24. ßölüm

107 6 0
                                    


Güneşi sevmezdim, ışığı sevmezdim, kendim gibi dünyamıda bir karanlığa hapsetmiştim.
Bugün güneşte çiseleyen yağmur toprakla birleşti. Etrafı topraktaki iyi ruhların hüzünlü kokusu sardı.
Ah be 21. yüz yıl mahvettin bizi...

Sokakta bir bar gördüm kapısı açıktı.
Bu saate genelde kapalı olurlardı. Kendimi istemsizce içeri attım...
Bedenim o loş ortamla buluştu  etrafta kimsecikler yoktu ama yabancı bir ses vardı bir inilti evet.
Sesin geldiği yöne doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.
Çocuk sesi gibiydi ama umarım yanılıyorumdur.

Koridorun sonunda bir duvarı boydan boya kaplayan bir deri kapı vardı, ürkütücüydü kapıya yaklaştıkça ses artmaya başladı kapının köşesinden içeriye baktığımda gördüğüm manzara beyinimi karıncaladı.

Yedi, sekiz yaşlarında bir kız çocuğu ve tepesine binen koca adam... Tecavüz!
Kapının köşesindeki golf sopasını elime geçirdim küçük kız beni gördü ona sesiz olması gerektiğini işret etim.
Adama yaklaştım ve kafasıyla gövdesinin ayrıldığı yerden geçirdim sopayı. Tam arkasını dönmüşken yere yığıldı.
Fazla vaktim olmadığını biliyordum kal küçüğüm burdan hemen çıkmamız  lazim .

Küçük kızın minicik elleri buz kesmişti, çok korkmuştu beliydi. Bacaklarından süzülen kan onu yavaşlatıyordu ne yazık ki geç kalmıştım.

Bar'dan çıkıp yol kenarında duran taksiye koştuk taksiye bindiğimiz gibi evi tarif ettim yol boyunca küçük kızın masum göz yaşları hıçkırıklarına  karışmıştı .

Eve vardık ücreti ödeyip indik taksiden .
Asansöre doğru yürümeye başladık küçük kızla hala tek kelime edememiştim dilim varmıyordu tek kelâm etmeye, kafamda dönen milyonlarca soru...

Eve çıktık kapıyı açtım,
"Geç canım" dedim gözyaşlarını silerek içeriye yöneldi "salona geç otur geliyorum" deyip sağlık çantamı alıp kızın  yanina  geçtim hayvan kızı bayağı hırpalamıştı dudağının kenarı ve kaşından akan kanı temizleyip tentürdiyot sürüp kapatım yaraları.

Duygu: adın ne senin kimdi o adam?
Adım Ağça o adam benim dayım dedi kısık sesle.

Ağça, ismin kadar saf ve temizsin canım benim annen baban nerde peki dayın neden sana öyle birşey yaptı?

Ağça: annem ve babam bir adam tarafından öldürüldü dayım yüzünden oldu bunların hepsi çok korkuyorum lütfen abla lütfen beni birdaha ona verme ...

Duygu: asla vermem küçüğüm artık benimle yaşayacaksın sana söz  veriyorum ama polise gitmemiz gerekiyor onlarada bana anlatıklarını anlata bilirmisin Ağça ?

Ağça:hayır polise defalarca gitim çok kişi beni onun elinden almaya çalıştı dayım beni döverken ama polis birşey yapmadı çok büyük insanlarla görüşüyor dayım polisler onlara karşı koyamıyor lütfen gitmeyelim.

Duygu :Tamam canım sakin ol girmeyeceğiz.

Aklım duracaktı ne yapacaktim bilmiyorum .

Ağça gel seni biraz yıkayalım sonra biraz birşeyler atıştırıp uyu dinlen biraz ben hep senin yanında olucam tamamı?

Ağça: Tamam.

Banyoya girip muslukları açtım küvet dolmaya başlamıştı gel Ağça üzerindekilerden  kurtulalım ilk  öncelikle .

Ağça: ama benim başka kıyafetim yok ki.

Benimkilerden küçük olanları giyersin bu gecelik olurmu prensesim yarında gider sana güzel mi güzel kıyafetler alırız.

Ağça küvete girdi onu yavaşça yıkmaya başladım vücudundaki morluklar tüylerimi ürpertiyordu.

Şeytan & Küçük Kız 🌬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin