Multimedya : Mustafa Ceceli - Bedel
~iyi okumalar~
Egemeni gördükten sonra içeri girmiş ve kıyafetimi değiştirmiştim. Şimdi ise acilde gelen hastalara bakıyordum.
Birden bir curcuna oldu parmak ucumda yükselip baktım. Takım elbiseli onlarca adam bir sedyenin peşinde buraya doğru geliyordu. Kaşlarımı çattım. O ara hemşirelerden biri hastanın yanına doğru gitti. Bende önümdeki steteskopumu düzeltip onu takip ettim.
"Noluyor burda?"
Bir tane takım elbiseli adam öne çıkıp "abi vuruldu. Doktor sen misin?" Dedi.
Baş salladım sadece adamlar hiç tekin tipler değildi.
Hasta bakıcı bi kaç kişi bize bakarken adamları gösterdim ve 'çıkartın' diye sessizce söyledim. Baş salladılar ve korkarak adamlara gittiler. Adamlar biraz diretsede kabul edip hepsi dışarı çıktı.
Adamı kontrol ettiğimde kalbine yakın bir yerden vurulmuş olduğunu farkettim. Cihazdan sesler çıkarken hemşireler koşuşturuyordu.
"Egemen Hocaya haber verin" dedim.
O sıra makineler ötmeye başlayınca telaşla elektro şoku hazırlamalarını söyledim. Aynı zamanda da kalp masajı yapıyordum. O sırada yanımda bir hareketlilik oldu. Baktığımda Egemenin gelmiş olduğunu gördüm.
Elektro şoku eline aldı ve "çekilin" dedi. Herkes elini cektiğinde birkaç kez denedi ama hastayı kaybetmiştik. Elindekini bıraktı. Omuzları düşmüştü. Sanırım doktor olmanın en zor kısımlerından biride hastayı kaybetmek.
Acilden çıkıp hastaneyi doldurmuş takım elbiseli adamlara doğru yürüdüm. Beni görünce öndeki adam bana doğru gelmeye başladı.
"Maalesef hastayı kaybettik. Geldiğinde zaten bilinci kapalıydı. Biz elimizden gel.."
Adam aniden boynumu tutup arkamdaki duvara yasladı. "Bahane bunlar doktor. O adam yaşayacak demiştik biz sana." Kükredi adeta.
Giderek boynumu sıkıyordu. Ellerimi boynumdaki ellerine götürdüm. Yüzüm kesin şimdiden kızarmıştı.
O sıra acil kapısından çıkan Egemen beni gorünce koşarak yanıma geldi. Beni tutan adama kafa atınca boynumdaki eller gitmişti. Öksürerek duvarda aşağa doğru kaydım. Egemen durmayıp adamı yumruklamaya devam etti. Bütün takım elbiseli adamlar silahlarını anında çıkarınca kafamı kaldırıp baktım. Namlunun ucunda Egemen vardı.
"Hocaamm!"
Bağırmamla adamı bırakıp bana döndü. Gözlerinden bile telaşı okunuyordu.
Hastanedekiler korku dolu gözlerle bakarken etrafımız silahlı adamlarla çevriliydi. Egemenin dövdüğü adam ayağa kalktı. Güvenlik sanırım poliselere haber vermişti. Sirenler çalarken nefes almaya çalışıyordum. Elimi boğazima gotürünce acıyla inledim. Hayvan herif.
Başları olan adam işaret verince herkes silahını yerine geri koydu. Adam dudağındaki kanı silip bana baktı ve "bu iş burda bitmedi doktor" dedi.
Şuan adama dil çıkarasım vardı. Egemen omzundan ittirdi adamı. Adam sinirlensede diğerlerine baş işareti verdi ve çıkışa doğru yol aldılar.
Egemen 2 adımda yanıma geldi ve yanıma çöktü.
"Mercan iyi misin?"
Baş sallamakla yetindim. Boynumun acısı dışında harikaydım.
Bakışları boynuma düşünce kaşlarını çattı.
"Siktir ya! Çok acıyor mu?"Hayır anlamında kafamı salladım. İlgili hâllerine hemen alışabilirdim.
"Dilini mi kesti? Niye konuşmuyorsun?"
Kahkaha atardımda boynum işte biliyorsunuz. Huysuz bir çocuk gibi sormuştu bu soruyu. Artık yerde oturmam saçma olduğu için duvardan dayanarak ayağa kalktım. O sırada etrafa baktığımda bir kaç hemşire, bir kaç asistan bir de Gencay bana bakıyordu.
Ben Gencaya bakınca gözlerimiz keşisti ve bana hafifçe gülümsedi. Bende karşılık verdim.
Sonra tekrar Egemene dönüp abartı bir sesle konuştum. "harikayım hocam hatta o kadar harikayım ki beyin tümörü almak için bir ameliyata bile girebilirim." Abartı bir sesle konuştum.
"Tamam çenen açıldığına göre kesinlikle harikasındır" dedi. Muzip bir ifadeyle
Gözlerimi belertip "hiçte bile ben çok konuşmam ki" dedim.
"Ya ya onu bi de Ankaradan dönerken ki bana sor" dedi.
"5 saat boyunca konuşmadım ya?
"Doğru 2 saat uyuduğun için konuşamadın. Hakkını yiyemem"
Omzuna vurdum. Sonra ikimzde gözlerimizi belerttik. O niye şaşırmıştı bilmiyorum ama ben hocamla el şakaları yaptığım için şaşırmıştım. Sonra toparlandım ve "şey... hem ben sen uyuma diye konuştum senle. Neyse gideyim de morarmadan şu boynuma bakayım" deyip yanından geçtim.
Giyinme odamıza geldiğim zaman kapıyı açıyordum ki Gencay arkamdan bağırınca elim kulbun üstünde kaldı
"Mercan!"
Arkamı döndüm "efendim?"
"Şey ben çok endişelendim senin için. İyi misin?"
"Iyiyim. Teşekkür ederim"
O ara gözüm küpe deliğine takıldı. Kaşlarımı çattım. "Küpe mi takıyorsun?"
Sorumun alakasızlığından olsa gerek biraz durdu ve " evet?" Dedi sorar gibi
"Daha önce görmemiştim."
"Çünkü hastanede takmıyorum."
"Anladım. Neyse ben gidiyim" boynumu gösterek "krem sürsem iyi olur" dedim. Bakışları boynuma düştü. Elini kaldırıp dokunmak isteyince geriye doğru çekildim. Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına attım. "Acıyor dokunmasan daha iyi" deyince eli yanına düştü.
"Peki. O zaman görüşrüz"
"Görüşürüz" diye mırıldandım ve arkamı dönüp odaya girdim. Aklımda tek soru vardı. 'Serseri Gencay olabilir mi?'
...........................
~ Tahminlerinizi alabilir miyim?
~ Sizce Serseri kim?
~ Oy ve yorum yapmayı unutmayın😘😘😍
