KAÇIŞ-"33.Bölüm"

2.3K 114 220
                                    

"Eğer o muhteşemse, kolay olmayacak. Kolaysa, muhteşem olmayacak. Eğer ona değerse, vazgeçmezsin. Vazgeçersen, sen değmezsin."
-Bob Marley

Multimedya: Hakan Miran Kurtoğlu

^^^^^^^^

Tuvalet kapısını açarken kolumu tutan kişiyle kaşlarımı çattım. Arkamı dönerek kim olduğunu öğrenmek istedim. 'Keşke dönmeseydim de görmeseydim' dedim içimden ama artık çok geçti.

" Merhaba!"
Poyrazı öpmeye çalışan kız tam karşımda mı duruyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

" Merhaba?"
Gözlerimi kısarak kolumu tuttan eline baktım. Yavaşça elini çekerken neden yanıma gelmiş olabileceğini düşünmeye başlamıştım bile.

Kız yüzümü görünce sanki bi rahatlamıştı?

" Kusura bakmayın. Rahatsız ettim. Ben sizi bir arkadaşıma çok benzettim de. Gözlerinizin rengini görmemişim. Saçlarınız falan...Sima olarak baya benziyorsunuz."

" Yani?"

" Yanisi şu ki arkadaşımı kaybedeli 1 yıl falan oluyor. Ne kadar bana ihanet etmiş biri de olsa.Çok kötü etkilendim..."
Kendini acındırmaya çalışıyor gibiydi. Böyle şey gibi onun samimiyetine inanayım da üzüleyim gibi.
Derin bir nefes aldı. Ağlamaya mı çalışıyordu o?

" İsminiz nedir? Ben sizi ilk defa gördüm de."

" Buraya gelen herkesi tanıyor musunuz ki?"
Kaşlarımı çattım. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu?

" Ben sadece tanışmak istedim. Vera'nın ölümünden sonra böyle ona benzeyen birinin olması...Tanışabilir miyiz?"
Vera'nın mı ölümü? Ölü olarak gösterilmiş olabilirdim de ben bu kızla hiç arkadaş olmamıştım ki! Hayır diyelim ki benim arkadaşımdı-ki değildi- nasıl bir vicdan ki bu kızdaki eşimle sevgili olmuştu?

" Milena ben. Milena Kurtoğlu."
Bu isme alışmak zordu. Ama 1 sene böyle yaşamıştım. Bundan sonra planım için gayette işe yarar bir isimdi.

" Hakan abinin kardeşi misin sen? Hakan Miran Kurtoğlu."

" Abimi nerden tanıyorsun?"

" Abilerimiz bir çok projede ortaktı. Çok özelini bilmiyordum ama kardeşi olduğundan hiç bahsetmemişti."

" Yurt dışında yaşıyordum ondandır."
Bu kadar kolay yalan söyleme becerisini hafızamı kaybettiğimde mi kazanmıştım bilmiyordum. Çünkü eski Vera kolay kolay yalan söyleyemezdi. Kendimi aşırı belli eden salağın tekiydim.

" Anladım canım."
Canım? Nerden senin canın oluyorum be!

" Ee sen kimsin?"
Sıkılmıştım ama bu kızdan çok şey çıkacağı kesindi.

" Asude Gürkan."
Gurur duyarcasına söylediği soy isimle kafamı salladım. Ne yapacaktım sanki bu isimle?

" Sen lavaboya gireceksin sanırım. Bekleyeyim beraber gideriz içeri olur mu?"

"Girmeyeceğim. Gidelim."
O önde ben arkada yürürken düşünüyordum. Bu kız kesinlikle benim arkadaşım değildi. Ama benim arkadaşım gibi davranıp bana kendini acındırmıştı? Neden? İhanet dedi. Ben güya ona ihanet etmişim. Asıl ihaneti o yapmıştı. Ölen arkadaşının(!) eşiyle birlikte olmak hangi vicdana sığardı?

Bu kızın masum konuşmalarına kanmayacak kadar çok şey yaşamıştım. Bir yolunu bulup aslında kim olduğunu benimle ne alıp veremediği var öğrenmek istiyordum.

Abimin olduğu masaya geldiğimde masa da esmer,uzun boylu,siyah saçlı bir adam daha vardı. Tanımayan bakışlarımla adamı süzdüğümde abim koluyla belimi sardı. Sağ tarafımda kalan Asude konuşmaya başlayınca taşlar yerine oturdu.

KAÇIŞ! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin