KAÇIŞ-"31.Bölüm"

2.7K 97 56
                                    

'Hatırlamak,tek bir andır.'

"Milena!"İçeriden gelen seslere aldırmadan karşımdaki manzarayı seyretmeye devam ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Milena!"
İçeriden gelen seslere aldırmadan karşımdaki manzarayı seyretmeye devam ettim. Böylesi çoğu zaman bulunmazdı. Belki de daha önce bulmuştum,rastlamıştım ancak durumlar ortadaydı. Hatırlamıyordum. Geçmişimi bilmemek en büyük yaramdı. Herkesin bana anlattıklarını birleştirmeye çalışıyordum. Kendime yapay bir 'geçmiş' oluşturmaya başlamıştım bile. Belki de bana anlattıkları tamamiyle bir yalandan ibaretti. Belki de haklıydılar. Beynimin almak istemediği o anılar gerçekten benimdi ve ben kabullenmekte güçlük çekiyordum. Doktorum böyle şeyler yaşamamın çok normal olduğunu bana 1 senedir anlatmaya çalışıyordu ancak bilirsiniz işte kendim gibi hissedemiyordum. Kimdim ben? Gerçekten neler yaşamıştım? Kimlerin hayatlarına dokunmuştum? Kimlerden nefret etmiştim? Ya da sevmiştim? Bu soru çok önemliydi artık benim için. Ne zaman sevmekten konu açılsa sanki günah işliyormuşum gibi bir tepkiyle karşılaşıyordum.
'Sen kimseye güvenmedin.Bu yüzden kimseye de aşık falan olmadın!'
Onların bu söylediklerine nasıl güvenebilmiştim? Sürekli yanımda oldukları için mi bana desteklerini her daim gösterdikleri için mi? Hangisiydi doğru olan? Neye inanacağıma karar veremiyordum. Kendim gibi hissedememiştim şu ana kadar. Gerçek ben ne yapardı mesela şuan? Evet hafızam sıfırlanmış olabilirdi ama bu demek değildi ki karakterim de sıfırlanacak. İçimden bir ses sürekli daha derine inmem gerektiğini söylüyordu. Ama yapamıyordum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış,çevremdekilerin anlattıklarıyla kendi yolumu bulmaya çalışmıştım. Ama-

" İki saattir seni çağırıyoruz. Duymuyor musun?"
Eda gelmişti. Geçmişten kalan tek arkadaşım. Anlattığına göre üniversitede tanışmışız. Benim o zamana kadar olan arkadaşlıklarımı o da bilmiyormuş. Çok sıkı ve bağlı bir arkadaşlıktan söz etmişti en başlarda. İnanması zor gelmişti bana çünkü karakterlerimiz çok zıt gibiydi birbirine. Tanıdıkça alıştım,alıştıkça da sevdim Edayı. İyi ki vardı. Hem geçmişimde hem de bugünümde...

" Burası çok güzel. Biraz daha kalsak olmaz mıydı?"

" Valla onu inatçı abine söyleyeceksin canım. İki saattir başımın etini yedi Milenayı getir Milenayı getir diye."

" Ben ikna ederdim onu ama şansımı fazla zorladım bu ara. Çok sıkılıyorum evde neden anlamıyor ki? "

" Anlama kıtlığı var da ondan."
Oflayarak ayağa kalktım. Abim cidden sinirlenmese asla Edayı arkamdan göndermezdi. Bizzat kendi gelir alır ve giderdi. Gerçi burası Eda'nın mekanı olmasa çoktan onu yapmıştı ama konu arkadaşım olunca fazla inat edemiyordu.

Zaten herkesin inadı da siniri de bana bu dünyada! Bir kişiyle bile inatlaşmadan ölüp gideceğim sanırım.

Eda arkada ben önde ilerlerken aklıma hala hatırlayamadıklarım vardı. Lise çağı,üniversitenin ilk 3 senesi mesela? Nasıldı? Ya da ondan sonrası? Kaza yüzünden okulumu dondurmuştum. Ne zaman döneceğim bile meçhuldü.
İç çektim. Her şey olacağına varırdı. Sabırlı olup beklemek en iyisiydi.
Bahçeden balkona giriş yaparken abimin sesini duymaya başlamıştım.

KAÇIŞ! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin