Multimedya : Contra - Zebani
_iyi okumlar_
"Ayyy çok romantikk"
Beliş'e göz devirdim ve önümdeki kahveye termometre sokup derecesine baktım.
Omzu vurarak "kız siz işi baya ilerletmişsiniz. Zaten Nida teyze de senin evliliğini görmeden ölmek istemiyordu." El çırpıp "oldu bu iş. Kızım siz oldunuz."
Gözlerimi tekrar devirdim. "Nasıl konuşuyorsun öyle."
"Ay napayım. Annen senden o kadar umudu kesmişti ki, 276 kediyle elindeki kazağı örerek yaşlanacağını hayal ediyordu.
Beline çimdik attım. O sırada kapı açıldı. Emir ve Gece gülüşerek geliyordu. Belinda'nın birden yüzü düşünce aydınlanır gibi Belindaya döndüm. Emir yanıma gelip saçlarımı karıştırdü.
"Haaa? Belinda"
Belinda bir şeyler sezdiğimi fark edince gözleriyle susturmaya çalışınca elimi tehdit edercesine kaldırıp
"Sonra konuşacağız bunu" dedim. Gözüm üstünde işareti yapıp Emirin yanağını sıktım ve kupayı alıp odadan çıktım.Egemen hocanın odasına gelince kapıyı tıklattım ve içeri girdim. O sıra arkası dönük bir şekilde bir kıza sarıldığını görünce dudağımı ısırdım ve "ay pardon hocam" gözlerimi kapattım. "Yeminle bir şey görmedim. Siz devam edin."
Kız tam bir şey söyler gibi mırıltı çıkardığı an elimdeki kahveyi görmeden öne doğru uzatıp "kahveniz. Buyrun ben gideyim." Dedim. O sıra sanırım koluna çarptığımda elimdeki kupa devrildi ve 64°c lik kupa elime dökülünce çığlık attım ve gözlerimi açtım.
O da önüne dönüp avcunun içine alınca elimi istemsizce yüzüne baktım. Fazla yakındık. Kıvrımlı kirpikleri, çıkık elmacık kemikleri, dolgun dudaklarıyla ulaşılmaz duruyordu. Ben ki küçükken evlenmeyeceğim diye ağlayan insan hayal etmiştim. Egemenle evlenmek nasıl olur diye. İç sesim hemen kendini belli etti 'hayır anlamıyorum. Kahve beynine de dökülmedi ki nerden geliyor bu salaklık.' Kaşlarımı çattım ve silkindim. Odadaki kız genzini temizledi ve gülümseyerek kapıya giderken Egemenin koluna dokunup "hadi ben kaçar Egemen"
Egemen göz ucuyla kıza bakıp "Handeee!" Dedi uyarıcı tonda. Kızda kıkırdayıp kapıdan çıkınca tekrar elime baktı. Elimi çekmek için harekette bulunduğumda izin vermemiş hafifçe sıkınca yanan yer tekrar acımıştı.
"Hocam sağolun da ben acilde baktırırım. Alayım elimi" dedim sıkıntıyla.
"Pek ciddi değil zaten ölmezsin." Dedikten sonra yere dökülen kahveye baktı. "Ah! Seni yüzünden kahve de içemiyorum. Ne beceriksiz asistansın."
"Bende istemezdim böyle olsun" dedim umutsuzca. Eğer bu deneme haftasını geçmemiş olasaydım yerime başkası olurdu muhtemelen. Benim için harika bir fırsattı onun asistanı olmak. Onun tecrübelerinden yararlanırdım. Belki ilerde onun gibi başarılı bir beyin cerrahı olurdum. Yine hayallere dalmış giderken omzumu dürttü ve hayal aleminden sıyrıldım.
"Sana diyorum?"
"Ha.. evet, efendim?"
"Bundan sonra ben gir demeden odama dalma"
Cidden bu hafta sonu birlikte yemek yediğimiz adam bu muydu? Kafamı yere eğdim ve "peki hocam"dedim. Devam etmesine fırsat vermeden "müsadenizle ben çıkabilir miyim?"
"Çık"
Bir şey demeden yere eğildim ve kupayı aldım. Yere düştüğü hâlde kırılmamıştı yoksa bana iş çıkacaktı.
Kapıyı sessice örttüm. Sonrasında yer temizliğinden sorumlu Muharrem amcayı bulup ondan Egemen hocanın odasını silmesini istedim. Dalgınca koridorda yürürken karşıdan gelen kızın odada gördüğüm kız olduğunu hatırlayarak kaşlarımı çattım. Kız da beni görünce gülümsedi. Tepki vermeden ilerlemeye devam ettim.
Karşı koridorla bu koridor arası boşluktu. Sağa doğru sapıp personel odasına giriyordum ki kızın yön değiştirip buraya geldiğini gördüm. Belki bana gelmiyordur diyerek yürümeye devam edecektim ki seslendi.
"Merhaba." Dedi. Ben bir umut hâla bana söylemiyor derken parmakları nazikce omuzumu tuttu. Artık emindim. Bana söylüyormuş.
Gülümsemeye çalışarak "merhaba" dedim.
Elini öne uzattı "tanışmadık ben Hande"
"Ben de Mercan"
Kız gülümsedi. Şöyle bir süzdüm. Manyak güzeldi. Kızıl saçları vardı ve burnu hafif çilliydi.
"Mercan tanıştığıma memnun oldum."
"Bende" dedim sesim içime kaçarken.
Ne olmuştu birden bire. Tamam dost canlısı sayılmazdım ama bu tepkilerde neyin nesiydi?
Bir şeyler söyleme gereği hissedip "peki siz Egemen hocanın nesi oluyorsunuz?"
Kız kibarca gülümsedi. Kızın her yerinden naiflik akıyordu. Birde dönüp kendime baktım. Umutsuz vakayım.
Neden şimdi kendimi onunla kıyaslamıştım ki?
"Sen, de lütfen."
Parmağındaki yüzüğü gösterdi." Biz Egemenle nişanlıyız."Kalbim çıt etti. Gülümsemeye çalışarak "yaa öyle mi? Haberim yoktu. Hayırlı olsun" dedim. Az daha zorlasam ağlardım.
Tekrar kıkırdadı. "Teşekkür ederim. Haberinin olmaması doğal. Daha çok yeniyiz. Ben geçen hafta Amerikadan döndüm."
Gözlerim yanıyordu. " yaa öyle mi? Ne iş yapıyorsun?"
"Moda tasarımı okdum. Yurt dışında da ünlü bir markaya kıyafet tasarlıyordum. Egemen rahatsız olunca da buraya geldim. Burda kendi butiğimi açacağım."
Kalbim sıkışıyordu. Tekrar gülümsemeye çalıştım. "Peki. Benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz" deyip yanından ayrılacaktım ki beni tuttu.
"Ben seni çok sevdim. Numaranı versene konuşuruz arada"
Ne zaman telefonu çıkarttım ne zaman kayıt ettim bilmiyordum. En son yanından ayrılırken çeneme doğru göz yaşı aktı engel olamadım.
..................................
Düşüncelerinizi bekliyorum.Birde oy ve yorum atmayı unutmayın
💎💎