[22]

5.7K 317 63
                                    

Multimedya : No:1 - Kendine İyi Bak

_iyi okumalar_

Mercan : çoğunluk herşeyi kabullenendi.
Kim kimi yendi çok mu önemli?
Bana baksana benden sana ne
Kendimi anlatamadım hiç kendime

Serseri : içim ağlar deme sakın dayan
Gözlerinin rengi yıldızlardan
Yanıma gel be pamuk prenses
Kafamın içinde paniktir her ses.

Serseri : açmışız engeli?

Serseri : dün pek bir yoğundun heralde. Yeni gelebildim aklına.

Mercan : tirp seziyorum?

Serseri : o ne? Yeniyor mu?

Mercan : sana da iyilik yaramıyo he. Günaydın niyetine sana mesaj atanda suç

Serseri : neyse

Serseri : hadi insene aşağa göreyim seni. Özledim.

Perdeyi kaldırmadan etrafa bakmaya çalıştım ama kimse gözükmüyordu.

Mercan : nerdesin?

Serseri : göremeyeceğin bir yerde. Belki bir gün hastaneye beraber gideriz.

Mercan : 18 gün kaldı. Ve ben senin hakkında sadece bizim hastanede çalıştığını biliyorum.

Serseri : yakında soyadım da dahil olmak üzere her şeyim senin olacak.

Mercan : neyse gideyim ben. Emir bugun yok taksi bekleyeceğim.

Serseri : tamam kaç bakalım :)

4 saatlik uykuyla hastaneye gidiyordum. O kadar yorgundum ki gözlerimi ancak yarısına kadar açabildim.

Odadan çıkarken unuttuğum bir şey var mı diye etrafa baktım. Bulamayınca odamın kapısını kapatıp dış kapıya yürüdüm. Ayakkabılarımı giyip kapıyı kapattım ve önüme gelen saçlarımı geriye attım.

Telefonum çalıyordu ama benim bi taraflarım donduğu için elimi dahi kıpırdatamıyordum. Evet hâla taksi bekliyorum. Adam 5 dakikaya ordayım demişti hâlbuki. Söverek elimi cebimden çıkarttım ve açıp kulağıma dayadım.

"Kız cimcime ne hayırsız yeğen çıktın. İnsan Dayısını arar."

Duyduğum sesle gözlerimi belerttim ve dudaklarım benden bağımsız şekilde kıvrıldı.

"Yaaa Alperr. Vallaha unutmadım seni. Bu aralar biraz yoğunum sadece."

Alper gerçektende dayımdı. Ama aramızda 3-4 yaş olunca dayı değilde ismiyle hitap etmemi istiyordu. Ara sıra bana takılmak için 'dayınım ben senin' falan derdi. Çocukluğumuz beraber geçmişti kısaca. Şuanda da İzmirde polisti.

"Yaa hadi ordan kızım. Bildiğin papucum dama atıldı. 3 hafta sonra ordayım."

"Neden 3 hafta sonra? Hemen gelsene?"

"İznim yok hanımefendi. Zaten seni de başı boş bıraktım. Bak Mercan asılan falan var mı?"

Göz devirdim. "5 yaşında değilim. Asılan biri yok. Olsada başa çıkabilirim."

"Bak bak laflara bak."

Kıkırdadım. O sırada sokağın başına giren taksiyle derin bir nefes alıp "şuan taksiye biniyorum. Seni daha sonra ararım olur mu? Hem bende izin kullanırım. Seni gezdiririm."

"Tamam canım. Kendine iyi bak. Geleyim de doktor parası yiyeyim."

Tekrar gülümsedim. "Olur. Sen yeter ki gel."

"Hadi görüşürüz."

Telefonu kapattım ve taksiye bindim.

"Amca hani 5 dakikaya burdaydın? Ayıptır söylemesi bi taraflarım dondu."

Amca mahcupca bakıp "kızım ilerde kaza olmuş. Kusura bakma ondan geciktim biraz."

Baş salladım sadece ve gideceğim hastanenin adını verdim. Ellerimi ovuşturup camdan dışarı bakıyordum. Çok üşümüştüm ya.

Geldiğimizde ücreti ödeyip taksiden indim. İnince sanki annesinin kesesinden düşmüş yavru bir kanguru gibi hissetmiştim. Koşarak hastaneye girdim. Ne ara havalar böyle soğumuştu. Öğlene doğru muhtemelen sıcak olurdu. Asistan doktorların üstünü değiştirdigi yere girmek üzereyken bir şey gördüm.

Taş gibi bir şey.

Ay evet Egemenden bahsediyorum. Göz göze gelince hafifçe gülümsedim. Kalbim tekledi.

Üstünde Ankaradan aldığım gömlek vardı.

.................................
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Düşüncelerinizi buraya yazar mısınız? Bu ilk kitabım. Oluyor mu? Yapabiliyor muyum? Bilmiyorum. Fikirlerinize ihtiyacım var.

Kocaman öptüm😘

Engel | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin