"Off akşam ben neden o kadar geç yattım yaa!"
"Tamam az kaldı geldik. Eve dönünce yatarsın. "
" Hee yatarım. Sen öyle san. Daha tutturacaklar, yok bindallı, yok gelinlik... Tanrı aşkına Tanrım... "
Ateş'in attığı kahkahaya gözlerimi devirip, arka koltukta ki poşetten bir çikolata aldım ve ısırdım.
Ateş'in bakışlarını üzerinde hissetmemle çikolatayı ona da uzattım.
" Yermisin?"
Soruma cevap olarak, koca bir ısırık aldı ve onu öğütmeye başladı. Onun ardından kalan çikolatayı da ben bitirdiğimde çoktan okula varmıştık.
Birlikte binanın içine girip, sınıf kapısının önüne geldik. Onları yüz üstü bırakıp gidecek olmam canımı acıtıyordu. Sertçe yutkunup heyecanımı bastırmaya çalışarak kapı kolunu kavradım.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde kendi halinde takılan herkesin gözleri bana döndü.
"Hele şükür Su! Bir an hiç gelmeyeceksin sandık! "
Sınıftakilere kırgın bir bakış gönderip, hocamın yanına ilerledim. Tabii Ateş'te arkamdan...
" Hocam, bir şey konuşabilirmiyiz?"
" Hayırdır çocuklar? Kötü bir şey yok ya!?"
Gözlerim dolmaya başladığında başımı Ateş'e çevirip, ondan cesaret aldım.
Dolu gözlerim hocamın gözlerine değince, gözlerinde filizlenen korku daha da canımı yaktı.
" Kızım ne oluyor!? Korkutmayın beni! "
Sertçe yutkundum ve bir anda söylemenin daha kolay olacağı kararına varıp, konuşmaya başladım.
" Hocam ben gidiyorum! "
" O ne demek!? "
Sağa sola bakınıp tam sınıfın ortasına geçip yüksek sesle konuşmaya başladım.
" Size bir şey anlatmam gerekiyor! Sadece bir kere anlatmak istiyorum, lütfen herkes dikkatli dinlesin! Yanlış anlaşılmak istemiyorum! Tamam mı?"
Sınıftan beni onayladıklarını belli eden sesler çıkmaya başlayınca, yine aynı ses tonuyla bütün olayları anlattım.
" Şimdi en önemli şeyi söylüyorum! Biz... Biz Ateş'le bu haftasonu evlenip pazartesi günüde bir yıl kalmak üzere Urfa'ya gidiyoruz. Biliyorum son iki ay kalmışken sizi yüz üstü bırakmış gibi olacağım ama size söz veriyorum orada çok çalışıp sahne alacağımız gün geleceğim..."
Sınıftan şaşkınlık nidaları ile gözlerimi tekrar hocama çevirdim.
Biraz şaşkın birazda kızgın bakıyordu. Bu kızgınlığı bana mıydı!?
Gürültünün arasını yarıp gelen Gürkan'ın sesiyle dikkatimi ona verdim.
"Ya sen gelirsin bizi yarı yolda bırakmayacağını biliyoruz da... Sen şimdi bu yanındakiyle, evleniyormusun?! "
Bu soruyla bakışlarımı Ateş'e çevirdim. Gürkan'a sinirli bakışlar atıp, ellerini yumruk yaptığını gördüm.
Gürültünün arasından bu seferde Doğan'ın sesi yükseldi.
" Yok be kanka evlilik olsa duramazsın! "
Bütün sınıf, bende dahil, öldürücü bakışları atmaya başladık.
" Hocam... "
Kısık sesle mırıldandığım kelime üzerine hocam boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beşik Kertmesi
Teen FictionBen Su AYHAN. Dedem ve babamın beşik kertmesi adında bir saçmalığı yüzünden kardeş olarak bildiğim bir adamla evlenmek zorunda olan zavallı bir kız. ******** Ben Ateş KARAOĞLU. Ailemin, ben daha bebek iken evleneceğim kişiyi seçtiği, lakin o kızı ge...