Bu bölüm berfin_radar44 e ithaf edilmiştir!
"Anne! Ne zaman gidecek bu evine?!"
Elimdeki kumanda ile kanalları gezerken anneme beni kovması için yalvaran Rüzgar'a dil çıkardım.
"Anne! Bak dil çıkarıyor bana! Kov şunu ya, kocasını da alıp evine gitsin!"
Kucağımdaki cips dolu tabaktan bir cips alıp ısırdım.
"Ağla."
Yüzünü buruşturup ağlamaklı bir ses çıkardı ve yanındaki yastığı bana fırlattı. Kucağımdaki tabağı koltuğun bir köşesine koyup fırlattığı yastığı korkuyla tuttum.
"Gerizekalı! Çocuğa gelecekti az daha!"
Cips tabağını koltuğun üzerinden alıp sinsi sinsi sırıttı.
"Anne! Oğlun, oğlumu öldürecek ya!"
Annem bir eli belinde bir eli karnında çatık kaşları ile içeri girdi.
"Koskoca insanlar oldunuz,hala kavga ediyorsunuz. Bıktım sizden."
Kendini benim yanıma bırakıp Alaz'ı kucağına alıp sevmeye başladı.
"Kalk köle, kola getir bana!"
Bana sinirli bir bakış atıp ayağa kalktığında ellerinde tepsiler ile Damla ve Fatma abla içeri girdiler.
"Ben getirdim."
Damla yüzündeki sevecen gülümseme ile tepsiyi bana uzattı. En büyük bardağı aldıktan sonra kulağına doğru fısıldadım.
"Darısı kahvenin başına."
Yanakları kızarmaya başladığında arkama yaslanıp Fatma ablanın sehpaya koyduğu kekten bir dilim aldım.
"Amin amin!"
Rüzgar'ın heyecanlı sesi aramıza girdiğinde Damla gözlerini büyüterek ona baktı.
Yaklaşık iki haftadır buradaydım ve Rüzgar onu hergün köle gibi kullandığımı savunarak anneme beni kovması için yalvarıyordu. Ben her ne kadar halimden memnun olsamda Ateş ve Rüzgar aynı düşüncede değildi.
"Anne ya, kaynatma lafımı. Ne zaman gidecek şu mavi cadı?"
Annem bir şey söylemeden kola bardağını ağzımdan uzaklaştırıp omuz silktim.
"Kırkım çıkana kadar buradayım.
Ağla!"Annem Alaz'ı tek eli ile tutup sol eli ile başıma fazla sert olmayacak şekilde vurdu.
"Annesin sen artık! Ne biçim laflar onlar öyle? Ağla falan!"
Alt dudağımı sarkıtıp koladan bir yudum aldım.
"Ne var yani? Çocuğumuz oldu diye ağla demeyecek miyiz?"
Gözlerini büyütüp karnını ovaladı. Onunda doğumuna çok az kalmıştı. Benim küçük oğlumun kendinden iki ay küçük bir teyzesi olacaktı...
"Anne, sende doğurma şimdi. Şu evine gitsin sonra doğur."
Kendimi tutamayıp gülmeye başladığımda annemde bana katıldı. Bakışlarımı Damla'ya çevirip "Allah yardımcın olsun." dedim. Fatma abla elindeki bardağı sehpanın üzerine bıraktı.
"Su!"
Elimdeki keki hızla ağzıma atıp bakışlarımı tavanda, gezdirdim. Kapı çaldığında, Damla ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beşik Kertmesi
JugendliteraturBen Su AYHAN. Dedem ve babamın beşik kertmesi adında bir saçmalığı yüzünden kardeş olarak bildiğim bir adamla evlenmek zorunda olan zavallı bir kız. ******** Ben Ateş KARAOĞLU. Ailemin, ben daha bebek iken evleneceğim kişiyi seçtiği, lakin o kızı ge...