KAÇIŞ-"32.Bölüm"

2.5K 118 101
                                    


"İnkar etmektense itiraf etmek daha faydalıdır. İtiraf gücün göstergesidir."
-Samuel Laydor

^^^^^^^^

" Napıyorsun lan sen burada?!"
Bu ses? Hayat cidden bana götüyle gülüyordu. Ya da ben çok yanlış yoldaydım.
Toplantıda duyduğum adamın sesiydi bu! Hani şu bana bir şeyler hatırlatacak gibi olan. Arkamdaki her kimse geçmişimden biriydi ya da ses tonu çok benziyordu. Bilemiyordum. Arkamı dönmeli miydim? Yüzünü görsem bir anlam ifade edecek miydi benim için? Zira kendi öz abisini tanımayan bir insandım ben.
Derin bir nefes aldım. Her ne kadar rutubetten akciğerlerimde yanma hissi oluşsa da bu ara çok iyi geliyordu nefes alıp vermek.

Yavaşça arkamı döndüm. Gördüğüm simayla gözlerimin fal taşı gibi açılmasına engel olmaya çalıştım.

" Kimsin sen?!"
Hiddetle bağırdı. Sonra duraksadı.Sertçe yutkundu.

" Ben burada çalışıyorum. Asıl siz kimsiniz?"
Sağlam çıkan ses tonuma şükrettim. Zira karşımdaki adamla olduğumuz durum çok garipti.

Sustu. Yüzümü öyle bir inceliyordu ki! Sanki bir şeyler arıyordu. Benzerlik? Karısına olan benzerliğimi sorguladığı gözlerinden belliydi.

Sonra tüm bedenimde gezindi gözleri. Tam ne yaptığını soracaktım ki boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

" Neden burdasın?"
Sakin ol Milena. Atar yaparsan her şeyi mahvedersin. Sakin ol ve bir an önce buradan kurtulmaya bak.

" Burada çalışıyorum beyfendi. Bu odada olmam da çok normal öyle değil mi?"

" Değil!"
Sonra devam etti ama çok sessizdi sanki kendine söylüyor gibi. " Ona bu kadar benzemen normal değil!."

" Adın ne senin?!"
Döver gibi sorduğu sorulara karşı sakinliğimi korumaya yemin etmiştim. Her ne kadar bu adamla konuşmak gibi planlarım olsa da şuan ne yeriydi ne de zamanı. Abim her an o salondan çıkabilirdi. Ve beni burada görmesi olayları karmakarışık bir hale sokardı.

" Milena."

" Yalan söyleme!"

" Niye size yalan söyleyeyim?"
Gözleri karardı karşımdaki adamın. O kadar derin bakıyordu ki. Zaten karısına benziyor olmamla adamın yarasını deşmiştim. Fazla da suçlamamak lazımdı.

Neydi ismi?
Polat...
Yok başka bir şeydi!
Hah! Poyraz!

" Omzunu aç!"

" Anlamadım?"
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı bu sefer. Tutamamıştım. Ama durup dururken böyle bir istek de olmazdı yani.

" Aç dedim!"
Karşımdaki adama her an dalabilirdim. Oldu olacak soyun de kardeşim. Tamam abarttım biraz. Ama haksız değildim kesinlikle.

" Tekrarlamayacağım. Ya açarsın ya da ben açarım."
Poyraz denen lanet olası herif resmen sinirden kuduracak durumdaydı. Nasıl bir salak bunla evlenirdi ki! Sırf karısına benziyor diye tanımadığı bir kadına omzunu aç diyordu. Bir de tehditvari bir biçimde!
Derin bir nefes aldım tekrar. Eda ve abimin anlattıkları doldurdu zihnimi.

'Çok fevri bir kızdın. Kimseye eyvallahın yoktu. Hele sana bir işi yap deyince falan asla yapmazdın. İnatçının tekiydin -ki hala öylesin- Dik kafalıydın. Bazen kime ne dediğini bile düşünmezdin.'

KAÇIŞ! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin