Nefes alan herkese karşı bir çeşit güven yoksunluğu yaşıyorum. Dudaklarının arasından dökülen sözler, gözlerinden yanaklarına doğru inen yaşlar, hatta varlıkları bile, bana sahte geliyor. Yaratılış sebeplerine bile inanmıyorum bir bakıma. Sonuçta insanoğlu kendi için yaşıyor, kendi ihtiyaçları için çalışıyor ve her ne yaparlarsa kendileri için yapıyorlardı. Böyle bencil bir genlere sahip olan varlıkların, söyledikleri veya yaptıkları ne kadar inandırıcı olabilirdi ki?
Hayatımın, varoluş sebebimin bile yalan olduğu bir dünyada kimsenin, hiç bir şeyin bana gerçek, inandırıcı gelmemesinin asıl sebepleri bunlardı işte. Diyorum ya benim varoluş sebebim bile yalan. Kimine göre tanrıya itaat etmek için, hizmet etmek için yaratıldım, kimine göre aslında bir önce ki hayatımda oldukça kötü biriydim ve tanrı beni cezalandırdı. Geçmişimi silerek beni dünyaya gönderdi ve her aldığım canda acı çekmemi istedi. Umduğu gibi olmadı tabi ki, ben ilklerde bundan haz alıyordum, zevk duyuyordum. Sonuçta sahte olan hayatlarına son vererek onlara iyilik yapıyordum, bu benim cezam olamazdı.
Hayatım böyle gitmedi tabi ki. Bir anda hemde beklemediğim bir anda her şey alt üst olup, değişti. Jeongguk ile hayatım çok ani ve hızlı bir değişimin içine girdi. İnsanoğluna daima kızdığım duyguları bende yaşamaya başladım. Önceden hissettiğim duygulardı bunlar ama Jeon'dan sonra çok fazla yoğunlukla yaşamaya başladım. Çoğu zaman bir ölüm meleği olduğumu unutup insancıl davranışlar sergiliyorum.
Eskisi kadar sinirlenmiyor, öfkelenmiyor, tam tersi mutlu hissediyordum. Normalde sinirden yakıp yıkacağım şeyleri, derin bir nefes alıp sakinleşiyor daha sonrasında çözmeye çalışıyordum. Bana zararı var mı veya yararı var mı bilmiyorum ama ben kendimi bir bakıma mutlu hissediyorum. Ta ki bugüne kadar...
Var olduğu süre boyunca kendinden başka kimseyi sevmeyen Suga, bugün karşıma geçmiş benim hayatta tek ve en yakın arkadaşım için "Belki aşık olmuşumdur." diyor. Söz konusu Jimin ise daima seçici davranırım tabi ki. Onun bu hayatta daima mutlu olmasını isteyen, isteyecek olan tek kişi benim. Çünkü onun benden başka kimsesi yok.
Jimin'in kalbi çok fazla temizdir. Özellikle bu dünya için çok çok fazla temiz. Her şeye üzülüp, onun için saatlerce ağlayan birisi o. Çoğu zaman "Bu dünya için fazla iyisin." desem bile, "Daha neler, belki bende kötü biriyimdir?" der. Değil ama, o kötü biri değil. Tanrının belki de yaratırken içine kötülük katmadığı iki kişiden birisi, bir diğeri kim mi? Tabi ki Jeon Jeongguk. Tıpkı Jimin gibi, bu dünyaya oldukça fazla iyi.
...
Beynimin içinde Suga'nın sözleri yankılanırken, bir yanım inanmamak için direniyordu. Onun Jimin'e aşık olmasına ihtimal bile vermezdim ben. Değildi çünkü, onu da biliyorum. Diyorum ya kendini bile sevmezdi o, bir de Jimin'i sevmek öyle mi? İmkansız.
Çok kısa bir süre algılarım kapandıktan sonra, geri gelmesi çokta zaman almadı. Gözlerimi kısarak, gözlerine odaklandığım zaman oldukça ciddiydi. İfadesi bunu gösteriyordu. Yalan konuşmazdı, çünkü hiç bir zaman yalan konuşacak kadar iyi olmamıştı. Karşısında ki insanın veya başka bir varlığın kırılması veya üzülmesi umurunda değildi çünkü, sırf bundan dolayı yalan konuşmak gibi bir derdi olamazdı.
Dudaklarının arasından çıkan o bir kaç kelimeden sonra, Hoseok'un rengi değişip duruyordu. Sinirlendiği belliydi ama sertçe yutkunmasından dolayı da acı çektiğini anlamak zor değildi. Evet şu anda acı çekiyordu, hızlı nefes alıp veriyor yalnızca dudaklarını ısırıp yutkunuyordu. Onun nasıl olduğu sikimde bile değildi ama şu anda böyle olması beni çok daha fazla sinirlendirmeye başlamıştı. Çünkü Suga'nın söylediklerin de gerçeklik vardı ve ben bu gerçeklerden korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
World Of Gods | Taekook
FanfictionVe sen Jeon Jungkook, bu fani dünyada bütün kötülükler arasında parlayan mavi ışığımsın. ⚪Taekook ⚪ TAMAMLANDI 11.05.2020 ! Yetişkin içerik !