Argeş'i alıp hastaneden kaçarcasına uzaklaştık. Aslında ikimizinde istediği tek şey kendimizi bulabileceğimiz bir yerlere gitmekti, evimi seviyordum Argeş'de seviyordu ikimizin karanlık dünyasıydı orası.
Argeş'le eve girmeden tekel bayiye girip bir kaç bira ve sigara alıp çıktık.
Evin kapısını açtım ve
Argeş'e karanlık dünyama bir kez daha hoş geldin.
Dedim yüzünde çözemediğim bir telaş vardı, evet bana anlatacakları beni sabırsızlandırıyordu, odamın kapısını aralayıp her zamanki yerimize kurulu verdi.
Usulca yanına yığdım beddenimi.Argeş: Duygu?
Duygu: efendim seni dinliyorum.Argeş'in dilinden;
Nasıl anlatacağım ona bilemiyorum onu korkutmak ürkütmek istemiyorum benden uzaklaşırsa peki küçük kız'dan korkup kendime sorduğum sorular dengemi bozmuştu ne olursa olsun bilmeliydi.Duygu küçük kız benim arkadaşım karanlıkta hep yanımda belirir ve kızları asla sevmez, bana aşık olduğunu bilirim birde şeytan var o da gelir bana sürekli kötü şeyler yapmamı zamanın geldiğini gitmem gerektiğini söyler, biramı yudumlarken çok mutlu olur küçük kız beni seviyor kötü şeyler yapmamı istemiyor şeytan kahkaha atarken küçük kız odanın köşesine geçip çığlıklar atıyor, duygu küçük kız kızları sevmez hiç kimseyle konuşmamı istemez benden seni öldürmemi isteyecektir ben sana zarar vermek istemiyorum...
Duygu;
Duyduklarım bir korku filminden alıntı gibiydi neler oluyordu çözemiyordum Argeş'in iç dünyası çok ürkütmüştü beni gözlerine bile bakamadığım birine kendimi nasıl ifade edeceğimi düşündüm çünkü mimiklerim dışında hiç bir şekilde ifade edemezdim kelimeler boğazıma dizilmişti tanrım çaresizliğin eşiğindeyim lütfen bu bir cezaysa beni bu cezadan men et.