* Durabilecekmiyim bilmiyorum. Ama bu saatten sonra çok zor!.. *
Telefonun sesi suskunluğumuza bomba gibi düşerken ikimizde afalladık. Göz göze geldiğimiz gibi kendimi geri çekip kafamı cama çevirdim.
Tanrım... Az daha onu öpüyordum!..
Hemde kardeşim dediğim adamı!..
Biz nereye gidiyoruz böyle?!.Telefonun sesinin kesilmesiyle açtığını anladım.
"Alo! "
"......."
"Neredesiniz siz? "
"......."
"Tamam geliyoruz!.. "
Telefonu kapattığında bir süre öylece camdan dışarı baktım. Ama onun bakışları üzerimde geziniyordu. Yerinde huzursuzca kıpırdandım ve bakışlarımı ellerime çevirdim.
Motor sesinden sonra ilerlemeye başladık. Yarım saat sonra evimin önünde durunca yerimde dikleştim. Tam kapıyı açacakken elimi tutup buna engel oldu.
Utançla yüzümü ona çevirip gözlerine baktım.
"Su... Bak... Bu gün ikimizin yaptığı harekette çok saçma ve yersizdi... Ve... Ben bu saçmalık yüzünden arkadaşlığımızın etkilenmesini istemiyorum... Beni anlıyormusun? "
Sessizce başımı salladım. Gülümseyip iki elimi de kavradı.
"O zaman... Hala dostmuyuz?"
Zoraki bir gülümsemeyle "Dostuz." diye mırıldanıp sarılışına karşılık verdim.
Sonunda arabadan indiğimizde yanıma gelip, kolunu omzuma attı. Kapıyı çalmak yerine çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım... Açmaz olaydım!..
Gördüklerimin etkisiyle dona kalırken, elimle Ateş'in gözünü kapatıp bu sahneyi görmesini engelledim.
"LAN! "
Sonunda ağzımdan bu kelime çıktı. İkiside korkuyla birbirlerinden ayrılırken Damla'nın sendelemelemesiyle Rüzgar onu belinden tutup dengesini sağlamasında yardımcı oldu. Sinirden gözüm seğirirken Ateş'in sesiyle transtan çıktım.
" Su... Artık elini gözümden çeker misin? "
Elimi çekip sinirle ikiliye bakmaya devam ettim.
" Rüzgar... Ne oluyor abicim?.. "
" Ab-... "
" SUS! İkinizde odama! "
Hala oldukları yerde dikilmeleri sinir katsayımı artırırken bağırdım.
" KİME DİYORUM BEN!"
"Abla gözünü seveyim sus! Şimdi toplanacaklar başımıza! "
Alayla kaşlarımı çatıp bir adım öne çıktım.
"Haaaa! Siz burda öpüşürken gelip görürler demediniz BEN BAĞIRINCA MI DİYORSUNUZ!"
"Abla n'ol-... "
" Sen sus Damla! Sen hiç konuşma! "
Ateş elini omzuma koyup sakin bir sesle konuştu. Tabii sakin olur Beyefendi bir gün Toprak'ı biriyle öpüşürken görürse görürüm onu!
" Su, biraz sakin ol!.. "
Titreyen ellerimle merdivenleri gösterip tekrarladım.
" Odama! Çabuk! "
Onlar başalarını eğip yukarı çıkarken Ateş elimi tutup arkalarından seslendi.
" biz birazdan geliyoruz! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beşik Kertmesi
Teen FictionBen Su AYHAN. Dedem ve babamın beşik kertmesi adında bir saçmalığı yüzünden kardeş olarak bildiğim bir adamla evlenmek zorunda olan zavallı bir kız. ******** Ben Ateş KARAOĞLU. Ailemin, ben daha bebek iken evleneceğim kişiyi seçtiği, lakin o kızı ge...