Chapter 16

965 91 70
                                    


Hiç bir zaman yapmam dediğim şeylerin baş rolündeydim, özellikle bu aralar. Neyi yapmam dediysem, neyden uzaksam her birine bir adım ilerlemiş, her birini yapmaya başlamıştım. Aşk veya birini kendine zaaf benimsemek yanlışlara sürüklüyor mu bilmiyorum ama sonunu düşünmeden her şeyi yaptırıyor diyebilirim. Buna örnek verecek olursam da evet beş dakika önce tanrıya yalvardım. 

Nefes aldığım bunca zaman, ilk defa kendimi çaresiz hissetmiştim. Bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama yapamıyorum, nasıl yapacağımı bilmiyorum, güçsüzüm ve sevdiklerimi korumaya çalışıyorum ama diyorum ya güçsüzüm ve yapamıyorum. İşte o an belkide asla yapmam dediğim an, tanrıya yalvarmış ve ilk defa dileğime karşılık almıştım. Başımı kaldırıp yalvardığım o an, gökten gelen bir ışık Suga ve benim güçlerimi verdi. Muhtemelen Jin bir yerlerde izliyordu ve bu kaostan kurtulup en kısa sürede teşekkür edecektim. 

...

Suga'yı ilk defa böyle korkutucu bir şekilde görüyordum. Onunla bu zamana kadar belki milyonlarca kez kavga ettik fakat hiç birinde bu kadar sinirli görmemiştim veya sinirleneceği kadar büyük kavga mı etmemiştik? 

İrisleri tamamen kara, öyle ki gözlerine bakarken çekinmemi sağlayacak kadar kapkara, normalde de beyaz olan teni şimdi çok daha donuk ve beyazdı. En önemlisi ilk defa kanatlarını çıkarmıştı. Suga'nın simsiyah olan kanatları, ucundan akan kan damlaları çıplak gözle bir insanın baktığı zaman, aklını yitirmesini sağlayacak kadar ürkütücüydü. 

Jimin Suga'nın kanatlarını gördüğü anda geri bir adım atmış ve sertçe yutkunmuştu. Onu ilk defa böyle görüyordu ve muhtemelen son defa da böyle görecekti. Bu Jimin'in oldukça korkmasını sağlamıştı ki bütün bedeni titriyordu. Jeongguk'a göz ucuyla baktığım zaman, Jimin'e göre biraz daha iyi durumdaydı ama oldukça korktuğu belliydi. 

Elimle Jeongguk'u tutup, "Biraz kenara çık ve ne olursa olsun korkma." Dedim, onu bir yandan kendimden geriye iterken. Suga Jimin'e çok hafifçe bakıp gözlerini Joon'a odakladı. 

"Siz kimsiniz de efendinize saygı duymuyorsunuz lan!" Diyerek bağırdığı zaman, yukarıdan inen ölüm melekleri çok kısa bir an durmuş, sesten dolayı afallamaları geçtiği anda, tekrardan aşağı doğru kendilerini bırakmaya başlamışlardı. "Kenara çık!" Demiş ve Suga'ya bağırmıştım. Ne yapacağım hakkında hiç bir bilgisi yoktu ve muhtemelen biraz sonra yapacağımı ilk defa deneyecektim. 

Ölüm meleklerini ani bir el hareketimle tekrardan Venezia'nın çatısına gönderdiğim zaman, ellerimi gökyüzüne kaldırmış ve bütün gücümü Venezia'nın dışında koruma kalkanı oluşturarak kullanmıştım. Hiç bir ölüm meleği veya hiç bir varlık içeri giremezdi, içeride olan herhangi biride dışarı çıkamazdı. "Uzun süre dayanamayabilirim. Çabuk bitir işini!" Dizlerimin üzerine tamamen çökerek, ellerimi bir an olsun gökyüzünden indirmiyordum. İndirdiğim an bütün ölüm melekleri aşağı inecek ve muhtemelen ben onları engellerken, Jeon veya Jimin'den birini alıp gideceklerdi. 

Gücümün artık beni yormaya başladığını hissediyordum. Dışarıda ki bütün etkenler oluşturmuş olduğum kalkanı zorluyor, onların her bir denemesinde benim gücüm azalıyordu. Nefesim daralıyor ve bedenim artık titremeye başlıyordu. "Lucifer!" Diye bağırıp, Suga'nın beni görmesini sağladığım an, şuanda durumun ciddiyetinden ve artık dayanma gücümün olmamasından, en hızlı şekilde bir şeyler yapmasını gerektiğini anlamıştı. "Venezia için özür dilerim V." 

Joon'a sinsi bir gülüş atarak, ellerini yukarı kaldırdığı an "V'nin yanına geçin, ikiniz de hemen!" Diyerek, Jimin ve Jeongguk'a bağırmıştı. Ne yapacağını anlamaya çalışırken, ellerim artık dayanamaz bir hale gelmiş ve kendilerini yavaş yavaş aşağı bırakmaya başlamışlardı. "On saniye V! On saniye dayan. Şimdi dediğim an, ellerini indir dostum." Suga'nın dediklerini çok anlamasam bile başımı onaylarcasına sallamıştım. Ona güveniyordum, eğer bir fikir attıysa ortaya bir bildiği mutlaka vardır, buna inanıyorum ve onun kararlarına saygı duyuyorum. Jeongguk yanıma oturmuş ve ellerini dizlerimin üzerine koymuştu. Burnumdan nefes vererek gülmüş ve onun tam karşımda bana gülümseyen bulanık yüzünü izliyordum. 

World Of Gods | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin