Tanrı hiç bir kötülüğü cezasız bırakmazdı emindim buna fakat ben hiç yaramazlık yapmamıştım neden beni seçti ki.
"kafamın kuytularına atıklarım, can kırıkları gibi etrafta dağılıyor ,benim düşüncelerim çok acıyor "
Anlıyormusunuz, belkide anladığınızı zannediyorsunuz empati denen olaya kesinlikle inanmiyorum kimse kimsenin yerine geçemez ve kimse kimsenin yüreğini bilemez.
Göğüs kafesimin tam ortasına atılmış pimi çekilmiş bir el bombası var içim patlıyor...Güzel günlerin geleceğini umud ede ede güzel günleri tamamen yok ettik. Aslında gelmeyeceğini bildiğin birseyi beklemek aptalıktır ve ben aptal küçük kız çocuğuyum büyümek istyorum yada vazgeçtim ben delirmek istyorum herşeyi birer halüsinasyon gibi görmek ıstyorum keşke hepiniz hayal ürünü olsaydınız.
Delirmeye kesinlikle kararlıydım bir gün o güzel insanları ziyarete gidecektim kendime verilmiş bir sözdü bu . Ve ertesi sabah erkenden uyanıp yola koyuldum iki saatlik bir yolun ardından geldiğim nokta ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi. Tabelayı yakalaşık yarim saat izledim biraz heyecan biraz tedirginlik vardı etrafımı kaplayan kendi kendimi cesaretlendirip bahçenin içine doğru ilerledim güvenlik kulübesinin yanından geçerken arkamadan bir ses yöneldi bana ,
Heyyy sen küçük nereye gidiyorsun!
Ona ne söyleyeceğimi bilmiyordum ve yavaş ve küçük adımlarla ona doğru yürümeye başladım karşısına geçip ,ben onları çok merak edyorum ve onlarla birlikte olmak tek hayalim onları görmeme izin vere bilirmisin lütfen....
Arkamdan bana doğru gelen birinin olduğunu hissediyordum fakat arkamı dönüp bakma gereksiniminde bulunmadım. Gelen görevli doktor kaya beydi sanrım uzun bir süre önce sosyal medya üzerinden dikkatimi çeken paylaşımlarda bulunmuştu ve ona yazmıştım küçük bi sohpetin ardından beni onlarla taniştırmasını istemiştim oda bunu kabul etmişti. Yanıma gelip merhaba duygu ben kaya nasılsın diye bir sonu yöneltti bana olduğundan daha karizmantik bi görünümü vardı onu biraz inceledikten sonra merhaba iyim sen nasılsın.
Iyim, hadi beni takip et seni istediğin yere götürelim bakalım.
Kocaman kampüsü tek kelime etmeden yürürdük ve sonunda gözlerimi kamaştıran büyülü yere geldik.
Kaya bey :senin için bir hastamla görüştüm ve seninle tanışmayı ilk red etsede sonradan istedi hadi odasını gösteriyim sana ve geris sende artık.
Gözlerimdeki sabırsızlık ve heycanla odanın kapısına geldik kaya bey ! Onun adı ne? Argeş bey şizofren katatoni hastası konuşması göz teması kurmayı pek sevmez sallanan hiç bir şeyden hoşlanmaz. Bu bilgiler benim için yeterli teşekürler deyip o anlık için vedalaştık. Kapıyı usulca tıklatım konuşmayı sevmediği için yanıt vermedi sanrım kapıyı hafif aralayıp gelebilirmiyim Argeş bey?
Bana baktı ve tekrar gözlerini duvar boşluğuna dikti yavaş ve sesiz adımlarla oda girdim onun yanına ilerleyip yatağın ucuna oturdum odada ki sessizlik kulağımı çınlatıyordu onu incelemeye başladım kusursusuz yüz hatları ve kusursuz bir vücuda sahipti , okadar ilgi çekiciydi ki bakışlarımı üzerinden alamıyordum ona hayran kalmıştım. Bir den bire kalkıp odanın diğer kısmına geçti ne olduğunu alayamadım ilk başta sonra bakışlarımdan rahtsız olduğu geldi aklıma ve özür dilemeye başladım. Amacım seni huzursuz etmek değildi ben bi an kendime engel olamadım affedersin.
Tam o sırada kapı açıldı ve içeri giren kaya beydi ziyaret saatinin bittiğini söyledi...