Multimedya : Tuğçe Kandemir - Rica Ederim
_iyi okumalar_
"Hocam burayada girelim" dedim kolunu çekiştirerek ve yavru köpek bakışı attım.
Saat akşamın 7sine geliyordu. Biz Ankarayı talan etmiştik. Ankara kalesi, Hamamönü, Atakule, Pembe köşk ve adını unuttuğum bir kaç yere daha gitmiştik. Şimdi ise Kızılay meydanında alişveriş yapıyorduk. Aslında yapıyordum. Egemen Hoca sürekli ofluyordu.
Tekrar ofladı ve "anlamıyorum kime alıyorsun bunları. Kollarım koptu artık Mercan"
Dudağımı ısırdım. "Haklısınız biraz abarttım. Sonuçta benle alışveriş yapmak zorunda değilsiniz" dedim. Duygu sömürüsü mü? Dibine kadar
Eliyle yüzünü sıvazladı ve "al ne alıyorsan Allah aşkına. Bitir gidelim?"
Sırıttım. "Hem bu girdiğimiz dükanda size bakarız?"
"Yok. Ben bir şey istemiyorum. Yeter ki sen çabuk hallet yarın iş başı erken dönmek istiyorum."
Göz devirdim. Ve mağzaya girdim. Erkek reyonuna bakınmaya başladım. Ben pahalıyım diye ilan veren bir gömleği elime aldım. Sağına soluna çevirip baktım. Koyu mordu. En sevdiğim 895748 renkten biride bu renk.
Uzaktan sıkıntıyla bana bakan Egemene çaktırmadan elimdeki poşetlerin arkasına koydum ve yanına gittim. Bunu ona alcaktım ama görmesini istemiyordum.
"Hoc..- yani Egemen şey yapsan ıı.."
Kaşını kaldırdı "ney?"
"Şey işte ya.." yardım ister gibi çevreye bakındığım sırada seyyar bir satıcı geçti. Su satıyordu. Gözlerimdeki parıltıyla Egemene baktım.
"Su! Tabi ya su. Bana su alır mısın?" Yalanda değildi sonuçta susamıştım
Poşetleri oturduğu yere koydu ve "ah peki. Ama sonra gidiyoruz? Bu da sondu. Tamam mı?"
Hevesle kafamı salladım. Egemende çok abartıyordu. Alt tarafı meydan boyu bütün dükanlara girmiştim. En son kendimi balıkçıda bulunca Egemen gerçekten merak eder tonda 'burda ne arıyoruz?' Demişti. Sonra ben alabalıkları sevmeye başlamıştım. Zor almıştı beni.
Su almaya gidince apar topar kasaya gittim ve gömleği kasadan geçirdim. Arkamı döndüğüm sıra o da kapıdan giriyordu. Yanına yaklaştım ve gülümsedim.
"Benim işim bitti hadi gidelim"
"Çok şükür"
Sırıttım. Bu Egemen gıcık değildi aksine biraz tatlıydı. Tamam tamam çok tatlıydı.
Kapıdan çıktık ve arabanın olduğu yere yürümeye başladık. Benim elimde sadece Egemene aldığım gömlek vardı. Ondaysa 15-20 tane poşet vardı. Oh olsun ona yarın bana misliyle ödetirdi zaten.
Elindeki poşetleri bagaja koydu ve elimdeki poşeti almaya çalıştı ısrarla vermeyince pes edip sürücü koltuguna oturdu. Bende yanına oturdum ve 5 saatlik yolculuğumuz başlamış oldu.
......
Biraz uyumuştum cok yorgundum. Saat 11 di daha nerdeyse 2 saatlik bir yolumuz vardı. Egemende yorgun görünüyordu.
Uzun sessizliği bem böldüm. "Egemen?"
Bana kısa bir bakış attı ve tekrar yola baktı. "Efendim?
"Kenara çeksene"
Tekrar bana döndü ve 'ne alaka?' Bakışı attı.
"Hadi yaa dursana"
Yavaşladı ve sagda durdu. Kendi kapımı açıp dışarı çıktım. Ayaklarım uyuşmuştu. Sonr arabanın önüne dolanıp Egemeninde kapısını açtım.
"Hadi in"
"Amacın ne?"
"Ya lütfen insene"
Indi ve bana 'şimdi ne olacak' bakışı attı. Onui tekledim ve sürücü koltuğuna oturdum. Yer değişelim deseydim dinlemezdi. Anlamaz bakışlarla bana bakınca kapıyı kapattım. Geri açtı. "Ne halt yiyosun?"
"Diğer tarafa oturur musun?" Dedim ve kapıyı kapattım.
Tekrar açtı "hayır"
"Hadi ya" kapıyı kapattım.
Camdan gördüğüm kadarıyla yanaklarını şişirdi ve saçlarını karıştırdı.
Biraz sonrada yan tarafımdaki kapı açıldı.
"Neden yer değiştik."
"Egemen benim yüzümden çok yoruldun. Zaten yolun yarısından çoğunu geldik. Ben süreyim. Sende uyu olur mu?"
"Olmaz"
Arabayı çalıştırırken kaşlarımı çattım. "Nedenmiş?"
"Kaza falan yaparız. "
Sinirle ona döndüm. "Senleykende kaza yapabilirdik? Ne alaka şimdi"
"Ama yapmadık"
"Beni kışkırtırsan arabayı şarampole doğru sürerim. Kazayı görürsün"
Ellerini teslim olurmuşçasına kaldırdı ve "tamam sen kazandın."
Sırıttım ve gaza biraz daha bastım. Yol boştu zaten. Bir buçuk saate istanbulda olurduk.
.................
"Teşekkür ederim her şey için. Iyi geceler"
Elini hafifçe kaldırdı. "Sanada"
"Ha bu arada" deyip ona döndüm.
O da bana baktı. Arka koltuğa uzanıp paketi ona verdim. "Bunu senin için almıştım."
Kaşlarını çattı ve paketi aldı. Açmaya çalışırken ellerine dokundum. Bama baktı "yok açma. Yani şimdi açma. Evinde açarsın"
"Peki. Teşekkür ederim."
Gülümsedim.
Evimin önüne gelmiştik. Sürücü koltuğundan çıktığımda o bindi. Bende evin içine girdim. Yorucu ve güzel bir gündü. Kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yasladım. Yüzüm gülerken yavaşça yaslandığım yerden ayrılıp odaya gittim. Işıkları açmadan elime geçen pijama takımını giydim. Ve kendimi yatağa attım.
............................
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. ❣😘
![](https://img.wattpad.com/cover/201215893-288-k553795.jpg)