Hayatımın en mutlu, en keyifli günlerini yaşıyordum. Standart bir memur gibi işe gidiyor, eve geliyordum. Eve geldiğim zaman özlediğim adamın omzuna yatıyor, akşam beraber uyuyor sabah beraber uyanıyorduk.
Tatilden geldiğimiz günden bu yana, Jeon ile çok mutlu bir ilişkimiz vardı. O gün yaşananlardan sonra, daha doğrusu birlikte olduktan sonra, birbirimize karşı artık tamamen şeffaftık. En çirkin şeyleri bile rahatça konuşuyor, en çıplak halimizle odada oturuyor ve sürekli sevişiyorduk, üstelik her bir sevişmemiz de ilk seviştiğimiz kadar heyecanla.
Evde Suga ve Jimin'in olmasına aldırış bile etmeden, televizyon izlerken bir anda öpüşüyor ve odamıza çıkıyorduk. Aynısını Jimin ile Suga'nın yapmasına izin vermiyordum tabi ki fakat Jeon bunu anladığı anda, beni öpüyor ve karışmama fırsat bile vermiyordu. Bu durumdan keyif alan tek kişi belki de Suga'ydı. "V'ye bak sen, aşık olmuşta bir ölümlünün sözünü dinliyor." Diyor ve sürekli dalga geçiyordu.
Evet aşık oldum ve bir ölümlünün sözünü dinliyorum, çünkü bu ölümlü benim kaybetmekten korktuğum tek kişiydi ve konu her ne olursa olsun ben onu kaybetmemek için her dediğini yapacaktım. Öyle ki yüzyıllardır itaat etmediğim o tanrı bile bana istemediğim şeyleri yaptıramazdı ama o tek bakışıyla istediği her şeyi anında yaptırabilirdi. Bu başka bir şeydi, bu güç değil bunun adı aşktı ve yeryüzünde hiç bir güç aşktan daha güçlü değildi.
...
Jeongguk ile gözümü açtığım sabahlardan biriydi bugünde fakat farklı bir sabahtı. Bu sabah uyandığım zaman kendimi oldukça sıkıntılı bir ruh halinde hissediyordum. Nefes alırken zorlanıyor ve her an bir sorun olacakmış kadar rahatsız hissediyordum. Gözüm sürekli sağa sola bakıyor ve kalbim deli gibi atıyordu. Anlamsızdı çok anlamsız...
Yatakta oturur pozisyona geçtiğim an, Jeon sağ tarafımda huzurlu bir şekilde uyuyordu fakat ben hala huzursuzdum üstelik onun iyi olmasına rağmen içimden atamadığım sıkıntı, küçük bir alev topu gibi büyüyor ve büyüdükçe canımı yakıyordu.
Dün kabus bile görmemiştim, genelde kabus gördüğüm sabahları böyle uyanır ve Jeon'a sarıldıktan sonra kendimi çok daha iyi hissederdim ama bu öyle değildi. Düşündükçe daha büyük huzursuzluk veren hissi çok kısa bir an için aklımdan atıp, banyoya duş almaya gittim.
Duştan çıktığım zaman Jeon hala uyuyordu, üstelik her zaman ki gibi çıplak. Benim şuanda deli gibi onun üstüne atlamam lazımken, hiç bir şey yapmak istemiyordum. Elimle yüzüme kendime gelmek istercesine sertçe vurmuş ve başımı sağa sola sallamıştım.
"Uyandın mı?" Jeongguk hafif aralanmış gözleriyle bana bakıyor, daha doğrusu iyi olup olmadığımı kontrol etmeye çalışıyordu. Yatağa geçip, başının altına kolumu koyarak, göğsümde yatmasını sağladım.
"Dün kabus gördüm mü ben?"
"Hayır. O nereden çıktı?"
"Boşver. Hadi uykun dağılmasın biraz uyu." Jeongguk başını kaldırıp gözlerime ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakıyordu. "İyiyim dedim bebeğim uyu sen."
"Değilsin. Ne oldu? Kabus görmedin eminim ama görmediğin halde neden böylesin?"
"Aslında Jeon-" Bakışlarımı ona çevirip, dudak büzdüğüm an "Bilmiyorum ama keyfim yok gibi nasıl desem? Depresyona girmiş gibiyim, yada anksiyete bozukluğu yaşıyorum. Hiç bir şey yapasım yok ve kendimi çok huzursuz hissediyorum. Sanki her an bir şey olacakmış gibi ama olmayacakmış gibi de."
"Hm- Bak ne yapalım biliyor musun? Önce sevgilimle karşılıklı güzel bir kahvaltı yapalım daha sonra dışarı çıkıp temiz hava alalım, hala aynıysan da-" Kulağıma oldukça yaklaşmış ve nefesini inler gibi bir ses tonuyla çıkararak "Sevişiriz, olmaz mı?" Demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
World Of Gods | Taekook
FanfictionVe sen Jeon Jungkook, bu fani dünyada bütün kötülükler arasında parlayan mavi ışığımsın. ⚪Taekook ⚪ TAMAMLANDI 11.05.2020 ! Yetişkin içerik !