve mutfağa gidip elinde su bardağı ile geri döndü.
“Hadi içsene” Yaren o gelene kadar o kadar şey düşünmüştü ki. Şuan karşısındaki adam bu düşündüklerinin tersi hareket ediyordu. Derin bir nefes alıp genç adamın ona uzatmış olduğu elindeki ilacı kendi ellerine alıp baktı. İçindeki sessiz fırtınaya rağmen kafasını kaldırıp kocasına bakarak o küçük ilacı ağzına atıp, üzerine su içerek yuttu. Yutarken Akad ile göz gözeydi. Belki vazgeçer diye düşündüğü her saniye yanılmıştı. Ona ne istediğini bile sormamıştı. O istemiş ve olmuştu. İlacı içtiğinde kalbindeki acı ile gözlerini yumdu. Ona sarılan genç adam kulağına tatlı sözler fısıldamaya başlamıştı bile.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeç Kalbim
Romansaİhanetin gölgesinde yaşanan bir aşk... Gerçek aşkı bulduğunu sanan bir kadın. Ve intikam yemini etmiş bir adam. Aşkın insanı sadece bir defa bulduğuna inanan herkesi derinden sarsacak bir hikaye...