Multimedya : Zeynep BASTIK & Anıl PİYANCI - Söyle bırakman doğru mu?
_iyi okumalar_
0542... : selam
0542... : çıkışta boşsan bir şeyler yapalım mı?
Üst üste gelen bildirim sesiyle önlüğümdeki telefonu aldım ve boş bir sedyeye oturdum. Bugün ben nöbetçiydim. Nöbetçi olmasam çıkmama yarım saatten az vardı.
Mercan : pardon? Kimsin sen?
0542... : aa şey ben Gencay
Bıkkınlıkla göz devirdim. Bu çocuk geldiğinden beri gözleri üzerimdeydi. Her fırsatta konuşmaya çalışıyordu ve bu artık can sıkıcı bir boyuta ulaşmıştı.
Mercan : nöbetim var bugün.
Hoş nöbetim olmasada geçiştirmek için bir bahane bulurdum.
0542... : hadi ya? tüh.
Mercan : acile hasta geldi sonra konuşuruz
Dedim ve cevabını beklemeden tuş kilidini kapatıp telefonumu önlüğümün cebine attım.
Sedye 3 taraftan da perdeyle örtülmüştü uzanmakta bir sakınca görmeyerek yaslandım.
Saçmalamayın tabiki de hasta falan yoktu. Gözlerim kapanmaya başlarken onlara engel olamadım. Bugün baya bir koşturmuştum.
"Mercan hanım bakar mısınız?"
Sesle irkildiğimde yerimden doğruldum ve bana bakan hemşireye gözlerimi diktim.
"Ne oldu?"
"Bir hasta epilepsi krizine girdi. 10 dakikadan fazladır krizde. Normale döndüremiyoruz"
Apar topar yerimden kalktım ve hemşirenin peşine düştüm.
4555 numaralı odaya gelidiğimizde yerde titreyen bir kadın gördüm. Geçen gece beyin ameliyatı için hastaneye yatan Sinem hanımdı.
Hasta bakıcı ve hemşirelerin yardımıyla sedyeye geri yatırdık. Ben bilincini kontrol ederken "Egemen hocaya haber verin" dedim.
Bilici açık değildi.5 dakika sonra odaya Egemen hoca girince direk konuşmaya başladım. "Hocam, vagal sinir stimulasyonu yapmalıyız. Pil tedavisi uygulayalım. Nöbetlerini kontrol altımda tutabiliriz?" Dedim. Egemen hoca baş salladı.
Yandaki hemşireye bakarak "Kerem beye de haber verin" dedi. Kerem hoca da nöroloji uzmanıydı.
Ameliyata girerlerken arkalarından baktım. Bu ameliyata girmek isterdim. Ama Egemen hoca 'acile git yaralanmalara falan bak' deyip beni resmen başından savmıştı. Sinirle yerimde tepindim.
"Bir kahve?"
Sesin geldiği yöne döndüğümde tanımadığım birini gördüm. Yeşil gözlerini bana dikmiş elindeki bardağı uzatıyordu.
Gerçekten şuan bir kahveye ihtiyacım vardı. En azından uyumamak için. Tahminen saat gecenin 2 siydi.
"Gerek yok" dedim. Ve kafetryaya yol almaya başladım. Kahve ihtiyacımın olması tanımadığım birinden kahve alacağım demek değildi ya?
Peşimden geldiğini hissetsemde ses etmedim ve bir kahve alıp bos masalardan birine oturdum. Peşinden de ismini bile bilmediğim adam oturdu.
"Hani gerek yoktu?"
"Aynen. Senin kahvene gerek yoktu" dedim baygınca. Bana uzattığı kahveyi kendi içmeye başladı.
"Ee anlat ne var ne yok?"
"Tanışıyor muyuz?"
"Ah! Tanışmadık değil mi?"
Umursamazca ona baktım devam etti. "Ben yeni estetik cerrahı Arslan ERTEKİN"
"Çapkınsındırda sen şimdi"
"Öyle derler de ne alaka?"
"Doktorlardaki Arslanla aranızdaki benzerlik fazla" dedim.
Anlamazca bana baktı "ne?"
"Önemli değil" dedim umursamazca. Boş bardağı alıp çöpe attım ve kantinden çıktım.
Hadi ama herkes ömründe en az 3 kez doktorlar izlemiştir. Her yaz 263746 kez izlediğim doğrudur.
Acile girdim ve saat 7 ye kadar gelen ufak tefek kazalara baktım. Sonunda sabah 7 olduğunda esneyerek eve yol aldım.
....................................
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💐